Mesleğimize ve kentimize sahip çıkıyoruz
Manşet Haber 1.10.2012 14:22:05 0

Mesleğimize ve kentimize sahip çıkıyoruz

Mesleğimize ve kentimize sahip çıkıyoruz

Adana(Ulus)--Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir kamışlı, mimarlık mesleğine ve kente sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi.
1 Ekim Dünya Mimarlık Günü’nün bu yıl “Daha İyi Kentler, Daha İyi Yaşamlar / Mimarlıkla Değişen Kentler” teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği’ne (UIA) bağlı 117 ülkede, yaklaşık 1.300.000 mimar tarafından kutlandığını söyledi.
Mimarlar Odası’nın temaya bağlı olarak Dünya Mimarlık Günü’nü bütün birimleriyle ve 40 bini aşkın üyesiyle, aynı günün olduğu haftada “Mimarlık Haftası Etkinlikleri” olarak kutladığına dikkat çeken Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Her türlü toplumsal talebin baskı altına alındığı; demokrasi ve hukuk tarihimiz açısından “utanç verici” olan, “insanlık ve kent suçu” niteliğinde alınan kararların havada uçuştuğu bir dönemde “Dünya Mimarlık Günü”nü kutluyoruz.

Yargı ve kamu kurumlarının hizaya getirilerek etkisizleştirilmesi, hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı “yasalar” çıkarılması; meslek örgütleri ve duyarlı kesimlere yönelik yok etme politikaları ile bu “çılgın” kararların uygulanmasının önündeki engellerin “bertaraf” edilmesi için fütursuzca davranılmaktadır.

TBMM tamamen devre dışı bırakılarak yürürlüğe konan KHK’ler gerekçe gösterilerek 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” adı altında “Dönüşüm Yasası”nın çıkarılması ve “uygar ülke ölçütleri” ile bağdaşmayan mesleki alan düzenlemeleri; Bu coğrafyada elde ettiğimiz bütün birikimleri ve kazanımları görmezden gelerek “otoriter ve rantçı” politikalar adım adım hayata geçirilmekte, öngörülen “dönüşüm”e bağlı olarak kentlerimiz, toplumsal yaşamımız ve tüm geleceğimiz karanlığa sürüklenmektedir.

Hukuka ve bilime açıkça aykırı olan bu koşullar karşısında mimarlar ve meslek örgütü olarak; Kimlikli, uygar kentlerin ve ortamların desteklenmesi ve oluşturulması, Doğal veya insan kaynaklı krizler ve afetlere karşı koyabilecek biçimde kentlerin geliştirilmesi, Tüm bireyler için güvenli ve sağlıklı koşulların sağlanması yönünde bir “gelişim ve değişim” için rol almaya hazır olduğumuz bilinmelidir.

Ülke genelinde yaşanan tüm bu olumsuzluklarla birlikte kentimizde de durum çok farklı gelişmemektedir.
Adana’mız, Cumhuriyet tarihimizin bir dönemine sanayisiyle, sanatıyla, kent kimliği ile damgasını vurmuş bir marka kent olmuştu. Ancak uzun vadeli kalkınma planlarının gerçekleşememesi ve göç olgusu ile hakim olunamayan nüfus artışı başta ihtiyacımız olan nitelikli işçi ihtiyacına ve kontrolsüz yapılaşmaya zemin olmuştur.

Kentimizde pek çok sanayi tesisi yanlış teşvik uygulamalarıyla beraber gelişen teknolojiye uyum sağlayamaması nedeniyle. yayılan kent dokusunun içerisinde atıl kalarak kurtarılmayı beklemektedir. Onlar arkeolojik miras değil kentimizin değerleridir. Dileriz bu alanlar rant uğruna harcanmaz.

Şehrimiz kuzeyden güneye metro güzergahı ile bölünmüşken üstüne birde doğu batı istikametinde adı alt geçit olan bir trafik kaosuyla bölünmüştür. Bu çalışmalar her geçen gün farklı noktalarda karşımıza sürpriz olarak çıkmaktadır. Günü birlik üretilen çözümlerle kentte yaşanan trafik ve ulaşım sorunu çözümlenmeye çalışılmakta ancak yeterli gelmemekte ve kimi zaman sorunları artırmaktadır. Kent merkezi ve ara sokaklar adeta dev bir otopark haline dönüşmüş, kaldırımlar araçlar ve esnaf tarafından işgal edilmiş durumdadır.

1/25000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının bir türlü sonuçlanamaması kentimize dair “Daha İyi Kent, Daha İyi Yaşam alanları / Mimarlıkla Değişen Kent” teması üzerindeki çalışmalarımızı ve projelerimizi engellemektedir.

İmar Planlarında öngörülmeyen düzenlemeler, yönetmelikler ve meclis kararlarıyla hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Kentimizde zaten çok yüksek olan yapı yoğunluğunun Büyükşehir Belediyesi imar yönetmeliğinde yapılan değişiklikle artırılmak istenerek ranta kurban edilmesi kentimizde yaşanan bu kaosun temel nedenlerinden biri olmuştur

Bunun olmazsa olmaz koşulu olan “saydam ve katılımcı” çağdaş yaklaşımları kamu yönetimlerinden daha güçlü bir şekilde talep etmek için çaba göstermekte kararlıyız.

Dünya Mimarlık Günü’nü bu çerçevede mimarların kentlerimizi gelecek için hazırlamak konusunda oynayabilecekleri rolleri göstermek açısından önemli bir fırsat olarak bir “mimarlık ve toplum dayanışması” içerisinde değerlendirmek arzusundayız..”

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

13.2° / 5.8°