Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, iktidarın
antidemokratik bir yaklaşımla yerel yönetimlerin yetkilerini
budayarak, yetkilerin merkezi idareye aktarıldığını, mesleki
haklarının gasp edilmesinin yolunun açıldığını söyledi.
Bekir Kamışlı, Mimarlar Odası Genel Merkezi tarafından hazırlanan
kapsamlı raporla ilgili bilgi verdi. Raporda, merkezi idare tarafından
gündeme getirilen yasa taslakları ile yürürlüğe konulan yasa ve
yönetmeliklerin; bir yandan ülkemizdeki tüm yapılı ve doğal çevreyi
olumsuz etkileyeceğini, doğal, kültürel, tarihi ve mimari mirasımızın
yok olmasına neden olacak değişiklikler içerdiğini belirterek,“Bir
yandan meslek alanımızı, mesleğin uygulama biçimini değiştiren ve
doğrudan etkileyen kabul edilmesi olanaksız değişiklikler
içermektedir.” dedi.
Başkanı Kamışlı, iktidarın en son uygulamalarından,“Mevzuat Hazırlama
Usûl ve Esasları Hakkında Yönetmeliğine” aykırı olarak hiçbir Meslek
Odasından görüş alınmadan hazırlanan, 1 Haziran2013 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlanan “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile bir yandan yapılı ve doğal
çevrenin planlama süreçlerine aykırı içimde yoğun yapılaşmasının önü
açılmaya çalışıldığını belirterek, açıklamasında şu görüşlere yer
verdi:
YEREL YÖNETİMLERİN YETKİLERİ BUDANIYOR
“Bugüne kadar torba yasa taslaklarıyla gündeme gelen hemen her türlü
değişiklik önerisinin bu yönetmelikle hayata geçirilmesinin
amaçlandığı görülmektedir.
Yönetmelikte yapılan değişikliklerle; ülkemiz coğrafyası, yerel
özellikleri ve kültürel çeşitliliği dikkate alınmaksızın yerel
idarelerin yapacağı düzenlemeler tek tipleştirilmek suretiyle,
kimliksiz, tek tip yapılaşmanın yolu açılmaktadır. Yönetmelikle
getirilen düzenlemelerle yerel yönetimin planlama, yapılaşma
konularında karar alma mekanizması, demokratik karar alma süreçlerini
hiçe sayarak, belediye başkanını atamasıyla yetki kullanacak
bürokratlara bırakılmaktadır.
Yapılaşmaya yönelik değişikliklerle, planlama süreçleri göz ardı
edilerek sadece yönetmelik düzenlemeleriyle doğal, tarihi, çevrenin,
kıyıların, yeşil alanların, tarım, orman ve mera alanlarının yoğun
yapılaşmasının yolu açılmakta ve bugüne kadar plana, mevzuata aykırı
olarak gerçekleştirilen yapılaşmaya af yolu açılmaktadır.
MESLEK ODALARI DIŞLANIYOR
Meslek Odaları dışlanarak, yerel yönetim ve odaların eşgüdümlü
çalışmalarının yolu kapatılmak suretiyle Odalarımızca bugüne kadar
gerçekleştirilen sayısız tespitler sonucunda idarelere bildirilen ve
yasal işlem başlatılan yetkisiz – sahte ûnvan kullanımının denetimsiz
bir biçimde artmasının yolu açılarak gerek meslek mensupları gerekse
halkın mağdur edilmesinin yolu açılmaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 4117 sayılı Edebiyat ve
Sanat Eserlerinin Korunmasına Dair Bern Sözleşmesi'nin Kabulüne Dair
Kanun ile Anayasamıza aykırı olarak; “mimari projeler” in eser olarak
kabulü, idarelerde kurulacak “estetik kurul” kararına bırakılmaktadır.
Bu komisyon tarafından özgün fikir ifade etmediğine karar verilen
mimarlık eser ve projelerinin değişikliklerinin ilk müellif dışında
farklı bir müellif tarafından hazırlanması halinde bütün sorumluluk
değişiklik projesini yaptıranlar ve projeyi hazırlayanlarda olmak
üzere idarelerce ayrıca ilk müellifin görüşü aranmaz” denilerek meslek
mensuplarının müelliflik hakları hukuka aykırı olarak ortadan
kaldırılmaktadır. İdarelerin yapı ruhsatı düzenlenmesi sırasında,
müelliflerin 5846 sayılı yasadan kaynaklanan haklarını gözetme
sorumluluğu kaldırılarak, proje müelliflerinin haklarının gasp
edilmesinin yolu açılmaktadır.
SAHTE MİMARLARA HİÇ BİR İŞLEM YAPILMADI
Sicil durum belgesi zorunluluğunun kaldırılmasından sonra, idarelerce
Odamıza iletilen Yapı Ruhsatlarının incelenmesi sonucunda,
yüzlerceyetkisiz unvan kullanımı, sahte mimar tespit edilerek ilgili
idarelere ve Bakanlığa bildirilmiş ve yasal işlem yapılması talep
edilmiş; üyelerimizin hak kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla yoğun
bir çalışma yürütülmüş ve halen yürütülmeye devam edilmektedir.
Yapılan yönetmelik değişiklikleriyle, mimar ve mühendislerin mesleki
haklarının iyileştirilmesine yönelik herhangi bir düzenleme
getirilmezken, meslek mensuplarının çok büyük bir çoğunluğunun esnek
ve güvencesiz çalışma ortamına zemin hazırlanmakta; mimar ve
mühendisler işsizlik ile karşı karşıya gelmektedir.
DEMOKRATİK KATILIM YOK SAYILIYOR
Kamu yararı ilkesine aykırı olarak; insana, doğaya, tarihe, kültüreait
değerlerin yok olmasının yolunu açan; ülke kaynaklarını denetimsiz
şekilde insan unsuru ile ilişkilendirilmeyecek “marka şehir”lere heba
eden; yerinden yönetim kuruluşlarını demokratik esaslara aykırı olarak
merkezi idarenin emrine amade eden; kentsel mekanın oluşumunda
demokratik katılımı yok sayarak yetki ve kararı merkezi idareye
bırakan; tarihsel geçmişe, dünyadaki gelişmelere, evrensel meslekkuram
ve kurallarına ve hatta benimsenmiş serbest rekabet ilkesine aykırı
olarak, ülke mühendis ve mimarlarını yok sayan; mimarların telif
haklarını yok eden düzenlemelerin en kısa sürede geri çekilerek; bu
tür düzenlemelerin tüm taraflarla birlikte, ülke gerçeğine ve meslek
mensuplarının sorunlarına cevap veren ve bakanlık, yerel yönetimler,
üniversiteler, meslek odaları gibi tüm tarafların demokratik
katılımını esas alan çalışmalar sonucunda gerçekleştirilmesi
gerekmektedir.”