Adana'da aynı aileden 4 kişinin ölümü, evde yapılan konserve yapımını gündeme taşıdı. Gıda konusunun tamamen bilimsel gerçeklikler ışığında ele alınması gerektiğini belirten Şehmus Alparslan, “Endüstriyel ya da ev yapımı gıdalarda en önemli kriter gıdanın güvenilir olmasıdır. Endüstriyel ürünler tamamen güvenilir değildir ama en azından denetime tabidir. Ev yapımı gıdalar hazırlanırken bazı konulara dikkat edilmesi gerekir” dedi.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, Adana’da ev yapımı konserveden zehirlenme şüphesi ile hayatını kaybedenler olduğuna dikkat çekerek, gıda güvenliğinin önemine dikkat çekti.
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. Osman Kola ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Şehmus Alpaslan, “Gıda, tamamıyla bilimsel gerçeklikler ışığında ele alınması gereken bir alan iken bu yönünü hiçe sayan mesnetsiz yaklaşımların bazı basın organlarında kendisine fazlasıyla yer bulabildiğine ve bunun sonucunda kamuoyunun ciddi bir şekilde yanıltıldığına tanık olmaktayız” dedi.
EN ÖNEMLİ KRİTER GÜVENİLİRLİK
Özellikle sanayi ürünü gıdalara yönelik olarak haklı haksız eleştiriler getirilirken, eve yapımı ürünlerin koşulsuzca önerildiğini öne süren Şehmus Alparslan, “Bilinilmelidir ki ister sanayi ürünü olsun ister el yapımı olsun gıda için en önemli kriter “güvenilir” olmasıdır. Sanayi ürünü her gıdanın mutlak güvenilir olduğunu elbette düşünmemekteyiz. Ancak sanayi ürünü gıdaların resmi denetim mekanizmasına tabi olduğunu bu mekanizmanın yeterli sayı ve nitelikte işletilmesi gerekliliği düşüncemizi saklı tutmak kaydı ile “ev yapımı”, “doğal” gibi tanımlamalarla gerek bireysel tüketim ve gerekse piyasaya arz edilmek üzere üretilen gıdaların bu ölçüde bile bir denetime tabi olmadığını vurgulamak isteriz” şeklinde konuştu.
Şehmus Alparslan, “Son olarak Adana’da yaşanan can kayıplarının domates konservesinden kaynaklanmış olabileceği şüphesi bulunduğunu belirterek, “Konuya gıda bilimi ışığında yaklaşmamız gerekmektedir. Bu durumda bu kadar tehlikeli sonuçlar doğurabilen bir etkenin tespiti ve yok edilmesinin zorluğu karşısında ev şartlarında sebze konservesi üretimini asla önermemekteyiz” dedi.
ÖNEMLİ ÖNERİLER
Alparslan, tüm bunlara karşın ev konservesi yapacaklara da şu önerilerde bulundu:
“Öncelikle konserve hazırlamadan önce mutfağımızı, kullanacağımız (bıçak, tencere, doğrama tahtası vb.) alet ve ekipmanların temizliğine dikkat etmeliyiz. Ayrıca hazırlayacak olan kişinin kişisel temizliği sağlaması önemlidir. Özellikler elinde yara olan kimsenin konserve hazırlamaya yeltenmemesi gerekir.
Konservenin yeterince kaynatıldığının anlaşılması için termometre kullanılmalı, sıcaklık ve kaynatma süresine riayet edilmelidir. Minimum 120 °C’de 10-15 dakika. Ki bu sıcaklığa ev şartlarında ulaşmanın mümkün olmayacağını ve bunun yukarıda belirtildiği gibi ancak düdüklü tencere veya endüstriyel kazanlar ile mümkün olabileceği unutulmamalıdır.
Kullanılacak olan kavanozların özellikle kapakları daha önce kullanılmamış olmalıdır. Konserveler kavanozlara sıcakken doldurulmalıdır. Kapakların içinde bulunan ve çoğunlukla dikkatten kaçan contanının yıpranmamış olması oldukça önemlidir. Contanın işlevini sağlayabilmesi ve diğer taraftan kapakta bulunan bazı mikroorganizmaların ısı etkisi ile yok olması için konserveler sıcak doldurulduktan sonra ters çevrilmelidir.
Konserveler mümkün olduğunca hızlı bir şekilde soğutulmalı, soğuduktan sonra serin ve güneş görmeyen ortamda muhafaza edilmelidir.
Konserve, tüketilmeden önce gözle kontrol edilmeli, kapağında şişme, sızıntı varsa ayrıca ürün içerisinde hava kabarcıkları oluşmuşsa, kapağı açıldığında normal olmayan kötü bir koku hissedilirse kesin olarak tüketilmemelidir.”