Tarih: 05.03.2021 19:14

MEB, YÖK, BAŞKANLIK, OKUL VE ÖĞRETMEN: BEŞTE ÜÇLÜK DEJENERASYON

Facebook Twitter Linked-in

MEB’in de YÖK’ün de halkın eğitimini düşündüğü yok. Zaten onlara soran var mı ki böyle bir sorunun anlamı olsun, ama yine de en azından durum tespiti yaparak not düşelim: Ne MEB’e YÖK’e soran var ne de onların eğitimin niteliğini, bilim veya geleceği düşündükleri. Ama YÖK de MEB de ne olacağını nereye doğru yol aldıklarını, onlara daha arka ve uzun erimde ne tür bir rol düştüğünü çok iyi biliyorlar ve bu karanlık görevlerini de çok isabetle sürdürüyorlar. Azgını olur mu, bilemem ama azgını veya normali kapitalizmin salgın sürecinde artık resmi devlet destekli okulun geriye kalan kısmını da dijitalleşme üzerinden öğrencisizleştirmede, öğretmensizleştirmede, dejenere etmede, değersizleştirmede ve ele geçirmede oldukça yol aldığı öngörülebilir. MEB ve YÖK yüz yüze eğitim öğretimi dejenere etme, okulu değersizleştirme konusunda kapitalizme ve dincilere ajanslık rolünü son derece başarılı bir şekilde yerine getiriyor.

Okullar yaklaşık bir yıl aradan sonra 2 Mart 2021 Salı günü itibariyle haftada iki gün açıldı. Üçü gitti ikisinin de olup olmadığı belli değil. İkisini kabul etsek de üçü yok. En azından ciddi bir ciddiyetsizlik, ciddi bir dejenerasyon yaşanıyor.

Ne yazık ki, yaşanan dejenerasyona, öyle soyut teoriler bir yana bizzat öğretmen deneyimleri tanıklık ediyor. Yeniden kısmen açılan okulların ilk üç gününden birkaç duyarlı öğretmen izlenimi paylaşarak devam edelim.

OKULA ‘UÇARAK’ GİDEN MİNİ MİNİ BİRLER
Aynı zamanda anne olan bir öğretmen: “Kızım iki gündür başladı, birinci sınıf olduğu için arkadaşları ve öğretmeniyle bağ kuramamıştı henüz. İki gündür arkadaşlarından ve okulda öğrendiklerinden bahsediyor. Okula yürümüyor adeta uçarak gidiyor geliyor. Canlı derslere katılmayı reddediyordu iki haftadır. Tahammülümüz kalmamıştı açıkçası. ‘Bugün günüm harika geçti’ diyor. Alırken mutluyuz. /İlkokullarda velilerin okul girişi ve çıkışında yığılma sorunu var maalesef. İkili eğitimde giriş çıkış arasında zaman aralığı bırakılmadığı için çok kalabalık oluyor.”

“Bizim de programlarımız yapıldı yarın başlıyor derslerim. Haftaya sınav yapacağız, derslere sınav bitince devam etmeyi düşünüyoruz.”

DEVLET LİSELERİ ÇOK DEĞERSİZLEŞTİ: OKULU KIRAN 12. SINIFLAR
Öğretmen: “12. sınıflar geldi salı günü ve katılım ekim ayına göre oldukça düşük ve çocuklar kendilerini okuldan uzak hissediyorlar, daha çok dershaneyi merkeze almışlar. Bu nedenle de okulun bazı derslerine katılıp bazı derslere girmiyorlar. Okuldan çıkıp doğruca dershanelere gidiyorlar. /Bir de destekleme kursları da kapatılmıştı şimdi tekrar açılması pek öğrencilerin ilgisini çekmedi, onlar kendi imkanlarıyla o boşluğu doldurmak zorunda kaldılar./ Daha önce de liselerde okuldan uzaklaşma vardı ama okuldan bu denli kopuk olmuyorlardı. Bu kopukluğu son sınıfta mayıs ayında yaşamaya başlardık.”Öğretmen: “Dershaneler de [özel butik okullar, etüt merkezleri vb.] önümüzdeki yıl için ara sınıflara hazırlık yapıyor. Normalde sınav grupları ağırlıklı olur ama ara sınıflar okulun sürekliliğinin olmayacağı düşüncesiyle dershanelere akın ediyor.”Öğretmen: “Fen lisesinin yarısı boş. Çoğunlukla yüz yüze eğitime katılmayacaklarını bildirdiler. Bunda pansiyon koşullarının da etkisi büyük. Duygusal ve pragmatik bir kopuş var okullardan.”
OKUL GÜVENLİ YERDİ, SOKAK GÜVEN VERMİYOR, ÖĞRENCİ İŞÇİLİĞİ ARTIYOR
Öğretmen: “Biz yıllardır müfredatın sadeleştirilmesi ve öğrencilerin daha az ders görmesi gerektiğini söylüyoruz ama iki üç gün çocuklar için yetersiz olur. Özellikle sosyal açıdan çünkü sokaklarda eskisi gibi güvenli bir ortam yok ve çocuklar evlerde kapalı, genellikle ilgisiz velileriyle çatışmakta ve telefon tabletle susturulmakta./ Okulların eğitim ve sosyal faaliyetleri her kesimden öğrenci için önemli olsa da yoksul kesimler çok daha önemli görünüyor bana.”Psikolog Eğitimci: “Çocuk işçiliğini azaltmak, önlemek açısından da okulların açık olması önemli. Aileler, ekonomik nedenler dışında, çocuk boşta kalmasın, dışarıda suça bulaşmasın diye de işe yerleştiriyorlar. Maalesef pandemide çocuk işçiliği arttı.”

Öğretmen: “Evet hocam, açık söylemek gerekirse maalesef çocukları ailelerinden korumak zorunda kaldığımızı düşünüyorum.”Psikolog Eğitimci: “Okullar aileler için de güvenli alan. Çocuk okulda olduğunda onun güvende olduğunu düşünüyor ve bir şey yapmak zorunda değil. Okul dışında çocuğa kendini geliştirecek, sosyalleşecek, oyun oynayacak ortamı sağlayamıyor. Çocuklar sokaklarda sosyalleşiyorlar. Okula gittiklerinde de bu günün yarısı için doğru.”Öğretmen: “Özel okullar beş gün açık ve bir şekilde farklı çalışmalarla gelir düzeyi uygun olanların öğretim seviyesini yükseltmeye çalışıyor, iki üç gün açık devlet okullarında bu durum öğrenme ve sosyal süreçlerde aşağı doğru evrilir, aradaki fark arttıkça artar.”

Sonuçlar açık: Dejenerasyon ve dijitalleşme sürüyor. Okulun beşte üçünü ve daha fazlasını dejenere ettik, kaybettik. Uzun erimde çok ağır kalıcı etkileri olacak gibi. Öğretmen atamaları da azalacak gibi, zaten sayıları azdı, tüm bunlar toplanarak toplamda mahalle için, şehir için, tüm toplum için çok farklı sonuçlar getirecek.

Yüz yüze eğitim şart. Okul ve üniversiteler her tür kısıtlarına rağmen toplumların aydınlık yüzünü oluşturuyor. Okulları savunalım ve geliştirelim.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —