KONYA ATATÜRK ANITI
Mimar Muzaffer Bey Konya'nın bir ziraat şehri olduğunu simgeleyen, içinde kağnı, buğday, başak demetleri ve birkaç köylü bulunan bir abide kompozisyonu hazırlayıp ilgililere sundu Adı “Konya Ziraat Abidesi” olacaktı. Proje kabul gördü ve hemen inşaata başlandı. Ancak Birinci Dünya Savaşı başlayınca, inşası durduruldu ve üzeri kalın saçlarla örtülerek uygun zaman beklenmeye başlandı.
1924 yılında Konya Belediye Meclisi, bir Mustafa Kemal Atatürk anıtı yapılmasına karar verdi. Bunun için Muzaffer Bey’in “Konya Ziraat Abidesi” nin projesi kullanılacaktı.
Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel heykelin yapımı üstlendi. Türkiye’de hazırlanan kalıplar, Viyana Birleşik Maden işletmelerinde bronz madeninden dökülüp, yurda getirildi ve yerinde monte edilerek, daha önceden inşa edilmiş kaidenin üzerine yerleştirildi
Heykelin kaidesi olarak kullanılan Ziraat Abidesi; sekizgen bir havuzun içerisindeki platformun üzerine yapılmıştı. Sekiz sonsuzluk ve ölümsüzlük simgesiydi.
Heykelde Atatürk mareşal üniformasıyla ayakta durmakta ve sol eliyle kılıcının kabzasını tutmaktadır. Savaşa hazır asker, kılıcını sağ eliyle tutmalıdır. Oysa Atatürk kılıcını sol eliyle tutarak savaşa değil barışa vurgu yapmaktadır. Ama yine de kılıç askerin bir parçasıdır, vazgeçilemez.
Atatürk hafifçe öne uzanmış, sağ eliyle ayaklarının dibinden yükselmekte olan bir demet buğday başağına dokunur pozisyondadır. Yani, Konya bir tarım memleketidir. Tarımla kalkınmalı, ülkeyi beslemelidir. Buradaki başak ulusal kalkınmayı ve Anadolu aydınlanmasını, bolluk ve bereketi simgelemektedir.
Açılışta heykelin iki yanında; biri Hürriyeti, diğeri Cumhuriyeti simgeleyen iki genç kız, beyaz tüller içerisinde yer alır. Yani gelecek geçlere, özellikle hanımlara emanettir. Beyaz, temizliğin, saflığın, lekesizliğin, aydınlığın simgesidir.
Konya Atatürk Anıtı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sarayburnu Atatürk Anıtı'ndan sonra yapılan ikinci anıtı ve Türkiye’nin en gösterişli Atatürk Anıtıdır.
SANIRIM ANITIN VERDİĞİ MESAJ,