Şehir Plancısı B. Ulaş Çetinkaya, deprem ve salgın hastalıkların yeşil ve sağlıklı şehirlerin oluşması için yeni bir Planlama yapılması için fırsat yarattığını ifade ederek, Kent Envanteri” oluşturup “Akıllı Şehir Uygulamalarına” geçilmesi gerektiğini savundu.
Adana ve Hatay için yapılacak İmar Planı Tasarımını A Grubu Planlama Ofisi Olarak Bedelsiz destek olmaya hazır olduklarını belirten Şehir Plancısı Çetinkaya, sosyal medya hesabından görüş ve önerilerini paylaştı. İşte o paylaşım:
“Şehir planlama ilkelerini yeniden düşünmek,
Kentlerin kırılganlığını, eşitsizlikleri ve yetersizlikleri gidermek,
Kapsayıcı, kendine yeterli, yeşil ve dayanıklı şehirler kurulması için hedefler belirlemek.
Gelecekte sorun yaşamamak için bugünden;
Yerel yönetişim mekanizmalarını yeniden düzenlemek,
Şehirlerdeki yoksulluğun ve eşitsizliklerin azaltılmasını sağlamak,
Kent morfolojisi, yoğunluk ve kompakt gelişme ilkelerini yeniden değerlendirmek,
Mevcut kent ekonomisi iş modelinin başarılarını arttırmak amacıyla olası riskleri azaltmak.
Çalışmaları yapılmalıdır.
Bu hedefleri kent ölçeğinde, mahalle ölçeğinde ve bina ölçeğinde yapılması gereken hususlar bulunmaktadır.
Kent Ölçeğinde; Sağlam zeminlerde depremlerden en az etkilenecek yapılaşma alanları sağlanmalıdır. Binalar yıkılırsa birbirini etkilemeyecek parsel büyüklükleri ve yapı yaklaşma mesafeleri belirlenmelidir. Ulaşım sistemi de ise yapıların yıkımı olursa yolları kapanmayacak genişlikte olmalıdır.
Salgın hasatlıklardan etkilenmemesi için Toplumun için güvenli, ucuz toplu ulaşım sağlanmalı, su, arıtma, atıkların uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
Ayrıca yeteri kadar açık ve yeşil alan oluşturulmalıdır. Bu alanlar afet durumunda toplanma alanları olarak da hazırlık yapılmalıdır.
Enkazlara müdahale için kurumlarda atıl durumda bulunan sivil savunma müdürlüklerinin işlevsel hale getirilmelidir.
Kent envanteri oluşturup Akıllı Şehir Uygulamalarına geçilmelidir.
Mahalle Ölçeğinde ise birçok ülkede gündemde olan 15-20 Dk yürüme mesafesinde ihtiyaçların karşılandığı kendi kendine yeten mahaller oluşturulmalıdır. Kamusal mekanların sokakların sosyal mesafeye uygun olarak yeniden tasarlanmalıdır. Kent bahçeleri yeşil alanlar oluşturulmalı. Deprem anında bu alanlar toplanma alanları olarak kullanılmalıdır.
Bina Ölçeğinde ise konut ve diğer kullanım alanları için alan büyüklükleri, bina yükseklikleri, her kattaki daire sayısı gibi standartlar belirlenmelidir. Bilişim teknolojilerine erişim sağlayan ve akıllı binalara geçilmelidir. Enerji verimliliği için yeşil binalar oluşturulmalıdır. Tüm yapılar deprem standartlarına göre inşa edilmelidir.
Kırsal alanlarda ise yapılar çok eski ve düşük kalite de inşaa edilmiş yapılar hızlıca yenilenmelidir.
Yapı yenilemelerinde ucuz kredi olanağı yaratılmalıdır.
Tüm dünyada ve ülkemizde sahil şehirlerine doğru göç olduğu gözlenmektedir. Nüfusu artan şehirlerimiz başta olmak üzere depreme dayanıklı Sağlıklı kentler oluşması için yerel yönetimlerin sorumluluklarını artırmaktadır. Yerel yönetimlere güçlendirmek yerine tam tersi merkezileşme olan ülkemiz de öncelikle bu durumun değişikliği ile süreç başlamalıdır.
ADANA’DA 3 FAY HATTI
Şehir Planlama çalışmalarımız da araştırma ve verilere göre Adana ve civarında depremleri oluşturan 3 adet ana fay hattı gelişmiştir. Bunlar Adana’nın kuzey-kuzeydoğu ve güney- güneybatı doğrultusu boyunca uzanan Ecemiş Fay Zonu; ile Adana Havzasının kuzeyinde değişik boy ve doğrultularda gelişmiş olan ve çok sayıda kırıktan meydana gelen Karaisalı- Karsantı Fay Zonu; ve ovanın güneydoğusunda Karataş- Osmaniye arasında genel doğrultusu kuzeydoğu-güneybatı olan yaklaşık 120 km uzunluğunda Karataş-Osmaniye Fay Zonudur.
Hazırladığım İmar Planlarına Esas Jeolojik ve Jeofizik Etüt yapan Jeoloji ve Jeofizik Mühendisi arkadaşlarım Kozan’dan uzanan fay hattı daha detaylı araştırılmalı demektedir.
Son yaşanan Deprem sonrasında yeni araştırma yapılması bu haritada yer alan ve alacak fay hatları da işlenerek güncellenmelidir.