Tarih: 25.09.2018 12:42
KALPTEKİ RİTİM BOZUKLUKLARI İNMEYE NEDEN OLUYOR
Günümüzün en sık görülen hastalıklarından olan inme ve kalp hastalıkları birbirini tetikliyor. Kişide kalıcı sakatlıklar ve hayati riske neden olan inmenin en önemli nedenlerinden biri de ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan kalpteki ritim bozukluklarından kaynaklanan pıhtılaşma olarak gösteriliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Talip Asil, “29 Eylül Dünya İnme Günü” öncesinde kalpte görülen ritim bozukluğu kaynaklı inme ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Her 5 hastadan biri kalpten gelen pıhtı ile inme geçiriyor
İnme sıklıkla bir pıhtının beynin içindeki veya beyne gelen damarları tıkamasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Hastalarda ani olarak gelişen kol veya bacaklardaki güçsüzlük, konuşma bozukluğu, dengesizlik, çift görme gibi nörolojik belirtilerle kendini göstermektedir. Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan inmenin kalp hastalıkları ile önemli bir ilişkisi bulunmaktadır. Her 5 inmeli hastadan birinde beyin damarlarını tıkayan pıhtı, kalpten gelmektedir.
Ritim bozukluğu kaynaklı inmenin hayati risk oranı daha yüksektir
Atryial fibrilasyon olarak adlandırılan ritim bozukluğu kalpte pıhtı oluşmasının en önemli nedenidir. Ritim bozukluğu toplumda yaklaşık yüzde 1-2 sıklıkta görülmektedir. Yaş ilerledikçe bu oranın görülme sıklığı belirgin bir şekilde artmaktadır. İleri yaştaki kişilerde ritim bozukluğu sıklığı yaklaşık yüzde 7-8’i bulmaktadır. Ritim bozukluğuna sahip her 100 hastadan 5’i bir yıl içerisinde inme geçirmektedir. Atriyal fibrilasyonlu hastaların geçirdiği inmeler daha şiddetli ve ölümcül olmakta ve tekrar etme riskleri de daha yüksektir.
Öncelikle atriyal fibrilasyonlu hastalarının belirlenmesi, inmeden korunma için oldukça önemlidir. İnme geçirmiş bir kişide ritim bozukluğunun varlığı ve kalpteki etkileri mutlaka incelenmelidir. İnme geçiren hastalarda sıklıkla basit bir kalp elektrokardiografisi (EKG) ile bu ritim bozukluğu saptanabilir ancak bazen bu ritim bozuklukları aralıklı olarak görülebilmektedir. EKG’nin normal olması ritim bozukluğunun olmadığını ispat etmez. Bu nedenle inme geçirmiş hastalarda EKG normal olsa bile sıklıkla 24 saatlik ve bazı şüpheli durumlarda daha uzun süreli kalp ritmi Ritim Holter denilen cihazla takip edilmelidir.
İnmeli hastalarda aynı zamanda mutlaka kalbin yapısal durumu ultasonografik bir yöntem olan ekokardiyografi ile kontrol edilmelidir. Bu yöntemle kalp kapakları ve kalbin boşlukları incelenerek, kalp kapakları veya boşluklarında bir pıhtı doğrudan görülebildiği gibi beyne veya vücudun başka bir bölgesine gitmiş olan pıhtıya ait dolaylı izler gözlemlenebilmektedir. Ekokardiografi göğüs duvarı üzerinden basit bir prob yardımı ile yapılabilir. Ancak inmeli hastalarda şüpheli durumlarda yemek borusu içerisinden bir prob yutturularak kalbin içindeki pıhtıları daha iyi gösteren “Transözofagial Ekokardiografi” denen yöntemin uygulanması gerekmektedir. Bu yöntem ile kalp içindeki pıhtılar daha iyi gösterilebildiği gibi kalbin yapısal durumu da daha iyi görülmektedir. Yine özellikle genç hastalarda pıhtı kaynağı olabilen “Patent Foramen Ovale” denilen yapısal sorun bu yöntemle saptanabilmektedir.
Tedavi kişiye özel planlanmalı
İnmeli hastalarda beyne gelen pıhtının kaynağı belirlendikten sonra ikincil bir pıhtı oluşmasın diye koruma amaçlı kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır. Ritim bozukluğu olan hastalarda kullanılan, kan sulandırıcı oral antikoagulan denilen ilaçların kullanılması kişiye özel olarak planlanmalıdır. Mutlaka bu hastalarda yeni bir pıhtı oluşma riski belirlenmelidir. Bu ilaçların beyinde veya vücutta bir kanama oluşturma riski de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. İnmeli hastalarda kullanılacak kan sulandırıcı ilaç belirlenirken ve takip edilen dönemde kişiye özel bir değerlendirme yapılmalı ve ilacın beklenen faydaları ve olası yan etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Ritim bozukluğu olan hastalarda bu kan sulandırıcı ilaçların kullanılmasına engel olan bir durum varsa angiografik yöntemlerle kalp içinde yapılacak bir müdahaleyle, pıhtının oluştuğu kalp boşluğunun bir cihazla kapatılması sayesinde bu ilaçların kullanım ihtiyacı ortadan kaldırılabilmektedir.
İnme ile kalp hastalıkları arasında bilinen bu yakın ilişki nedeni ile inmeli hastaların, konusunda uzman bir nöroloji doktoru ile birlikte bir kardiyoloji doktoru tarafından da değerlendirilmesi gereklidir. Her inme hastasının kendine özgü riskleri ve özellikleri vardır ve yeni bir inmenin engellenmesi için bir nöroloji doktoru tercihen bir inme uzmanı tarafından tedavisinin planlanması ve takip edilmesi gereklidir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —