KOZAN’DA BAŞKAN ÖZGAN…
KOZAN’DA BAŞKAN ÖZGAN…
Yaşananlar yalan değil! Yazgısıyla yoğrulduğum, yarım yüzyılın yaşanmışlığını taşıdığım yıllar yalan değil! Çok güldüm, çok üzüldüm, çok sevdim, çok kavgalar yaşadım, çok umudumu yitirdim, çok şafak türküleri mırıldandım “hiç biri” yalan değil!
Bazen şakasından da olsa “tüyenleri kınarken, sende tüydün” diyenlere, “ben terk etmedim ki, yıllar sonra gelip, beni taşıyın demek için yalvarmadım ki, parmakla gösterilecek gün aralıklarıyla aranızda olmayı sürdürüyorum ya” dediğimde gülüşüyoruz.
Yaşadığım hiçbir şeyi yok saymıyorum, yaşadığım her şeyden etkilenme olasılığını göz önünde bulunduruyorum, geçen hafta buradaydım, bugün Belediye Başkanı Kazım Özgan’ın çağrısı nedeniyle Özcan Aladağ ile Durmuş Ali Başkan dostlarla Kozan’dayız…
Yarım yüzyılımda “tümden” izleri olan Kozan’da…
***
Kozan, doğduğum/ büyüdüğüm kent. Dışarıda olanlara, Kozan’ı bilmeyenlere tanıtacak/ tanıyanlara esin kaynağı olacak öyle çok varsıllıkları var ki; ama nedense pek “tanıtma”, Kozanlıya bir soluk aldırma hevesi içinde ya olan olmamış- ya da düşünülememiş!
Daha yakın zamana dek, her görenin büyülenircesine baktığı Kozan Kalesi’nin yolu yoktu, gezilecek yerlerin önleri kapalıydı, adım attığınız yerler çalılıktı!
Yalnız burası mı? Kent içerisinde birçok tarihsel varsıllık taşıma özelliği bulunan yerler salt “üç-beş” kişi dışında ne biliniyor, ne dilleniyor, ne de önemsenmesi sağlanıyordu!
Her gelen belediye başkanının işi yol açmak, asfalt dökmek, kaldırım yapmak, tanıdık/ bildiklerin işine gelecek yerlerde “imar” oluşturmak…
Kozanlı’nın gözleri perdeli olunca; Kozan için çalışacak olanlar, Kozan’a katma değer katacak olanlar birer birer “tüyünce”…
Kozan, bildiğim Kozan işte; iki uçtan çekiştirerek “bir şeyler” yapılmak isteyenin önündeki “engeller” bitmiyor; gelin arabası önü keser gibi durdurulmak isteniyor…
***
Gerek tanıtım, gerekse Kozanlı’ya “vizyon” katmak açısından geçtiğimiz yıllarda iki dönem belediye başkanlığı yapan Kazım Özgan’ın harcadığı “emeğin” yadsınmasını doğru bulmam…
Yıllar önce yapılmış, üzerinden birkaç belediye başkanı geçmiş, ne amaçlı kullanıldığı bilinmeyen, koltukları dökük, içeride ağır küf kokusu barındıran Belediye Sineması’nın hem sinema severlere açılması, hem de ayda bir kaç kez düzenlenen bilgi şöleni (sempozyum) için restore edilmesi anlamsız olamaz!
Kozan’dan hem tüyenler, hem Kozan’da palazlanıp dışarıda tüketenler dediklerimi “gerçekçi” bulmayabilir!
Kozanlı’nın televizyondan/ basından tanıdığı, Belediye Sineması’nda düzenlenen bilgi şöleninde gördüğü/ izlediği birçok isim oldu! “Bilgiye açlık” konusundan uzak olanlar için diyeceğim bir şey yok, ancak “bilgiyi” ekmek gibi/ su gibi/ uyku gibi gereksinim bilenler o süreçten yararlandılar, yanlış bildiklerini düzelttiler, yeni üretim modelleri denediler, başka üretim kaynaklarını öğrendiler…
Bunlar, Başkan Özgan’ın katkılarından bir kaçı yalnız…
***
Odasındayız, bugün…
Bizden başka basın danışmanı, bir belediye başkan yardımcısı ile birlikte…
Geçtiğimiz günlerde basında da yer alan Millet Bahçesi projesinden söz etti; Türkiye’nin ilki olduğunu, on yıl önce burada çalışma başlattıklarını, ardından bir bölümünü gerçekleştirdiklerini anlattı…
Millet Bahçesi; Kozan’ın Saimbeyli Caddesi’nde yer alan, çocukluğumuzda ulusal bayramların yapıldığı yer olarak belleklerde kalan, kentlinin olağanüstü durumlarda “toplanma yeri” olarak da düşünülebilecek konum özelliği taşıyan bir bölgesi…
Kozan, çocukluğumuzdan daha kalabalık şimdi; bir yandan nüfus artışı, bir yandan çok katlı yapıların ortaya çıkması, bırakın yolları/ kaldırımların bile otomobillerce gasp edilmesi, üretime katma eğer katamayış, bilenin/ anlayanın/ varlıklının Kozan’dan tüyüşü…
Başkan Özgan “yollar artık dar geliyor, halk değil otomobiller sıkıntı birçok yerde” diyor!
Öyleydi, biraz önce aracımızı bırakmak için onbeş dakika yer aradık! Bir yandan geçim sıkıntısı yaşanıyor, bir yandan da durağanlık insan istencini “körelmeye” yönlendiriyor, kısa yollar araçlarla alınmaya çalışılıyor, bilinçsiz üretim/ bilinçsiz tüketimi de peşinden getiriyor!
***
Yaşananları yalanlamak, yarının olacaklarını da “yanlışa” yönlendirir! Çıkmaza, bilinmeze iteler!
Yazgısıyla yoğrulduğum, yarım yüzyılın yaşanmışlığını taşıdığım yılların yalan olmadığı ne denli gerçekse; gülmelerim/ acılarım/ çığlıklarım/ sevmelerim/ kavgalarım/ tepkilerim/ kızışlarım ne denli yaşamımda “belirgin” izler açmışsa…
Kozan’da Başkan Özgan’dan izler taşıyor! Bunu, on yılın ardından beş yıl ayrı kalış sürecinde görmek de olası. Şöyle diyor “elimizden gelini yapıyoruz, ancak eksiklerimiz çok, Kozan’ın spor salonundan/ tanıtımına dek yapılması gerekenler var, Kozanlı’ya katma değer katacak işler yapmak istiyoruz.”