MEVSİMSEL DEPRESYONUN GÜNEŞ IŞIĞIYLA İLGİSİ VAR!
Gün ışığının azaldığı kış aylarında mevsimsel depresyon yaşayan bireylerde, beyindeki serotonin seviyelerinde azalma gözlemlendiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumun, özellikle kadınlarda daha fazla duygusallığa yol açabildiğini sö
Yaz depresyonunun genellikle huzursuzluk, yüksek düzeyde anksiyete, iştah kaybı ve uykusuzluk gibi semptomlarla ilişkili olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Sabah saatlerinde güneş ışığında yürüyüş yapmak, depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabiliyor.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, mevsimsel depresyon hakkında bilgi vererek, tedavisini anlattı.
Genellikle yaz ve kış aylarında ortaya çıkıyor
Mevsimsel depresyonun, genellikle yaz ve kış aylarında ortaya çıkan bir ruh sağlığı sorunu olduğunu ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Bu tür depresyonlar, genellikle en az 2 hafta boyunca devam eden belirgin semptomlarla karakterizedir. Eğer bu semptomlar sürekli olarak tekrar ediyorsa, bireylerin profesyonel destek almaları önemli. Mevsimsel depresyon, tipik olarak iki sene üst üste yaz veya kış aylarında yaşanan belirtilerle tanımlanıyor. Bu belirtiler arasında ruh halinde belirgin değişimler, enerji kaybı, uyku düzeninde değişiklikler, ilgi kaybı, değersizlik hissi ve konsantrasyon güçlüğü bulunabilir.” dedi.
Gün ışığı azaldığında serotonin de azalıyor
Gün ışığının azaldığı kış aylarında mevsimsel depresyon yaşayan bireylerde, beyindeki serotonin seviyelerinde azalma gözlemlendiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Bu durum, özellikle kadınlarda daha fazla duygusallığa yol açabilir. Kış mevsiminde, bireyler genellikle daha içe dönük, hareketsiz ve mutsuz hissederler. Öte yandan, yaz aylarında mevsimsel depresyon yaşayanlar daha az sayıdadır, ancak yine de mevsim değişiklikleriyle ilişkilendirilen belirtiler gösterebilirler. Yaz depresyonu genellikle huzursuzluk, yüksek düzeyde anksiyete, iştah kaybı ve uykusuzluk gibi semptomlarla ilişkilidir.” diye anlattı.
Kış aylarında güneş ışığına maruz kalma süresini artırmak tedavinin bir parçası
Mevsimsel depresyonun tedavisinin, semptomların şiddetine ve bireyin ihtiyaçlarına bağlı olarak değiştiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Tedavi seçenekleri arasında ışık terapisi, ilaç tedavisi, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alabiliyor. Özellikle kış aylarında güneş ışığına maruz kalma süresini artırmak, fiziksel aktiviteyi artırmak ve düzenli bir uyku programı oluşturmak semptomları hafifletmede yardımcı olabilir.” dedi.
Pozitif düşüncelere odaklanmak da tedaviye yardımcı oluyor
Sürekli semptomlar yaşayan bireylerin profesyonel yardım almasının önemine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Bu süreçte, özellikle ışık tedavisi gibi doğal çözümler önemli bir rol oynayabilir. Sabah saatlerinde güneş ışığında yürüyüş yapmak, depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabiliyor. Işık tedavisi, özellikle kış aylarında güneş ışığından yoksun kalan bireyler için önemli bir destek sağlayabilir. Her tür depresyonda olduğu gibi, mevsimsel depresyonda da aktif olmak ve pozitif bir zihniyeti korumak önemlidir. Yürüyüş yapmak, pozitif düşüncelere odaklanmak ve olumsuzlardan uzaklaşmak, yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. Bu süreçte, işlevselliğin kaybedilmesi veya günlük aktivitelerin zorlaşması gibi belirtiler gözlemleniyorsa, profesyonel destek almak önemlidir.” şeklinde konuştu.
D vitamini takviyesi almak depresyon semptomlarını hafifletebiliyor
Depresyon süreci uzadıkça, bireylerin iş performansında düşüş, sosyal ilişkilerde bozulma ve hatta aile içi anlaşmazlıkların artması gibi sorunlarla karşılaşmasının olası olduğunu da söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Bu dönemlerde, bireyler genellikle daha alıngan ve hassas bir durumda olabilirler. Kişiselleşen bu sorunlar, depresyonun daha ağır ve uzun süreli bir hal almasına yol açabilir. Bu nedenle, mevsimsel depresyonla başa çıkmak için bireylerin pozitif yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları önemlidir. Biyolojik saatin düzenli olması, mevsimsel depresyonun önlenmesinde kritik öneme sahiptir. Güneş ışığına maruz kalmak için yürüyüş yapmak ve D vitamini takviyesi almak, depresyon semptomlarını hafifletebilir. Ayrıca, düzenli ve kaliteli uyku da zihinsel ve fiziksel sağlığı destekler. Bu öneriler, mevsimsel depresyonun etkilerini azaltmada yardımcı olabilir.” dedi.
18-30 yaş aralığındaki genç yetişkinlerde daha sık görülüyor
Mevsimsel depresyonun, herkesi aynı şekilde etkilemediğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Özellikle kadınlar, kuzey ya da güney kutuplarına daha yakın bölgelerde yaşayanlar ve 18-30 yaş aralığındaki genç yetişkinlerde daha sık görülür. Ailede mevsimsel depresyon öyküsü olan bir bireyde bu durumun daha yüksek olma ihtimali bulunuyor. Mevsimsel depresyon yaşayanlar, azalan gün ışığına maruz kaldıklarında daha belirgin semptomlar gösterebiliyorlar. Bu durum, depresyonun etkilerini artırabiliyor. Bu dönemde kişinin hayatıyla ilgili önemli kararlar almaması öneriliyor.” diye konuştu.
Bahar yorgunluğu ile mevsimsel depresyon farklı mıdır?
Bahar yorgunluğu ve depresyonun, birçok kişi tarafından birbiriyle karıştırılan ancak farklı tanımlara sahip iki durum olduğunu da belirten Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Bahar yorgunluğu, mevsim geçişlerindeki fizyolojik değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan geçici bir durumdur. Bu dönemlerde, vücutta kan sayımında veya vitamin seviyelerinde dalgalanmalar yaşanabilir. Bu nedenle, bir sağlık kontrolü ile bu faktörlerin düzenlenmesi genellikle yararlı olabilir. Eğer bahar yorgunluğu belirtileri yıllar boyunca devam ediyorsa, bu durum depresyonun habercisi olabilir. Bu aşamada, depresyonun daha ileri bir evrede oluşmadan tedaviye başlamak önemlidir. İlaç tedavileri, bireyin depresyona girmesini önlemekte ve yaşam kalitesini artırmada yardımcı olabilir.” dedi.
Depresyonun beslenmeyle ilişkisi var mıdır?
Depresyonun belirtilerinden birinin iştahta azalma olduğuna da vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Ancak, bahar ve kış aylarında genellikle iştah artışı görülür ve bireyler daha fazla karbonhidrat tüketebilir, bu da kilo artışına neden olabilir. Bu değişiklikler, kişinin kendi bedeninden memnuniyetsizlik duymasına ve depresyon belirtilerinin derinleşmesine yol açabilir. Ayrıca, yeterli ve dengeli beslenmeme durumunda vitamin eksiklikleri oluşabilir. Bu eksiklikler, depresyon eğilimini artırabilir. Özellikle B vitaminleri, Omega-3 yağ asitleri gibi besin öğelerinin eksikliği depresyon belirtilerini şiddetlendirebilir.”