KURUCU OLMAK!
KURUCU OLMAK!
Adana’da TRT’nin Çukurova Haber Müdürlüğünü yapan Çukurova Gazeteciler Cemiyeti
Eski Başkanı Eroğan Varol , İmtiyaz sahipliğini ÇGC eski Başkanlarından Tamer Ünal’ın yaptığı Pozantı Gazetesi’ne ÇGC’nin Kurucu Başkanı merhum Çoban Yurtçu ile olan anısını yazdı.
İşte o yazı:
Tamer Ünal’ı 1975’ten bu yana tanırım. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşundan itibaren de arkadaşlığımız var. O zamanlar Akajans’ın Adana Büro şefi olup, kendine göre doğruları bulunan bir gazetecidir.
Bu yüzden, şimdi sahibi olduğu “Pozantı” Gazetesinde, yazı yazmamı istediği zaman, hiç düşünmeden hemen kabul ettim. Zaten, “Datça Havadis Gazetesi’nin internet sitesinde de yazıyordum. Daha önceleri yazmaya ise, Adana’da yayımlanan, şu anda benim gibi emekliliğin tadını çıkaran, Bilal Tipi’nin yönetimindeki, “Barış Gazetesi’nde” 30 Haziran 2004 yılında başlamıştım.
Tamer Ünal, benden anılarımı yazmamı istiyordu. Kolaydı. Çünkü 1968 yılında, Ankara Ulus Gazetesinde başlayan gazetecilik yaşamım sırasında, epey anı biriktirmiştim.
Ancak Ünal’ın yazmamı rica ettiği anılar, tabii’ki genel olanlar değildi. Adana ile ilgili olmalıydı. O daha kolaydı. Çünkü, 1974 yılından 2003 yılına kadar, ikamet ettiğim Adana’da, kentle ilgili amirlerimle ilgili ve arkadaşlarımla ilgili, bir sürü hatıram vardı!
Bunlar arasında, en önemli anılarımdan birisi de, Çukuroava Gazeteciler Cemiyeti Kurucu Başkanı Çoban Yurtçu ile, TRT Çukurova Bölge Müdürü Aydın Remzi Yüregir arasında geçen bir olaydı. Benim Adana’da kalmamı ve olgunlaşmamı sağlayan, bu iki rahmetli abim arasında geçen bir olay, hatıralarımın hemen -hemen en önemlisiydi.
Lafı uzatmadan olayı anlatayım.
Kurucu Başkanımız, meslek büyüğümüz Çoban Abimiz, Adana Temsilciliğini yürütmekte olduğu, Cumhuriyet Gazetesinden ayrılıp, Çukobirlik Basın Müşavirliğine başlaması ise, Basın camiasında çalkantıya sebep olmuştu.
O tarihlerde ben TRT Çukurova Radyosunda görevli idim. Binamız, Adana’da Sular Yolunda, Ekmekçiler Apartamanın 3. Katında idi. Aynı yerin 4. Katında ise, Çukobirlik Genel Müdürlüğü de bulunmakta olup, Genel Müdürü de Hikmet Savatlı idi.
Genel Müdür Hikmet Savatlı’nın yaptığı basin toplantısında, Cumhuriyet gibi çok önemli bir gazetenin, Adana temsilciliğini yapmakta iken ayrılarak, Çukobirlik Basın Müşvariliği yapan Çoban Yurtçu Abimizin, bu basın toplantılarında Genel Müdür Hikmet Savatlı’nın arkasında, ayakta duruyor olması, biz gazetecileri son derece dokunduğundan, özellikle genç meslektaşlarımız tarafından, tepki ile karşılanmaya başlandı.
Mesleki açıdan olmusuzluk kabul edilen bu durum, TRT Bölge Müdürü Aydın Remzi Yüreğir’e iletildi. Bunu Çoban Yurtçu’ya anlatma görevi ona bırakıldı.
Aydın Abi bir gün beni makamına çağırdı. Bir sayfalık bir yazı yazmıştı. “Şunu oku! dedi. Yazısında, Çukurovabirlik Basın Müşaviri olan Çoban Yurtçu’dan, Cemiyet Başkanlığından ayrılmasını istiyordu. Zarfı alıp, bir üst kata Çoban Abinin makamına çıktım. Çoban Yurtçu, yazıyı okuduktan sonra, “Aydın’ın ne yazdığını biliyor musun?” diye sordu. Ben “Hayır bilmiyorum. ” demek zorunda kaldım. Kağıdı katlayıp zarfa koyan Çoban abi, “Aydın’a söyle gereğini yapacağım!” dedi. Yaptı da! Bir gün sonra Cemiyet Başkanlığından istifa etti. Benim kendisinden sonra, Çukuroava Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olmama sebep olan, bu onurlu olayı hiç bir zaman unutmadım. Unutamam da. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti gibi, bir basın kuruluşunun başkanı olmanın ne kadar önemli olduğunu, günümüze taşıma bakımından bu hatıramı gazeteciler başta olmak üzere, toplumla paylaşıyorum.
Bu seferlik bu kadar.
Kalın Sağlıcakla…
Ve Pozantı Gazetesini okumaya devam edin.