Tarih: 25.05.2014 11:06
Kentler birer meta olarak görülüyor
Adana’da Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi tarafından “Büyükşehirlerde Güncel Sorunlar ve Büyükşehir Yönetimi” konulu panel düzenlendi.
İMO Adana Şubesi eski Başkanı Abdullah bakır’ın yönettiği Eczacılar Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleşen panel Manisa’nın Soma ilçesinde maden faciasında hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başladı. İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, insanların yaşamını adaletli, eşit, yoksunluğun ve yoksulluğun olmadığı, insan hayatının değerli olduğu bir toplumda sürdürmesini istediklerini söyledi. Biçer, “Biz İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak diyoruz ki, gelin yaşadığımız şehirde, katılımcı belediyeciliğin sürdürüldüğü, insanların sağlık, barınma ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulduğu, altyapı, trafik sorunlarının çözümü yolunda kararlı, bilimsel adımların atıldığı, önce insan diyen bir yerel yönetim anlayışının hakim olması için çalışalım. Gayret edelim, ısrarcı olalım. Bilgimizi, deneyimimizi, olanaklarımızı Adana’nın hizmetine sunalım” dedi.
“PLANLAR BÜTÜNCÜL DEĞİL”
İMO Şube Yönetim Kurulu Sekreter üye Suphi Civelek ise yıllardır süregelen yanlış politikalar sonucu kentlerdeki mevcut durumun işleri zorlaştırdığını kaydetti. Sorumluluk sahibi siyasilere ve meslek odalarına, birey olarak herkese önemli sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Civelek, “Kentler her şeyden önce hem birey olabilmeyi hem de toplum olabilmeyi sağlayan yaşam alanlarıdır. Kentlerdeki kamusal alanlar, park, meydan ve sokaklar farklılıkları bir araya getiren, insan iletişimini sağlayan, kent kimliğini oluşturan korunması gereken önemli ögelerdir” dedi. Günümüzde önlem alınması gereken çarpık kentleşmenin daha da derinleştiğini ifade eden Civelek, “Adana’da hala ulaşım master planı yoktur. Planlar bütüncül olmaktan uzaktır” ifadesini kullandı.
Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Gülcan Ulutürk ve TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Hasan Emir Kavi’nin konuşmalarının ardından başlayan paneli İMO Adana Şube Eski Başkanı Abdullah Bakır yönetti. Kentlerin doğru yönetilmediğini belirten Bakır, “Mühendisler olarak planlı dönemlerin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Mühendisler planlı süreçleri benimser ve sonuçlarını önemser. Kentler birilerine rant sağlamak üzerine yönetilmemelidir” dedi.
“GÖÇ EDEN İNSANLAR KAHRAMANDI”
Panelde ilk sözü alan Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tarık Şengül, Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi Adana’nın Yüreğir ve Seyhan ilçesinde binlerce sağlıksız konut bulunduğunu belirtti. Belediyecilikte doğru uygulamalar yapılmadığına dikkati çeken Şengül, “Yaşadığımız metropeller 70’li 80’li yılların metropolleri değil. O yıllarda bütün sorunlara rağmen sanayileşme dinamiği yaşanıyordu. Ekonomiyi döndüren en önemli çark sanayiydi. Ancak sanayileşme yaşanırken kentler ihmal edilince sağlıklı kentleşmede sorunlar başladı. Bugün Türkiye’de sata sata bitirilemeyen kamu iktisadi teşekkülleri varsa bunun bedelini kentler ödemiştir. Sanayileşme ve üretim için göç eden insanlar günümüzde sorun olarak görülüyor ancak bu insanlar 60-70’li yıllarda kentlerin kahramanları olmuştur” dedi.
Adana’da üretim merkezlerinin alışveriş merkezlerine dönüştürülmesinin üzüntü verici olduğunu dile getiren Şengül, günümüzde kentlerin bir meta olarak görüldüğünü ve rant merkezi haline getirildiğini belirtti. Şengül, belediye başkanları ve meclis üyelerinin kentleri bir hammadde gibi görmesini ve uygulamaların tümünde halkın çıkarını gözetmelerini istedi.
“TAŞERONU BİTİREN BELEDİYE KAZANÇLI ÇIKAR”
Mersin Üniversitesi Kamu Yönetimi Kent ve Çevre Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ise Avrupa’nın toplu konut tipinden vazgeçmesine rağmen Türkiye’nin Toplu Konut İdaresi (TOKİ) çatısı altında tek bir belediye yönetimine doğru kaydığını söyledi. “Avrupa TOKİ tipinden vazgeçiyor ancak biz inatla sürdürüyoruz. Çünkü TOKİ zihniyetinde yıkarken ve yeniden yaparken kazanç ekonomisi var” diyen Bayraktar, ülkemizde ve Adana’da taşeronluğu sona erdiren belediyelerin olumlu gelişme kaydedeceğini dile getirdi.
Bayraktar, şöyle konuştu:
“Belediyelerin önceliği çılgın projeler yapmak, kamusal alanları birtakım işgallerle donatmak değildir. Yerel seçimler öncesi belediye başkan adayları çılgın projeler peşinde koştu. Bugün Türkiye’deki Büyükşehir belediye yönetimleri girdi meşruiyetine dayanıyor. Belediye başkanları bir şeyi belirliyor ve ‘ben yaptım’ mantığıyla yaptığı işleri meşrulaştırıyor. Karşı çıkanlar da hizmeti engelleyenler olarak görülüyor. Türkiye’deki yeni yasayla belediye meclis üyelerinin hizmet ve icraat üzerine bir hükmü kalmadı. Meclis üyeleri sokak ve cadde isimlerini değiştirmekle yetiniyor. Belediye meclis üyeleri ve yavaş yavaş ilçe belediyeleri ayak bağı olarak görülmeye başlandı. Yeni yasayla Türkiye Cumhuriyeti Belediyesi ya da TOKİ Belediyesi adıyla tek tip bir belediyeciliğe gidiş var. İlçe belediyeleri haşereyle mücadele ihalelerini bile yapamıyor. Mersin’de Macit Özcan’lı belediye ile Adana’da Aytaç Durak’lı yönetim arasında bir fark yok. Dolayısıyla hakim belediyeciliğin partisi de yok. Ülkemizde tartışılan başkanlık sistemini anlamak için büyükşehir belediye başkanlarına bakmak yeterli. Türkiye’de belde belediyelerinin kapatılması, il genel meclis üyeliğinin sona erdirilmesi belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin sorumluluğunu iki katına çıkarmış ancak vatandaşı temsil eden siyasi sayısı yarıya indirilmiştir. Vatandaşın temsil hakkı gasp edilmiş, demokrasiye önemli bir darbe vurulmuştur.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —