Metin Bey,
2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni, gönlünden geçtiği gibi, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve
Kültür Merkezi'nde yapıldı. Yolda olduğum için canlı olarak dinleyemedim ama
konuşma metninin tamamını okudum.18 dakika sürmüş. Herhalde yorgun olduğum için
anlamadın diyerek bir daha okudum, sonra bir daha…Bu kadar boş, bu kadar
içerikten mahrum, bu derece dandik bir Barolar Birliği Başkanı Konuşması
hatırlamıyorum. Ama itiraf edeyim belagatin gelişmiş; bir çuval laf edip,
hiçbir şey söylememeyi başarmışsın.
Demişsin ki;
“Gazi Mustafa
Kemal Atatürk başta olmak üzere, kurtuluşa ve kuruluşa kanıyla, canıyla,
mücadelesiyle ortak olmuş herkese saygı ve şükranlarımızı bir kez daha ifade
ediyorum. Hepsinin ruhları şad olsun.”… Bravo,Aferin..
“ Bizim için
vatan söz konusu ise, gerisi teferruattır.”… İyi geçirmişsin hukuku savunduğu
için açılışa katılmayan, vatan sevmez Barolara. Helal olsun.
“Avukatın
sorunu, vatandaşın sorunudur. Çözümler de ortaktır.” Sağ ol. Bütün cahil avukatlar
öğrensin.
“Sayın
Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Adalet Bakanımızın yadsınamaz destekleriyle, ilgili
her kesimin katkılarıyla hazırlanmış olan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde
sorunlarımızın önemli bir kısmının çözümüne yer verilmiştir.”… İşte şimdi göze
girdin.
“Hukuk
alanındaki mesleklere giriş sınavı bir an önce getirilmelidir. Bilgiyi ölçen,
zor bir sınav olmalıdır.”…Var Metin, var. Haberin yok. Adamlar gönlünce de
yapıyor.
Uzatmayacağım
Metin, ama söyler misin, bunları söylemesen ne olurdu, söyledin de ne oldu? Sana
göre normalleşmeye katkı sağladın; bana göre anormalleştin.
Metin
demiştin ki, “Size şeref sözü veriyorum. Anayasa'daki yeminine sadık, tarafsız bir
Cumhurbaşkanımız olana kadar durmadan, dinlenmeden, kimseden korkmadan
mücadelemizi sürdüreceğiz.” Bu konuşma, şeref sözü verdiğin o mücadele mi? Ne
değişti Metin? Ne değişti de bu kadar dönüştün? Şartlar bugün daha da kötü değil
mi?
Sen 2016-2017, Adli Yıl açılışına, “Yargının
bağımsız olması kadar, bağımsız görünmesi de önemlidir,” diyerek katılmayı
reddetmiştin. Biz de alkışlamıştık. Söyle Metin, ne değişti, şartlar mı sen mi?
Değişen şartlar değil de sensen, o zaman alkışladığımıza göre, şimdi ne
yapmamızı istersin?
52 onurlu Baro, bu açılışa
katılmadı. Senin kurumsal tercihin, Baronun kurumsal misyonuna, Türk Hukukuna,
yargı bağımsızlığına zarar vermedi mi? Bunun sebebi sen değil misin? Bu günahın
gelecekte kariyerine, kimliğine, kişiliğine, biyografinenasıl yazılmasını istersin?
Diyorsun ki,
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlanmasında bizzat bulunduk. El hak
doğrudur. Ama bulundunuz da fikrinizi mi söylediniz; ya da fikrinizi söylediniz
de dinlediler mi; yoksa dibek dövücünün hınk deyicisi olarak konu mankenliği mi
yaptınız?
Bak, Diyarbakır 8.Ağır Ceza
Mahkemesi Jandarma Kurmay Başkanı, Şamil Türk Özkan’ı Fetö’den müebbet hapse
mahkum etmiş. İtiraz üzerine dosyanın gönderildiği Gaziantep İstinaf Mahkemesi
yeniden yargılayarak Özkan’ı tahliye etmiş. Senin görevin değil mi, “Bunlar
nasıl hakim, bu nasıl hukuk,” diye yeri göğü inletmek? Bunun için mi
Cumhurbaşkanına ve Adalet Bakanına sonsuz teşekkürlerini sunuyorsun?
Tam 570 hukukçu arkadaşın
tutuklu. Çoğunun gerekçesi müvekkillerinin dava konusuyla ilişkilendirilmek. 53.000
vatandaş Cumhurbaşkanıyla davalı. Sen bunun hesabını soracak yerde, törene
katılmayan dava arkadaşlarını istiskal ederek, azarlayarak, onlara ayar verdin.
Dinledin mi onları hiç? Hiç biri anlam veremiyor sendeki değişime. Ya da, anlam
veriyor da terbiyeleri telaffuzlarına engel oluyor.
O meşhur açılışı hatırlıyor
musun Metin? Hani birisi sana, ”Edepsizlik etme,” deyince büyük bir soğuk
kanlılıkla “Edepsizlik eden ben değilim,” diye cevap vermiştin.Ben de
bayılmıştım o söze. Çünkü edepsizliği inkar etmiyordun, ortada bir edepsizlik
olduğunu kabul ediyordun da, zarif bir şekilde, edepsizlik edenin başkası
olduğunu söylüyordun.
İŞTE BİZ O METİN’E GÜVENMİŞTİK.
NOT: Şeyhülislam Muavinliğin
hayırlı olsun.