Tarih: 11.12.2017 10:27

KENDİN PİŞİR KENDİN YE!

Facebook Twitter Linked-in

Tuncay Dağlı yerel yönetimlerin medyaya bakışını, yerel yönetimlerin çıkardığı dergi ya da gazetelerin içeriklerini yazdı.

'Belediyelerin “kendin pişir kendin ye” gazetecilik merakı..!

Bazı belediyelerin kendi bünyelerinde yayınladığı dergi, gazete ve bültenleri bir inceleyin, içeriğinde ne var, ne amaç taşıyor, ne kadara mal olur diye..

Pek fazla kişinin okumadığı gibi dikkatini de çekmediği, yalnızca kağıt toplayıcıların işine yarayan dergi, bülten ve gazetelerde yer alan fotoğraflar ve yazılar ise sadece yıkama yağlama işi.

Hangi partiden olursa olsun, belediyelerin çoğu, halk için çok daha iyi hizmetleri yatıracakları paraları ıvır zıvırla dolu bu kağıt parçalarına harcıyorlar. Hemen hemen her karede belediye başkanının fotoğrafı, her cümlede başkanı ve belediye çalışmalarını pohpohlayan sözler. Başkan şunu dedi, başkan bunu dedi, başkan şuraya gitti, başkan ödül aldı, başkan açılış yaptı, başkan bilmem kimle yemek yedi, vatandaşa hatır sordu, çocuklar başkana “seni seviyoruz” dedi, vs vs vs... Sıkıcı, tekrarın tekrarının tekrarı yazılar.. Yazık bunlara verilen bunca emeğe, zamana ve paraya..!

Kimi belediye bu işleri ihaleyle şirketlere vermiş tonla para ödüyor, kimleri kendi bünyesinde çalıştırdığı elemanlara yaptırıyor. Basın bürolarının basılı medya bölümü ayrı, interneti ayrı, televizyonu ayrı, her bölümün de ayrı ayrı elemanı var.. Bakıyorsunuz bir belediye başkanının etrafında iki üç kişi fotoğraf çekiyor, kameramanın her biri bir yerde, yandan profilden, detaydan genelden çalışan var.. İnternet üzerinden anında canlı yayın yapanlar, sanal medyada görüntü paylaşanlar var..

Bu yüzden belediye başkanlarının bulunduğu toplantılarda da –haber değeri görüp kendiliğinden gelmemişlerse- gerçek gazeteci, televizyon muhabiri ve kameran görmek pek de mümkün değil artık. Niye gitsinler ki? Gitmeye, zaman harcamaya, uğraşmaya ne gerek var? Nasıl olsa haber merkezlerine hepsi hazır geliyor. Olay, toplantı, her neyse belediyenin maaşla çalıştırdığı elemanları tarafından takip ediliyor, sonra bunlar aynı kişiler tarafından başkanı ve kurumu yağlayıp ballayan bir şekilde haberleştirilip, servis ediliyor. On fotoğraf varsa en az sekizinde de başkan oluyor tabi..

Peki nerde kaldı gazetecilik? Nerde kaldı gazeteciliğin eleştirel yanı, nerde kaldı gazeteciliğin eğriyi doğruyu gösteren özelliği, nerde kaldı gazeteciliğin yol göstericiliği, kamuoyu oluşturma özelliği? Bu şekilde yayınlar yapan belediyeler kendi işlerine bir de gazetecilik eklemiş oluyorlar. Bu arada gazetecilik ve halkla ilişkilerle uzaktan yakından bir eğitimi ya da tecrübesi olmayan çok sayıda akraba, tanıdık, hemşeri çocukları, partili yakınları da böyle basın departmanlarında kaynayıp gidiyor, aldıkları maaşın karşılığı olan işi, yaparak öğrenmeye çalışıyorlar.

Eline her akıllı telefon alanın kendini gazeteci sandığı ülkemizde belediyelerde ne yazıkki bu konuda kendin pişir kendin ye, kendin çal kendin oyna havasına girmiş durumda. Çok merak ediyorum, kendi maaşlı adamları tarafından bu şekilde balon gibi şişirilen belediye başkanları, bu uğurda döktükleri paraların seçimlerde hiç bir işe yaramadığını gördükleri zaman ne yapacaklar acaba? Çünkü halkın büyük çoğunluğu bu belediyelerin gerçek anlamda ne yaptığından ya da yapmadığından habersiz.

Mesleği gazetecilik olup, işini etik kurallara uyarak yapanların varlığını sürdürmesi için destek olmak yerine gazeteciliğe soyunan belediyeler, gazetecilik mesleğine ve halka büyük kötülük yapıyor, insanların verilen ya da verilmeyen hizmetler konusunda objektif gözlerle bakanlar tarafından doğru bilgilendirilmesinin önünü tıkıyorlar. En önemlisi de yanlışlarını söyleyen kimse olmadığı için, gözlerine far tutulmuş gibi önlerinin aydınlık olduğunu sanıp, kendilerini karanlığa mahkum ediyorlar.'


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —