Tarih: 16.12.2013 12:40
Kente Karşı Suç İşleyenlerin karşısındayız
Adana(Ulus)--TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu, yaklaşan yerel seçimler öncesinde, yerel yönetim anlayışı ve Adana seçim sürecine ilişkin düşünce, uyarı ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı, kente karşı suç işleyenlerin karşısında olduklarını vurguladı.
TMMOB’ye bağlı Çevre, Elektrik , Gıda, Harita ve Kadastro, İnşaat , Jeoloji, Maden, Makina, Mimarlar, Peyzaj, Şehir Plancıları, Ziraat Mühendisleri Odalarının Adana Şubelerinin katılımıyla yapılan açıklamada; halkın oylarıyla iş başına geçen yerel yöneticilerin Adana’yı gözetmeyen uygulamalarının sonucu Adana’nın her geçen gün yaşanılır olmaktan daha da uzaklaştırıldığı belirtildi.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan basın toplantısında hazırlanan ortak açıklamayı TMMOB Adana İKK Sekreteri Nazım Biçer okudu. “Yerel yönetim anlayışı kamu yararını gözeten, katılımcılığa ve paylaşıma açık, şeffaf, Adanalıların çıkarlarını ön planda tutan bir yaklaşımda olmalıdır” vurgusu yapan Biçer, ülkemizde, 1980’den bu yana, kent ve kenti çevreleyen ortamlarında doğal ve kültürel varlıkların yağmasının artarak sürdürüldüğünü, ‘yerelleşme’ aldatmacasıyla sadece yağmayı derinleştirmeye hizmet edildiğini ifade etti. Biçer sözlerine şöyle devam etti;
11 yıllık iktidarında, üretimden vazgeçerek ülke ekonomisini arazi rantı üzerinden temellendiren AKP, hiçbir insani, hukuki, ulusal ya da evrensel değer ve kural tanımaksızın ülkeyi, kentleri yağma ve talana açarak yeni rant kaynaklarının yaratılması sürecini hızlandırmıştır. Sanayiden eğitim ve sağlığa dek birçok kamu hizmetindeki serbestleştirme, özelleştirme gerçekleşmiştir
Bu politikaların hayata geçirilmesinde kamu hizmetlerinin merkezi yönetimden koparılıp küresel piyasaya açılması, kamu hizmet alanının daraltılması, dolayısıyla kamu iktidarının yönetsel düzeyde sermayeye devredilmesi ana amaç olmuştur. Bu doğrultudaki yeniden düzenlenme politikaları, yerel yönetimlere ve kentlere doğrudan yansımıştır.
Yaşadığımız süreç, hukuka dayalı demokratik bir toplum için olağan değildir, ülkemizde olağan demokrasilerde yeri olmayan tersi bir süreç işlemektedir
. Bu anlayışlar çerçevesinde şekillendirilen kentlerimizin; barınma, altyapı, ulaşım, enerji, sağlık, eğitim, kültür ve çevre konularındaki sorunları giderek derinleşmektedir. Başta su, elektrik, doğalgaz ve ulaşım olmak üzere temel kentsel altyapı hizmetleri ile eğitim, kültür, sağlık, çevre vb. alanlarda sağlanan sosyal hizmetler özelleştirilerek, ticarileştirilmekte; kamusal kaynaklarımız yerli ve yabancı tekellere aktarılmaktadır. Emekçilerin, yoksulların ve tüm ezilenlerin sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamdan tümüyle dışlandığı yıkıcı bir ortamda yoksulluk ve yoksunluk derinleşerek sürmektedir. Aynı zamanda, kentlerimiz, deprem, sel, heyelan ve yangın gibi afetlere de hazırlıklı değildir.
Kentsel dönüşüm ve yeniden yapılanma olarak adlandırılan süreçlerle, belirlenen kent parçalarının “kentsel dönüşüm” adı altında, içinde yaşayanlardan bağımsız, yeni imar hakları verilerek sermaye çevrelerine pazarlanması, özelleştirilmesi, satılması ya da tahsis edilmesi belli kesimler için ‘köşe dönme’ aracı haline getirilmiştir.
Yaşadığımız kent, Adana da bu politikalardan nasibini almış, halkın oylarıyla iş başına geçen yerel yöneticilerin Adana’yı gözetmeyen uygulamalarının sonucu kentimiz her geçen gün yaşanılır olmaktan daha da uzaklaştırılmıştır. Yeşil alanlar, boş alanlar hızla şantiye alanlarına dönüştürülmüş, inşaata dayalı birikim anlayışı Adana’da da uygulamaya sokulmuştur.
Kuzey Adana adında yeni yerleşim alanı yaratılması ile birlikte konut inşaatlarına hız verilerek, bu bölgede kentin dokusunu bozan, insanları beton blokların içine hapseden, Adana’nın iklimine coğrafyasına uygun olmayan beton yaşam alanları yaratılırken, Güney Adana kendi kaderine bırakılarak, palyatif, günü kurtaracak çözümlerle, makyajlamalarla adeta Adanalılarla alay edercesine, fütursuzca sürdürülen bir kentleşme Adanalılara reva görülmüştür. Bu dönemde Seyhan nehri havzasının yapılaşmaya açılmasının adımları atılmıştır. Günümüzde de öncellerinin peşinden gidenler aynı heveslerle Gençlik Merkezini, Seyhan nehri havzasına yerleştirmeye çalışıyorlar. Yine kamu yararı ayaklar altına alınarak, kamuoyunun yoğun tepkisine aldırılmayarak 5 Ocak Stadyum alanına AVM ve çok katlı konutlar yapılaşması isteniyor.
Yine ulaşım master planı oluşturacak bir irade yaratılmadığı için çağdaş çözüm sağlayan ulaşım projeleri yerine yerel yönetime gelenlerin bilimsellikten uzak anlayışları çerçevesinde her gelenin yeni bir düzenlemesiyle yollar yap poz tahtasına çevrilmiştir; kentimizde toplu ulaşımın temeli olması gereken metro Adana’yı ulaşımda rahatlatacak şekilde organize edilememiştir.
Kentsel dönüşüm alanları riski yüksek alanlar, yaşam kalitesinin yükseltilmesi gereken, yenilenmenin gerektiği alanlardan değil rantın yüksek olduğu alanlar seçilerek sürdürülmektedir. Ancak mevcut yerel yöneticiler ahkâm keserek bu bilimsellikten, bütünlükçü projelerden uzak, toplum yararını hiçe sayarak oluşturdukları kentsel dönüşüm projelerini seçim yatırımı olarak cilalayıp halka sunmaktadır. Kentsel dönüşüm adı altında, halkın temel hakkı olan barınmayı temin etmesi gereken binalar metalaşmış, rant kapısı haline dönüştürülmüştür.
ADANALILARIN ÇIKARI ÖN PLANDA OLMALI
Yaklaşan yerel seçimler öncesinde; kentini, insanı önemsemeyen, ranta dayalı anlayışlarla sürdürülen yerel yöneticiliğin gerek geçmişte uygulayıcısı olmuş olanlar gerekse bugün halen sürdürmekte olanların, bugün yerel yöneticiliğe tekrar talip olduklarını; yine yerel yöneticiliği daha önceden yapmamış, geçmişin ve bugünün yerel yöneticilerinin uygulamalarının getirilerini görerek iştahı kabaran kimilerinin de yerel demokrasi, yerel yöneticilik anlayışından fersah fersah uzakta olmalarına rağmen kendilerini bu göreve uygun görerek öne sürdüklerini görmekteyiz. Bu anlayışlarla sürdürülecek olan bir yerel yöneticilik kabul edilemez. Yerel yönetim anlayışı kamu yararını gözeten, katılımcılığa ve paylaşıma açık, şeffaf, Adanalıların çıkarlarını ön planda tutan bir yaklaşımda olmalıdır.
Biz TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak;
Halkın ve örgütlü her türlü kurum ve kuruluşun kent yönetimine katılımına olanak tanımayan, halkın vergileriyle üretilen kentsel rantı, yerel yönetimlere kaynak olarak değil, kendilerine ve çevrelerindeki çıkar gruplarına aktararak kente karşı suç işlemiş olanlara,
Demokratik mekanizmalar hiçe sayılarak aday olarak belirlenenlere,
Kentin kaynaklarını ve üretilen kentsel rantı, kentteki eşitsiz gelişim uçurumunu kapatacak şekilde kullanmayan, kentteki eşitsiz gelişimi derinleştiren, kentin kaynaklarını kendi oy potansiyellerine ve çıkarlarına göre kullanan ve dağıtanlara,
Yerel yönetimleri, yerel ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilebilecek bir alan olarak algılayan, yerel yönetimi kamusal alan tarifinden arındırarak sadece bir ticari işletme, şirket gibi gören ve yöneten, özelleştirme yanlısı olanlara, kesinlikle karşı olduğumuzun altını çiziyoruz.
Ayrıca, TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak;
Kente karşı suç işlememiş,
Yerel Yönetimleri bir kamusal alan olarak gören,
Kent halkının ve meslek örgütlerinin demokratik katılımını ve denetimini sağlayacak bir anlayışın geliştirilmesini temin edecek olan,
Kentlilik bilincine sahip olmayı ve kentleri demokrasinin beşiği olarak gören,
Kent yaşamını ilgilendiren her kararı kentlilerin katılımıyla alacak olan,
Halkın vergileriyle üretilen kentsel rantı yine kentliler için kullanacak olan,
Kentimizdeki doğal, tarihsel-kültürel değerleri ve kaynakları korumak, geliştirmek için kentsel planlamaları kentlilerin ve kentteki örgütlü her kesimin katılımı ile yapacak olan,
Kentimizin gelişiminde toplumsal, ekonomik ve fiziksel bütünlüğü gözetecek olan,
Kentteki yeşil alanları arttıracak olan,
Emekten, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden, halkların kardeşliğinden yana olan adaylara;
Adana’ya, yerel yönetim anlayışlarına ilişkin çalışmalarımız, araştırmalarımız ve kaynaklarımız ile destek vereceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —