Tarih: 17.12.2016 11:52

KADINA ŞİDDET İNSANLIK SUÇUDUR

Facebook Twitter Linked-in

Adana(Ulus)--Türk Kadınlar Birliği Adana Şubesi, “Tutunduklarımız: İstanbul Sözleşmesi” Projesi’ni tanıttı
Türk Kadınlar Birliği Adana Şubesi, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında, “Tutunduklarımız: İstanbul Sözleşmesi Projesi” kapsamında, Türk Kadınlar Birliği Adana Şubesi ile Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, proje hakkında açıklamalarda bulundu.
Kadına yönelik şiddetin insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Türk Kadınlar Birliği Adana Şubesi Başkan Yardımcısı Dudu Nermin, “Eşitlik, özgürlük ve katılım mücadelesini 92 yıldır sürdüren ve bu mücadelenin başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engelin de kadına
yönelik şiddet olduğuna” değindi ve açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Derneğimiz; ülke düzeyinde bu sorunu ortadan kaldırabilecek güçlü ve koruyucu tüm yasal haklara sahip çıkmanın gerekli olduğuna her zaman inanmıştır.
Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur ve devlet bu şiddeti ortadan kaldırmak ve bu suçun işlenmesini önlemekle yükümlüdür. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinin en temel güvencesinin etkili ve caydırıcı yasal düzenlemelerin var olduğu da gerçektir. Ancak bu
düzenlemelerin en mükemmelinin bile uygulanmadığı, izlenmediği ve kullanılmadığı takdirde yazılı olarak var olmalarının önleyici bir etkisinin olmayacağını da biliyoruz.
Ülkemizde mevcut yasal düzenlemelerin şiddeti önlemek ve şiddet göreni korumak anlamında (bazı eksikleri olmakla birlikte) iyi bir donanıma sahip olduğunu söylemeliyiz. 11 Mayıs 2011’de imzalanıp ancak 2014 yılının Ağustos ayında yürürlüğe giren ve hem İstanbul’da olması ile hem de ilk imzacısı olmakla övündüğümüz ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Eviçi Şiddetin Önlenmesi’ ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)’nin bu donanıma Anayasamızın 90.maddesinden aldığı güçle çok önemli bir destek kazandırdığını açıklamalıyız.turk_kadinlar_birligi_cgc (1)
Çünkü bu sözleşme getirdiği geniş bakış açısı ve zaten gerekli olan ek düzenleme talepleri ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için en önce toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatın her alanında gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamakta ve imzacı olan taraf devletlerden de bunu istemektedir.
Şimdi, eşitlik ve şiddetin önlenmesi mücadelesinde bize çok önemli bir güvence getiren bu sözleşmenin herkes tarafından bilinmesi, öğrenilmesi ve yaygınlaştırılması görevini de Türk Kadınlar Birliği olarak en geniş şube ağına sahip olmamız ve ülke üzerinde her yere ve
her kadına ulaşabilme imkanlarımızı da seferber ederek biz üstlendik.
Bizi eşitlik mücadelemizde güçlendirdiği için “tutunduğumuz” Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması ‘CEDAW/ Sözleşmesinde olduğu gibi, şimdi de şiddetle mücadelemizde bizi güçlü kılan ‘tutunduğumuz’ bir İstanbul Sözleşmesi
var.
Bunları anlatmak için sivil topluma, kamu yetkililerine, yaygın ve yerel medyaya, tüm kurum ve kuruluşlara ve hatta gerekirse her kadına ulaşmaya çalışacak ve açıklayacağız ki; bu ülkede şiddetle mücadele başta bu konuda bütüncül politikalar oluşturmakla yükümlü olan devlet
olmak üzere hepimizin görevi ve sorumluluğudur.
Projemize destek veren Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun işbirliği ve katkısı ile; eşitliğin, özgürlüğün, şiddetsiz bir dünyayı yeniden ve birlikte yaratmanın umudunu çoğalttık.
Birlikte başaracağımıza inancımız daha da güçlü...”
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıya, partner dernekler; AKDAM (Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği, İnsani Değerleri Yüceltme Derneği, Türk Kadınlar Birliği Seyhan Şubesi’nin başkan ve üyeleri katıldı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —