Tarih: 18.12.2013 00:04

Medya sosyal duvarları yıkabiliyor mu?

Facebook Twitter Linked-in

sosyal_duvarlari_yikalimHayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında desteklenen ve dört sivil toplum kuruluşunun girişimiyle gerçekleştirilen 'Sosyal Duvarları Yıkalım' projesi kapsamında, devlet koruması altında yetişen çocuk ve gençlere yönelik basında çıkan haberlerin analizini yaptı. Sonuçlar, basın mensuplarının konu hakkındaki bilinç düzeylerinin düşük olduğunu ortaya koyuyor.

Devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerin ayrımcılığa uğramadan hayata hazırlanması konusunda çalışmalar yapan Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında desteklenen Sosyal Duvarları Yıkalım projesi kapsamında, medyanın devlet korumasındaki çocuk ve gençler ile ilgili haber içeriklerini ele alışını istatistiksel olarak değerlendirmek için ayrıntılı bir haber analiz çalışması yaptı.

421 haberden yalnızca 8’i olumlu

1 Eylül 2013-1 Nisan 2014 tarihleri arasında yürütülecek olan yedi aylık projenin başladığı tarihten 30 Kasım'a kadar geçen süre içinde yazılı basın organlarında yer alan konuyla ilgili haberlerin değerlendirmesini yapan Sosyal Duvarları Yıkalım proje ekibi, toplam 421 haberi analiz etti.

İki haftada bir proje ortakları temsilcilerinin ve bir hukuk danışmanının katılımıyla gerçekleşen haber analiz toplantılarında ele alınan, haber sitelerinde, ulusal ve yerel gazete ve dergilerde çıkan haberlerin yalnızca 8'i devlet korumasındaki çocuk ve gençlerle ilgili herhangi bir etiketleme içermiyor. Dolayısıyla olumlu bir söyleme ve dil kullanımına sahip olarak değerlendiriliyor. İncelenen haberlerin 64'ü ise, devlet korumasındaki çocuk ve gençler hakkında çeşitli etiketlemeler içeren, olumsuz ve önyargılı söylemlerden ibaret. Geri kalan 349 haber de, derneğin aramalarda kullandığı anahtar kelimelerine takılan, fakat doğru haber diliyle yazılmış ve/veya dil dönüşümü gerektiren kavramları içeren haberler olduğu için proje ekibi tarafından “nötr” olarak değerlendiriliyor.

Analiz kapsamında evlatlık, koruyucu aile, kimsesiz çocuk, devlet koruması, çocuk esirgeme, istismar, SHÇEK, tecavüz, yetimhane, çocuk evi, sevgi evi gibi anahtar kelimelerle arama yapıldı. Proje yürütücülerine göre bu anahtar kelimelerin yoğunlukla şiddet, istismar, intihar vb. gibi içeriklerle birlikte anılması ve haber başlıklarında vurgunun haberin özünden çok bu anahtar kelimelere yapılarak sunulması, devlet korumasındaki bireylere karşı genelleyici ve olumsuz bir önyargı gelişmesini pekiştiriyor.

 “Reyting malzemesi yapılıyorlar”

'Sosyal dışlanmaya karşı mücadelenin verimli ve etkili bir iletişim süreci sayesinde başarılı olacağı inancıyla Ankara ve İstanbul’da hayata geçirilen projemiz, devlet korumasındaki bireylere yönelik medyadaki ayrıştırıcı etiketlerin oluşmasına yol açan hatalı söylemleri düzeltmeyi amaçlıyor' diyerek projenin kapsamını özetleyen Sosyal Duvarları Yıkalım projesi yürütücülerinden Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Oskay, haber analiz çalışmasının önemine dair şunları söyledi:

'Hem olumsuz, hem de olumlu veya nötr olarak değerlendirdiğimiz haberlerde dil dönüşümü gerekiyor. Örneğin; ‘Sevgi evlerinde yetişen 31 bin kız çocuğunun değerlendirilmeye alındığı bir araştırma, bu çocukların yüzde 70'inin okullarında başarılı olduğunu ortaya koydu’ cümlesi, söylem ve dil olarak etiket barındırmayan, olumlu bir kullanım. Bunun yerine, ‘Sevgi evlerinde yetişmelerine rağmen 31 bin kız çocuğunun yüzde 70'i okullarında başarılı’ dediğimiz anda, ‘rağmen’ sözcüğü ile kamuoyuna olumsuzluğu empoze etmiş oluyoruz. Böylece bu çocukların aslında başarısızlığa mahkum olduklarını ama bu kez bizi şaşırttıklarını ister istemez kişilerin bilinçaltına işlemiş oluyoruz. Bu tür örnekler, karşılaştığımız en yaygın olumsuz kullanımlardan. Bununla birlikte, örneğin, cinsel istismara uğramış bir kız çocuğunun geçmişte çocuk yuvasında yetişmiş olması, haberci tarafından reyting malzemesi olarak bilinçli bir şekilde kötüye kullanılabiliyor. Oysa bu ayrıntının, çoğu zaman bu haberle hiçbir ilgisi bile olmayabiliyor.”

Basın mensuplarına çağrı

Sosyal Duvarları Yıkalım proje koordinatörü Rahmiye Bozkurt ise, analiz çalışmasının sonuçlarından yola çıkarak şunları söyledi: 'Devlet korumasında yetişen bireylere dair toplumsal önyargılara dikkat çekmek için yaptığımız bu çalışma, aynı zamanda basın mensuplarına bir çağrı olarak değerlendirilmelidir. Toplum ile bu çocuk ve gençler arasındaki sosyal duvarları yıkma sorumluluğu önce bireysel olarak bizde, daha sonra da aileler, öğretmenler, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve nihayetinde medyadadır. Kapsamlı ve çok yönlü çalışmalar gerektiren çözüm sürecinin en önemli ayaklarından biri basındır. Devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerin başarı öykülerini manşetlere ve haber başlıklarına daha fazla taşıdığımız, rencide eden ve genelleyen bir haber dili yerine yapıcı, objektif ve tüm önyargılardan arındırılmış bir dil kullandığımız sürece, hep birlikte sosyal duvarları yıkmak için büyük ve anlamlı bir adım atmış olacağız.'

 

Sosyal Duvarları Yıkalım projesi hakkında daha detaylı bilgi almak içinwww.sosyalduvarlariyikalim.org adresini ziyaret edebilir, sosyal ağlarda projeye aktif katılım sağlamak için www.facebook.com/sosyalduvarlariyikalimve www.twitter.com/duvarlarahayir hesaplarını takip edebilirsiniz.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —