'Özgür Ansiklopedi' sloganını kullanan ve kişilerin katkısı ile ortaklaşa birçok dilde hazırlanan Wikipedia'ya, Türkiye'den erişimin engellenmesine tepkiler devam ediyor.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Wikipedia'ya erişim BTK(Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından da engellendiğini belirterek, “İşin teselli eden yanı yasaklamanın yargı kararı ile değil idari kararla olmasıdır. Siyasi iktidar ne yazık ki sansüre doymuyor... Bu defa son 'kurban' Wikipedia oldu” dedi.
“Sitede bir iftira, yalan bilgi ya da içerik varsa, bu site yönetimi ile diyalog kurularak kaldırılabilirdi” diyen Av. Küçük, yazılı açıklamasında şöyle dedi:
“Ya da mahkeme kararıyla sakıncalı içerik ya da içeriklere erişim engeli konulabilinirdi. Belli ki; BTK bunların hiç birine gerek duymuyor ve siteyi direk kapatma yolunu seçiyor. Yapılan uygulamanın adı 'sansürdür ve bilgiye erişim hakkının engellenmesidir. Bu kabul edilemez. Türkiye'de şu an tam 34 bin internet sitesi bu yolla erişime kapatılmıştır. Sansürün boyutları korkutucu bir hal almıştır. Wikipedia da bu sitelere eklenmiş; siyasi iktidar sansürü uluslararası boyuta taşımıştır. Wikipedia'ya yönelik keyfi sansüre derhal son verilmelidir”
Düşünceyi ifade özgürlüğü liginde 163. Sırada bulunan Türkiye’nin bir basamak daha aşağı indiğine dikkat çeken Av. Küçük, açıklamasına şu ifadelerle noktayı koydu:
“ BTK'nın sansür kılıcı aralıksız çalışmaktadır. 150'yi aşkın gazetecinin cezaevinde olduğu ülkemizde aydın yazar, gazeteci ve düşünenlere yönelik baskı ve sansürün boyutu her alanda farklılık göstermektedir.
Örneğin dünyaca tanınan yazarımız Aslı Erdoğan, hala yurt dışına çıkamıyor. Avrupa Kültür Vakfı'nın uluslararası sanatçılara verdiği Prenses Margaret ödülünü kazanan Aslı Erdoğan, pasaportuna el konulduğu için 9 Mayıs'taki törene katılamayacak.
Bu anlamsız yasağa derhal son verilmeli; internet ansiklopedisi Wikipedia da erişime açılmalıdır. İktidarın Türkiye'yi ileri demokrasi anlayışı bu olmamalıdır. Türkiye’de siyasi iktidarın yarattığı bilgiye, sanata ve aydınlığa düşmanlığın had safhaya çıktığı tabloyu hak etmemektedir. Böylesine hukuka aykırı bir kararın tarihinde aydınlanmayı engellemek için kütüphaneleri yakma tavrından hiçbir farkı yoktur.'
