Afganistan, orman yangınları, sel basan kasabalar, trafik kazaları, iş kazaları, LGS, YKS, üç beş matematik fizik problemini anlamayan yüz binler, şimdi de yine boş kalan kontenjanlar, düşen puanlar, yitip giden doğa, insan, insanlık.
Bunlar birbiriyle ilişkisiz mi, aralarında nasıl bir ilişki var acaba?
YKS: TIP, HUKUK, ODTÜ, BOĞAZİÇİ PUANLARI 40-60 PUAN DÜŞTÜ
Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık programlarının giriş puanları yaklaşık 50-60 puan düşmüş, bazı programlar 400 puanların altına inmiş bulunuyor. Hukuk 350’ler civarına düşmüş bulunuyor.
ODTÜ’nün tüm programları dikkate alındığında geçen yıla göre giriş puanları 55 puan, Boğaziçi için 47 puan gerileme var.
TÜM TEMEL BİLİM VE MÜHENDİSLİKLER BOŞ KALDI
120 bini dört yıllık lisans programları olmak üzere 200 bine yakın kontenjan boş kalmış bulunuyor.
Fizikten kimyaya sosyolojiye felsefeye; makineden, inşaattan, jeolojiden ziraata tüm temel bilim ve mühendislikler artık boş kalıyor. İşletme, iktisat, istatistik boş kalıyor.
Üniversiteler, okullar veya pandemi neden bu durumda, memleket ve insanlık bu duruma nasıl geldi?
PİYASACILIK VE DİNCİLİK SORUNLARI ÇÖZER Mİ?
Bırakın yapsınlar, bırakınız geçsinler, üniversite tabelasını ve kontenjanlarını artırın, arz talebi geçsin, pazar piyasa çözer sorunu, önce sayı ve kontenjanları artırın, sonra piyasa eler onları, kontenjanları boş kalan, öğrenci bulamayan okul ve üniversite elenir, siz yeter ki önce piyasalaştırın, sayıları çoğaltın, gerisini meta ve piyasa ilişkilerine bırakınız.
Dere yataklarına imar izni verin, isteyen istediği yere istediği binayı yapsın, istediği kadar kat çıksın, piyasa çözer işi, satamazsa sorun çözülür, ölüler bir daha dirilebilirse, aynı yerde oturmaz, piyasa ve müteahhitler çözer sorunu.
Bırakınız Afganlıları, Taliban mı yönetir, hangi cemaat ele geçirir, kim kimi vurur, kapatsınlar kadınları, vursunlar birbirilerini, vuracak yiyecek kimse kalmayınca sorun çözülür.
Bulaş varsa kapalı tutun okulları, okula eğitime ihtiyacı olan merdiven altı etüt merkezlerine gitsin, özele gitsin, gidemeyen EBA’dan uzaktan izlesin, veririz bir diploma, talep diploma ise arzı kolay, dağıtırız diploma, sorun çözülür.
Yeterli okul, derslik, yurt yapmayın, yurt mu yok, okul mu kalabalık, hane mi fakir, piyasa ve tarikatlar çözer sorunu, özel okula veya FETÖ’ye teslim edersiniz çocukları, sorun çözülür. Bilgisi bilimi önemli değil, var kontenjan, yazsın birini, alsın bir diploma. İş bulamıyorsa, daha ucuza çalışır, olup biter.
Özetle bir sorun veya talep mi var, sorunu çözer arzı endam eden piyasa veya kilise-cemaatler.
LİBERALİZM, DİNCİLİK AKIL MIDIR, BİLİM MİDİR?
Liberalizm akıl değil aklın para piyasaya bağlanmasıdır.
Dincilik akıl değil aklın dogmalara bağlanmasıdır.
Sorumluluk almamak akıl değil aklın konformizme bağlanmasıdır.
Sorunun ana kaynağı, “ölçüsüzlüktür” veya doğa, insanlık ve bilim dışı ölçülerin (isterseniz buna değer de diyebilirsiniz) öne çıkmasıdır, iştahın veya dogmaların iradeyi (aklı ve bilimi) esir almasıdır.
Bilinçsiz olan yönelimler irade değil iradesizlik örneğidir, irade bilgiyle bilinçle akılla olur. Şu anda Türkiye’de yaşananlar, Dünyada yaşananlar büyük bir irade kaybını göstermektedir.
İradenizi kaybederseniz başka güçler sizi yönetmeye başlar. Bu bireysel düzeyde de toplumsal düzeyde de, ülke düzeyinde küresel düzeyde de böyledir.
İnsanlığın irade kaybının en önemli iki sebebi iktisadi liberalizmdir ve dincilik/gelenekçiliktir.
AKLA BİLİME DAYALI OKUL, ÜNİVERSİTE VE POLİTİKALARIN ÖNEMİ
Çözüm de özgürlük de iradeyle, irade akılla bilimle eleştirel düşünceyle olur. Basit bir matematik, mantık veya fizik, kimya, jeoloji, coğrafya, psikoloji, sosyoloji, ekonomi sorununu kavrayamayan nesillerin bilinçli bir eylemi veya iradesi olmaz, ham saik ve güdüleri olur, birileri bunları yığınlar halinde yönetir.
Okulları kapatırsanız, dahası bilimsel içeriğini boşaltırsanız, seneye daha kötüsü olur.
SB’YE, MEB’E VE YÖK’E ÇAĞRI: AŞILAMA, SEYRELTME, BİLİMSEL EĞİTİM
Seneyi, dahası 50-100 seneyi kaybetmek istemiyorsak okulların tam zamanlı açık olması ve eğitimin niteliğinin bilime, eleştirel düşünceye dayanması gerekmektedir. Bu kafayla, bu müfredatla, 40-100 kişilik sınıflarda ne nitelikli eğitim yapılabilir ne de bulaş riskleri tümden giderilebilir. TTB de ısrarla çağrıda bulunuyor: Okullar açık tutulsun. Aşılama artırılsın. Sınıflar seyreltilsin. Duyarlı eğitimciler yıllardır yazıp çiziyor: Sorun kontenjandan önce bilimde, matematikte, fende, sosyal bilimlerde, sanat eğitiminde nitelik kaybıdır, sorun akıl ve bilim dışı zihniyet kaymasıdır; çözüm öncelikle nitelikli bilimsel eğitimden geçmektedir.
