KALDIRIMLAR, MEDENİYETİN ÖLÇÜSÜDÜR
Necip Fazıl Kısakürek ünlü Kaldırımlar şiirinde ”Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında/Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum” diyordu. Biz ise Adana’da değil arkamıza, önümüze bakmadan yürüyemiyoruz. Ben günde en az 10 bin adım yürüyen biriyim. Zaman zaman adım sayısı 20 bini, en fazla da 30 bini bulur. Ama gelin görün bu yürüme esnasında neler çektiğimi bir ben bilirim, bir de benim gibi yürümeyi sevenler.
X x x
5 Ocak 2017 tarihinde Yeni Adana Gazetesi’nde yazdığım köşe yazımın başlığı “KALDIRIM İŞGALLERİ”ydi.
Aradan 3 yıl 8 ay geçmiş, hiç değiştirmeden aynı yazıyı bugün yeniden yayınlasam güncelliğini kaybetmeyecek bir yazı.
Yazı aynen şöyle:
“Bir eski milletvekili (CHP’li), sanırım belediye başkanlığını düşünüyor ki, bana sordu: Adana´nın ne sorunu var?
Adana´nın ne sorunu yok dese çok daha çabuk yanıtlayacağım.
Tabi sorduğu soru kentsel anlamda. Yapılamayan belediye hizmetleri hakkındaydı.
Ben de, Adana´nın ciddi altyapı sorunu olmadığını. Sağolsunlar Selahattin Çolak´la başlayıp Aytaç Durak´la Adana altyapı sorununu büyük ölçüde çözüldüğünü söyledim ve ekledim, Adana´nın en büyük sorunu trafik, otopark ve kaldırım işgalleri dedim.
Özellikle de kaldırım işgalleri dedim.
Kaldırım işgaline son verecek bir babayiğit belediye başkanı görmedim bugüne kadar. Çünkü belediyeler kaldırım işgallerine göz yumduğu gibi, bu işgallerden paralar da kazanıyorlar. Bir esnafın 100 metrekare dükkanı var ama ürünlerini dışarıda, kaldırımda sergiliyor. Zabıtalar geldiğinde de işgaliye ödüyor ve işyerini 15-20 metrekare daha büyütmüş oluyor.
Bir de bunun siyasi kazanımı da var. Kaldırım işgaline göz yummayacak bir belediye başkanı ilk seçimde tekrar oy alamayacak. Bir de ahbap çavuş ilişkiler. Ve partiliyse de zaten göz yummak zorunda.
Bir daha seçilmemeyi göze alacak ve kaldırım işgallerine göz yummayacak bir belediye başkanı bu Adana´ya gelir mi bilemiyorum ama maalesef Adana´nın en büyük sorunları arasında bunları görmeden de edemiyorum.
Ayrıca kaldırımlar, otopark haline dönüşüp bizim gibi yayaların elinden alınmıştır. Biz yayalar, motorlu açlarla dolan kaldırımlardan yollara inmek zorunda kaldık. Kaldırımda veya yolda yürümek ise bir yetenek haline gelmiştir.
Bir de kaldırımların standartlara uymadığını görüyoruz. Kaldırımlar TSE standartlarına ve diğer yönetmeliklere göre en az 150 cm. olması gerekmekte. İki engelli aracın yan yana geçebilmesine olanak sağlamalıdır. Bırakın 2 engelli aracını biri daha geçemez durumdalar.
Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Seçildikten sonra gelecek seçimi düşünmeyecek bir yiğit belediye başkanı bu sorunu çözer sanırım.”
Xxx
Bu konu, yani kaldırım işgalleri konusu daha önce de Seyhan ve Büyükşehir’de CHP’li Meclis üyesi Mustafa Fidan Vursavuş tarafından mecliste gündeme getirilmişti.
Kendisi elektronik mühendisi ama bu yüzden lakabı “Kaldırım Mühendisi”ne çıktı. Sayın Vursavuş, 17 Ağustos 2020 tarihinde toplanan Seyhan Belediye Meclisinde kaldırım işgalleri konusunu yeniden gündeme taşıdı. CHP’li Güngör geçer de aynı konuda güzel bir konuşma yaptı. Bu konuşmalara AK Partili Mustafa Tunç da destek verdi ve onları kutladı ve teşekkür etti. Başkan Akif Akaya Akay ise, kaldırım işgalleri konusuna hiç değinmedi.
Ben de her üç meclis üyemizi kutluyorum.
Kaldırımların medeni ülkelerin bir göstergesi olduğunu ifade den Güngör Geçer Beye aynen katılıyorum. Sayın Akay ve meclis üyelerimizin daha 3.5 aylık hizmet süreleri var. Ne kadar medenileşip medenileşemediğimizi hep beraber göreceğiz.
AK Partili Tunç, “Liderlik nitelik ile değil sonuçlar ile iş bilen ekipler ile yürünürse sonuca varılır” demişti. Kendini Seyhan’ın sahiplerinden görenlerin ne kadar lider olup olmadığını izleyeceğiz.
Takipteyiz….
