KIDEM TAZMİNATINI ATATÜRK-İNÖNÜ-ECEVİT GETİRDİ ERDOĞAN İSE BİTİRİYOR!
KIDEM TAZMİNATINI ATATÜRK-İNÖNÜ-ECEVİT GETİRDİ ERDOĞAN İSE BİTİRİYOR!
Kıdem tazminatı yine gündemde! Temcit pilavı gibi iki de bir de ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyarlar. İktidarın amacı; zor durumdaki ekonomi için yeni bir fon yaratmak; işveren amacı kıdem yükümlülüğünden kurtulmak ve işçiyi istediği an kapı önüne koymak. İşçi ise; hem yıllarca çalıştığı işyerinden emeğinin, kıdeminin karşılığını almak ve en önemlisi de bu sistemin kendine sağladığı iş güvencesi olanağından olmamak.
KIDEM TAZMİNATI KANUNU 1936 DA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Kıdem tazminatının temeli Atatürk’ün Cumhurbaşkanı, İsmet İnönü’nün Başbakanlığı dönemine dayanmaktadır. 1936 yılında yasalaşan 3008 sayılı İş Kanunu ile ‘’kıdem tazminatı’’ çalışma yaşamına girmiştir.
1961 özgürlükçü Anayasa’sının sağladığı olanakla 1967 yılında kıdem tazminatı hakkı işçiler yararına daha da genişletildi. Ancak; 1970’te Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal etti.
O zaman sağ çevrelerde ‘’sosyal uyanış ekonomik uyanışın önündedir!’’ görüşü hakimdi. 12 Mart Muhtıracılar da bu görüşteydiler!
Göreve gelen kimi darbeci ve sermaye yanlısı sağ hükümetler iş çevrelerinin etkisi ile kıdem tazminatı hakkının kısıtlanması için girişimlerde bulundular. Ama işçi sınıfının kararlı mücadelesi, direnci karşısında şimdiye kadar ‘’kıdem tazminatı’’ hakkını geriletemediler.
Bugün halen uygulanmakta olan hüküm 1975 yılında Ecevit Hükümeti döneminde yasalaşan 1475 sayılı Kanunun 14’ncü maddesidir.
1475 sayılı İş Kanun 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı Yeni İş Kanunu’nun 120’nci maddesiyle, sadece 14’ncü maddesi hariç diğer bütün maddeleri yürürlükten kaldırıldı.
İKTİDAR VE İŞ ÇEVRELERİ ISRARLI İŞÇİLER İSE TEPKİLİ!
İktidar Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) diye bir sistem getirmek istiyor. Bu sistem ile Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) zorunlu hale getirilecek ve kıdem tazminatı da fona çevirilecek.
Kıdem tazminatı ortadan kaldırılacak. İşçi, işveren ve Devletin katkılarıyla bir fon oluşturulacak ve işçi tazminatını bu fondan alacak. İşçi işten ayrıldığında işverenin bir ödeme zorunluluğu olmayacak.
İktidarlar ise oluşan Kıdem Tazminatı Fonu (KTF) ve Zorunlu Emeklilik Sistemi (TES)’te biriken fonları istediği gibi kullanacaktır.
KIDEM TAZMİNATI FONUNU DA İŞSİZLİK FONU’NA BENZETECEKLER
10 Mayıs’ta bu köşede; ‘’İşsizlik fonu işveren fonu olmuş’’ diye yazdım. Son iki yılda İşsizlik Fon’dan 43 milyar TL harcama yapılmış. Bu meblağın 27 milyarı işverene 16 milyarı ise işçiye ödenmiştir.
Fon’da bugün itibariyle 131 milyar TL birikmiş! 43 milyar ödeme yapıldığına göre 88 milyar olması gerekir. Nerede? Bilen var mı?
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, önceki yıl İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün yazılı soru önergesini ‘’İşsizlik Fonu paralarının kamu bankalarında kullanıldığı’’ şeklinde yanıtlamıştı.
Diğer bir husus da İşsizlik Sigortası Fon kaynaklarının nasıl nemalandırıldığıdır? Bu daha hazin! Yüzde 92,38’i düşük faizli Devlet tahvillerinde, yüzde 7.62’si ise mevduat hesaplarına yatırılmış.
Böylece İşsizlik Sigortası Fonu iktidar eliyle “İşveren Destek Fonu” ve ‘’Devlet iç borçlanma kaynağı’’ olmuş!
Bu duruma göre; BES ve KTF’nunakibeti de böyle olacak!
ERDOĞAN DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLA ÇIKTI! AMAÇ FON YARATMAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan niyetini çok açık ve net bir şekilde açıkladı. Dilinin altındaki bakla aynen şöyle; “Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak.’’ Buna nasıl inanacağız?
‘’Tamamlayıcı emeklilik sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Bu kapsamda oluşacak fon ile Türkiye’nin istihdam kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz. Esnafımıza, küçük işletmelerimize, yatırımcımıza, üretim ve istihdam için uygun maliyetli ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir sistem kuracağız. Türkiye’nin istihdam kalkanını hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de inşallah 2022’de yürürlüğe sokacağız. Tüm paydaşlar ile tıpkı çalışanlardan olduğu gibi işverenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu’nda toplanacak” dedi.
İŞÇİ DE İŞVEREN DE ZAMANLAMA AÇISINDAN TEMKİNLİ
Bazı Bakanlar ile bazı işveren ve işçi temsilcilerinin katılımı ile yapılan toplantıda bir ortaklaşma çıkmadı. Nitekim; DİSK’in çağrılmadığı toplantıya;TOBB, TİSK, Türk-İş ve Hak-İş katıldı. Ancak değişikliğe çağırılanlar da karşı çıktı. Özellikle zamanlamanın çok yanlış olduğu vurgulanmış, emek tarafı muhtemel düzenlemeye çekincelerini açıkça dile getirmişler. Nitekim, basına yansıyan haberlerde de emek tarafının tepkili olduğu görüldü.
Bu hamur çok su kaldıracak. Bekleyip görelim!
Sabri Arpaç