“Adana’nın eski Fotoğrafları”Sosyal Medya hesabı Facebook’ta Muzaffer Özen “Adana Bitpazarı ve Uçankale Efsanesi” olayını yazdı.
Dilimize Fransızcadan yerleşmiş bir sözcük bitpazarı."Puk Marcel aux puces", yani 'bitlerin' marketi anlamı taşır. Bitli eşyaların alım satışının yapıldığı yer olması nedeniyle bitpazarı olarak anılır Türkçede.
İngilizcede de 'fle marchet' olarak bilinen bu mekân bizde bitpazarı olarak bilinir.
Suyun temizleme gücünün henüz keşfedilmediği fi tarihlerinde Fransız asilzadeleri gömlek, kravat, pantolon, iç giysilerini bit düşene kadar kullanırlar, sonra da pazarda satarak giysilerini yenilerlermiş.
İşte bitpazarı adı bundan geliyor. Satıcılar bu eşyaların bitlerini tek tek temizleyerek satarlarmış isteklisi garibana, yoksula. Bitpazarında.
Bizim de bir bitpazarımız var.
Çocukluğumda olayları ve insanlarıyla tanık olduğum bir mekân Adana Bitpazarı. Pazar günleri Güney Kuşak Metrosunun geçtiği Kocavezir Mahallesinin ana caddeye bakan kaldırımlarında ve ara sokaklarında kurulan bitpazarı tam bir sinema platformu gibidir.
Burada bitli eşya satılır mı bilmem ama kaçak göçek, çalıntı, çöplüklerden toplanan her tür eşya, çay kaşığından, ayakkabıya, ayakkabıdan yumurtaya kadar her şey satılır. Seyyar çayçı, sepetli lahmacuncu, tablacılar, çokçokçu, yemişçi, atlıkarıncalar, gezer sinema, niyetçi, ayı oynatanlar, destancı. Sabahın erken saatlerinde yerlerini alırlarlardı. Güvercinlerin takla attıkları gökyüzü aydınlığının altında kırık dökük kaldırımlarda sıcak soğuk demeden. İşin ucunda sofraya konacak ekmek vardı zira..
Çocukluğumda Bitpazarının bir efsanesi vardı adı dillerden düşmeyen. Komşu sohbetlerinden kulağıma yandırdı efsanenin hikayesi.
"Gız ,anam. Uçangale'yi polis govalamış gene... Bah hele! yahalamışlar mı. Abov yahalanmasaydı bari gız.." gibisinden Adana ağzı konuşmanın tadıyla tanıştım Uçankale'yle.. Zenginden aldığını fakire veren Robin Hoot gibi biriymiş ..Asıl adını bilemiyorum.
Sıfatı Uçankale'ymiş.
Eski teknoloji ürünü oldukları için Bürücek yokuşunda ağır ağır seyreden, yokuşu oflaya puflaya çıkan, kamyonların yükünü ,arkadan takip eden kamyonetin kasasına atarmış arkadaşlarının yardımıyla ..bunları da Bitpazarına getirip fakire fukaraya ucuzundan satarlar,alım gücü olmayanlara da bedava verirlermiş.
Bu yüzden polisle başı dertteymiş Uçankale'nin.
Polis kovaladıkça yakalanmamak için damdan dama uçarak atladığından kendine bu ad takılmış.
Günümüzde Bitpazarı , Suriyeli sığınmacıların da katılımıyla daha geniş alanlarda faaliyete devam ediyor Kocavezir sokaklarında.
Ancak satılan giysilerle bit var mı yok mu sanmıyorum. Çünkü eriyen, yiyen birçok şey gibi bitler de tarih oldu.
Her toplumun yoksulu ve zengini vardır. Bir de zenginden alıp yoksula vereni...
İşte Uçankale, bunu hayata geçiren bir efsane olarak belleklere kazılmış fi tarihinde.
Kendi gitmiş, adı kalmış yadigar..
Her pazar kurulan Bitpazarı görmeye değer bir mekan. Orada kendinizi başka bir dünyada sanırsınız.
Çekilen uzun metrajlı bir filmin oyuncusu olmak isteyen buyursun, gelsin..
Adana Eskicisinden bugünlük bu kadar.
Hafta sonunuz güzelliklerle dolu olsun. ….
https://www.facebook.com/photo?fbid=9467401213290720&set=gm.284478580448288