Mahmut TEBERİK yazdı / DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK YALANI
KÖŞE YAZILARI 25.10.2025 13:26:00 0

Mahmut TEBERİK yazdı / DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK YALANI

Üzerinde bu kadar oynanan, bu kadar manipüle edilen, herkesin her kurumun, her devletin işine geldiği gibi kullandığı bir kavram daha var mıdır, bilmiyorum. Çıkarı öyle gerektiriyorsa, her üç kağıtçı kişi ya da devlet kullandı bu

Üzerinde bu kadar oynanan, bu kadar manipüle edilen, herkesin her kurumun, her devletin işine geldiği gibi kullandığı bir kavram daha var mıdır, bilmiyorum. Çıkarı öyle gerektiriyorsa, her üç kağıtçı kişi ya da devlet kullandı bu yalanı.

ABD; dünya halklarını acıya, kana ve gözyaşına boğarken, o ülkelere özgürlük getiriyoruz diye dün Irak’ta, Suriye’de, bugünse İran’da sarıldı bu kuyruklu yalana.

  • Başka ülkelerde demokratik yoldan iktidara gelen 50 den fazla hükümeti devirmeye çalıştı.
  • En az 30 ülkede demokratik seçimlere müdahale etti.
  • 50 den fazla yabancı lideri öldürtmeye çalıştı.
  • 30 dan fazla ülke halkının başına bomba yağdırdı.
  • 20 ülkede halkçı ya da ulusalcı hareketleri bastırmaya çalıştı.

Bütün bu gaddarlıkları, hainlikleri, insaf ve izan dışı işleri yaparken, özgürlük dedi, temel hak ve hürriyetler dedi, serbest seçimler dedi, yani demokrasi dedi.

Oysa yaptıklarının arkasında ve odağında ulus ötesi tekellerin kâr hırsı vardı, artı değer vardı. Kapitalizmin o azgın ve vahşi çıkarları vardı. Ne hikmettir, her şey demokrasi ve özgürlük için yapılıyor ama kapitalist sistemin adı bile anılmıyordu.

Bu büyük yalanı kendi yandaşlarına değil, karşıtlarına karşı kullanıyorlardı.

Hugo CHAVEZ seçimle iktidara geldiği halde devirmek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Çünkü ülkesinin petrol gelirlerini Batı için değil kendi halkı için harcıyordu.

Kaddafi diktatördü ama Batıya karşıydı. Ülkesinin petrol ve doğalgaz gelirlerini kendi halkına aktarıyordu. ESAT diktatördü ama kendilerine karşıydı. Ülkesinde hassas dengeleri iyi yönetiyor, birliği sağlıyordu. O halde her ikisi de devrilmeliydiler.

En büyük günahları ise laik olmalarıydı. Bu ise ABD ve İsrail’in Orta Doğuda ılımlı İslam ya da uysallaştırılmış İslam projesine engel oluyordu. O halde ikisi de yok edilmeliydiler.

Körfez ülkeleri ise şeriatla yönetiliyordu ama kendilerinin yandaşlarıydı. Petrol gelirlerinin çok büyük kısmını ulusötesi petrol şirketleri, ABD nin başını çektiği Batı yiyordu. O da yetmiyor, Trump daha yeni 2025 yılında “koruma” karşılığı 4 trilyon dolarlarını çantaya koyup gidiyordu.

1945 sonrası, Amerika ile tanıştığımızdan beri başımız beladan kurtulmadı. Yerli işbirlikçileriyle, islâm dinini terkisine yedekledi, bir komünizm korkusuyla gün yüzü göstermedi bize. Sovyetlerin çökmesiyle işbirlikçileriyle beraber yeni bir düşman yarattı: Kemalizm. 

Oysa tek bir derdi vardı. Türkiye’yi küresel kapitalizme entegre etmek, onunla bütünleştirmekti. Bu bağlamda yasama, yürütme ve yargı teslim alındı. Ordunun bağımsızlıkçı, yurtsever özelliği budandı, yok edildi. Dördüncü kuvvet kabul edilen basın zaten el değiştirmişti.

Böylece ülkenin yer altı ve yer üstü tüm doğal kaynakları, sanayisi, bankaları, vb. cumhuriyetin tüm değerleri yabancı ve yerli beşli çetenin eline geçti. Bize soluduğumuz havadan başka bedava bir şey kalmadı. En son, meşruiyet karşılığında nadir metallerimize el koymaya çalışıyorlar.

Ve onlar, “demokrasi ve özgürlük” yalanını atmaya, arz etmeye devam ediyorlar halâ. Üstelik bizde, ciddi boyutta müşterileri de var. Eee, talep olunca, kâr da yüksek oluyor tabi.

25 Ekim 2025.

Mahmut TEBERİK

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

26.2° / 19.4°