Meme kanseri, kadınlarda görülen kanser türleri arasında en yaygın olanı. Günümüzde her 8-9 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Yaygınlığı yüksek olsa bile, erken tanı yöntemlerinin gelişmesi sayesinde tedavi başarısı oldukça yüksek. Ancak meme kanseri olan kadınlar, bir yandan hastalıkla savaşırken öte yandan memesinin alınması nedeniyle sıkıntılı süreçler yaşayabiliyorlar. Çünkü hastalık sadece tıbbi boyutuyla kalmıyor, fiziksel endişeler de ekleniyor işin içine. Bir kadın için kadınlık simgelerinden biri olan memesini “kaybetmek” hiç kolay değil..! Ama estetik ve plastik cerrahi alanındaki gelişmeler sayesinde artık meme kaybı kadınların korkulu rüyası olmaktan çıktı! Zira, estetik operasyonlar kadının ruhunu fazlasıyla okşayacak şekilde gelişmiş durumda.
Acıbadem Adana Hastanesi Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Tugay Seküçoğlu, “Meme onarımının hastaların ruhsal durumunu da olumlu olarak etkiliyor böylece hastalıkla daha iyi mücadele etmelerine yardımcı olduğunu” belirtiyor.
Hayata yeni bir başlangıçEstetik Plastik Cerrahi Uzmanı Doktor Tugay Seküçoğlu, “Bir kadının hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük hastalıklardan biri meme kaybıdır. Meme kaybı sonrası kadınlarda hastalığın tekrarlamasına ilişkin endişeler, depresyon, cinsel isteksizlik ve beden algısında bozulma gibi bir takım problemler yaşanabiliyor’’ diyerek meme onarımının hastaların ruhsal durumunu da olumlu olarak etkileyerek, hastalıkla daha iyi mücadele etmelerine yardımcı olduğunu vurguluyor.
Çeşitli yöntemler varDoktor Tugay Seküçoğlu, meme onarımının çeşitli yöntemleri olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu, bir meme protez yardımıyla, hastanın kendi dokusunun kullanılmasıyla olabileceği gibi her ikisinin bir arada uygulanmasıyla da gerçekleştirilebilir. Ameliyat yönteminin seçiminde hastaların memesinin büyüklüğü ve şekli, yapılan mastektominin (meme dokusunun ameliyatla ile alınması) özellikleri, mastektomi sonrası kalan dokunun ve cildin durumu, hastanın tercihleri ve plastik cerrahın tecrübesi gibi birçok faktör rol oynar.”
Mastektomi sonrasında kalan kas ve deri dokusunun yeterliliği ve diğer memenin büyüklüğüne göre doğrudan kalıcı silikon protez veya geçici doku genişletici yerleştirilerek hastaya meme onarımının yapılılıyor. Dr. Seküçoğlu; doku genişleticinin yerleştirildiği durumlarda operasyondan sonra belirli aralıklarla doku genişleticinin su yardımıyla şişirildiğini ve yeterli doku kazanıldığında ise ikinci bir operasyon ile doku genişleticinin alınarak kalıcı silikon protez yerleştirildiğini belirtiyor.
Gerekli doku yine hastadan alınıyorHastanın kendi dokusu kullanılarak yapılan meme onarımlarının ise daha karmaşık ameliyatlar olduğunu belirten Seküçoğlu doku olarak hastanın yine kendi sırtından, karnından, kalçasından veya bacağından hazırlanan dokuların kullanılabildiğini söylüyor. Karnın alt bölümündeki deri ve kas dokusu kullanılarak meme onarımının gerçekleştirilebileceğini ifade eden Seküçoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu ameliyat sırasında kimi zaman hastaya aynı anda estetik karın germe ameliyatı da yapılmış oluyor. Sırtın yan tarafında bulunan kas ve deri de meme bölgesine nakledilerek meme onarımında kullanılabiliyor. Bu yöntemde sırttaki ameliyat izi genellikle sutyen altında gizleniyor. Kalça ve bacak bölgesinde bulunan deri ve deri altı yağ dokusu, serbest doku aktarımı yani mikro-cerrahi yöntemi ile meme bölgesine nakledilerek meme onarımı da yapılabiliyor. Meme derisinin ve kasının veya her ikisinin de geniş olarak çıkarılmasının gerektiği bazı mastektomi ameliyatlarında her iki yöntemin birlikte kullanılması da mümkün olabiliyor.” diyor.
Doğal memeye çok yakın Doktor Seküçoğlu, “Meme kanseri gelişmiş ülkelerde genel cerrahi, medikal ve radyasyon onkolojisi ile estetik ve plastik cerrahi uzmanlarının oluşturduğu bir ekip tarafından tedavi ediliyor. Günümüzde tıptaki gelişmeler ve estetik ve plastik cerrahinin sağladığı olanaklarla hastalar artık doğal memeye çok yakın bir memeye bile kavuşabiliyor” diyor. Meme kanseri tanısı ve memesiz bir hayatı kabul etmenin bir kadın için çok güç olduğunun altını çizen Seküçoğlu, endişeye gerek olmadığını vurguluyor. “Memesi alınan kadınlarda meme onarımı çoğu hasta için adeta hayata yeni bir başlangıç bile denebilir” diyerek konunun hasta için önemine vurgu yapıyor.