MENTEŞ : ADANA’YA TEMİZ HAVA İSTİYORUZ!
Kömür santrali projelerinden vazgeçilmesi çağrısında bulunan Doğu Akdeniz Çevre Platformu, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası yönetici ve üyeleri ‘İklim Adaleti için Küresel Eylem Günü’nde #AdanayaTemizHava için buluşarak, Kömürlü Termik Santral İstemiyoruz!’ dediler.
CHP Adana Milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Ayhan Barut ve Orhan Sümer ile CHP İl yöneticileri, ÇETKO Başkanı Dr. Sadun Bölükbaşı, TMMOB İKK Sekreteri Ahmet Uncu, Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Mak, Adana Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Doğan ile çevrecilerin katıldığı etkinlikte kurumlar adına açıklama yapan Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş Adana’yı kömür santrallerinin yıkıcı etkilerinden korumak için bir araya geldiklerini ifade etti. Menteş, şöyle dedi:
“Adana’da temiz hava için imza veren 107 binden fazla vatandaş adına da buradayız. Sadece Adana değil tüm Türkiye’de kömür santrallerinin etkilediği topraklar ve yaşamlar için buradayız. Adana, yıllardır yoğun hava kirliliği ile mücadele ediyor. İskenderun Körfezi’nde hali hazırda iki adet kömürlü termik santral bulunuyor ve bunun üzerine ithal kömürle çalışacak Hunutlu santrali yapılıyor. Santralin işgal ettiği tarım arazileri, Türkiye’nin en verimli arazileri idi. Zira bu topraklar Türkiye’nin narenciye, zeytin, pamuk ve tahıl merkeziydi. Şimdi bu tarım arazilerinin üzerinde kömür santrali binaları, kömür ve kül depoları yerleştiriliyor. Toprağı kaybetmek dönüşü olmayan bir yol olsa da istihdam, enerji arzı gibi bahanelerle gerçeklere gözler kapatılıyor.”
VERİMLİ TARIM ARAZİLERİ KAYBOLUYOR
“Kaybedilen sadece verimli tarım arazileri değil, biyolojik çeşitliliğimiz! Yeşil deniz kaplumbağasının yüzyıllardır Akdeniz’de yuva bildiği, Sugözü kumsalı da tehdit altında. Varlığı insan tarihinden öncesine dayanan deniz kaplumbağasının kaderi ne acıdır ki, insan eline bırakılmış durumda. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından “tehlike altında” olarak tanımlanan bu türün korunması için, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi gibi ülkeler üstü belgelere, Türkiye de taraf. Hunutlu projesi, bu sözleşmeleri ihlal ediyor. Sugözü Kumsalı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelgeye göre, korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı. Hunutlu projesi, bu genelgeye aykırı ilerliyor.”
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK KAYBOLUYOR
“Kaybedilen sadece biyolojik çeşitliliğimiz değil, çok sevdiklerimiz! Bilimsel verilere göre 2 milyonun üzerinde nüfusa sahip Adana’da, 2019 yılında 30 yaş üstü her 5 ölümden 1’ine hava kirliliğinin sebep olduğu tahmin ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü hava kirliliği değerlerine göre Adana Türkiye ortalamasının iki katı dünya ortalamasının ise dört katı daha kirlidir. 2019 da 236 gün ortalama değerinin üstünde hava soluduk. Özellikle kış aylarında akşam saatlerinde neredeyse zehir soluduk. Projenin ÇED Raporu için iki farklı noktada, hava kirliliğinin en az olduğu yaz aylarında yapılan ölçümler bile sınır değerlerin üzerindeydi! Hunutlu projesi, insan yaşamına rağmen yapılıyor! Bir sanayi tesisi istenildiği an kurulabilir ama Türkiye’nin en verimli toprakları, tehlike altındaki yeşil deniz kaplumbağasının yuvası Sugözü kumsalı kaybedildi mi milyarlar harcansa geri getirilemez.”
NEDEN KÖMÜR SANTRALİ AÇMAYA ÇALIŞILIYOR?
“Hunutlu ithal kömürlü termik santralinin yapımı, 'Kuşak ve Yol' adıyla bilinen altyapı projesi kapsamında kömüre dayalı enerji projelerine destek veren Çin tarafından 2018 yılında başlamıştı. Halen inşaatı devam ediyor ve santralin 2022 yılında işletmeye geçmesi planlanıyor. Hunutlu’da inşaat devam ederken Çin; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, yatırımlarında yeşil ve düşük karbonlu enerjiye desteğini artıracağını ve ülke sınırları dışında yeni kömür santrali inşa etmeyeceğini duyurdu. Hunutlu’da inşaat devam ederken Türkiye; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Paris Anlaşması’nı imzalayacağını duyurdu ve ardından 2053’te net sıfır karbon emisyonu hedefi açıkladı. Hunutlu’da inşaat devam ederken, kömür fiyatları tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Ülkeler ve uluslararası finans kuruluşları kömürü desteklemeyeceklerini duyurdu. Paris Anlaşması’na taraf olan Türkiye’nin atması gereken ilk adım kömürden çıkmak. Sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan yeni araştırmalar, 2030’a kadar bunun mümkün olabildiğini ortaya koyuyor. Elektrik sektörünün fosilden, özellikle kömürden arınması mümkün! Türkiye’nin kömürden çıkışı bu kadar kısa bir zaman diliminde olası iken, neden yeni bir kömür santrali açmaya çalışıyor?”
GELECEK KÖMÜR KARASI OLACAK
“Yol almaya başlanılmazsa küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle bir yandan sellerle bir yandan yangınlarla sürekli kriz yaşayacağız. Kısa sürede de havamızı, toprağımızı, denizimizi kısacası hayatımızı kaybedeceğiz. Peki gelecek kuşaklara ne aktaracağız? Uluslararası İklim Değişikliği Konferansının İskoçya’da yapıldığı şu günlerde tüm dünya halkları ile aynı günde bir kez daha yüksek sesle diyoruz ki; Kömür ile gelecek yarınlar, aydınlık değil kömür karası kadar karanlık olacak. Aydınlık yarınlar için yaşamın devamı için fosil yakıtlardan enerji üretiminden hemen şimdi vazgeçmeliyiz.
Türkiye’nin yeşil kalkınma olarak adlandırdığı bu yeni süreçte, talebimiz;
•Adana Sugözü sahilinde yer alan ithal kömüre dayalı santralin yapımını hemen durdurması,
•Sadece Hunutlu değil, kömürle çalışan tüm santrallerin kapanış takvimlerini açıklaması
•Finansal kaynaklarını adil bir enerji dönüşümüne yönlendirmesi,
•Güneş ve rüzgâr gibi temiz enerji kaynaklarına yapılacak yatırımları desteklemesi,
•İklim politikalarını sürdürülebilir yaşam temelli bir anlayışla şekillendirmesidir.”