OBEZİTENİN SAĞLIĞA VERDİĞİ 6 ÖNEMLİ ZARARDAN KURTULABİLİRSİNİZ
OBEZİTENİN SAĞLIĞA VERDİĞİ 6 ÖNEMLİ ZARARDAN KURTULABİLİRSİNİZ
Kanser kadar tehlikeli olan ve çağımızın vebası olarak adlandırılan obezite her geçen gün daha çok kişiyi etkiliyor. Hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşması ve fast food yemek kültürünün gelişmesi ile daha fazla tetiklenen obezite; kanser, diyabet, apne sendromu, tansiyon gibi birçok yan hastalığın gelişmesine neden olarak vücut sağlığının bozulmasına sebep oluyor. Aşırı kilolu ve ameliyata uygun olan hastalarda uygulanan obezite cerrahisi, birçok avantaj sağlayarak kişinin yaşamına sağlıkla devam etmesine olanak veriyor. Ancak obezite cerrahisinin kozmetik amaçlı değil, tamamen hastalık tedavisi için yapılması gerekiyor. Memorial Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Yasin Uçar, obezite cerrahisi ve faydaları ile ilgili bilgi verdi.
En önemli sebep harcanandan fazla kalori alımıdır
Vücut yağ kütlesinin, yağsız kütlesine oranının artması ile karakterize kronik bir hastalık olan obezite, beden kitle indeksi ölçütüyle tanımlanır. Genetik yatkınlık, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, çevresel etkenler ve hormonal hastalıkların neden olduğu obezitenin en önemli nedeni, harcanandan fazla kalori alınmasıdır.
Organların işleyişini bozarak sağlığa ciddi zararlar verir
Kronik bir hastalık olan obezite vücuttaki tüm organ ve sistemlerin işleyişini bozarak kişinin sağlığına ciddi zararlar verir. Obezitenin vücuda verdiği zararlar şöyle sıralanabilir:
1. Yüksek beden kitle indeksine sahip bireylerin tüm organları, vücut ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla çalışmakta ve bu durum organlar ile tüm organizmanın ömrünü kısaltmaktadır.
2. Kilo ile beraber oluşan kan şekeri dengesizlikleri insülin direnci ve diyabet hastalığının ortaya çıkmasına, uzun vadede ise damar sağlığının bozulmasına sebep olur. Damar sağlığının bozulması ise kalp, böbrek ile beyin gibi önemli organların kanlanmasını ve beslenmesini bozar.
3. Kilo fazlalığına bağlı metabolik sendrom ve uyku apne sendromu ortaya çıkmaktadır. Bu rahatsızlıklar da dokularda oksijenlenme azlığına ve akciğerler ile kalp damarlarında hasarlanmaya neden olur.
4. Daha fazla kiloyu taşımak zorunda olan kas iskelet sistemi mekanik olarak yıpranır. Aşırı kilosu olanlarda bel, diz, boyun ve omuz dokusu hasarı ile ağrıları, toplumdaki normal kiloya sahip kişilere göre çok daha erken başlar.
5. Hormonal dengedeki bozukluklar kadınlarda adet düzen değişiklikleri, ovulasyon (yumurtlama) sorunları, erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları ve en sonunda infertiliteye yani kısırlığa sebep olabilir.
6. Kişinin sosyal ve iş yaşamından uzaklaşmasına sebep olarak özgüven eksikliği ve psikolojik sorunlara yol açar.
Obezite cerrahisi üç temel mekanizma ile hastalara kilo verdirir
Aşırı kilolu olan hastalarda uygulanan obezite cerrahisi; gıda alımını kısıtlamak, iştahı azaltmak ve alınan gıdalardaki emilimi bozmak üzere üç temel mekanizma ile hastalara kilo verdirmeyi hedefler. Bazen bu üç mekanizmanın birlikteliği esasına dayanan gastrik by-pass operasyonları, bazen de toplumda tüp mide ameliyatları olarak bilenen gıda alımını kısıtlayıp iştah azaltıcı sleeve gastrektomi operasyonları uygulanır. Tüp mide operasyonlarında mide, kılavuz tüp kullanılarak büyük kenarı boyunca hacminin yüzde 75-80’lik kısmı, özel kesici dikici cihazlar kullanılarak çıkarılır. Böylelikle mide hacmi küçültülmüş, dolayısıyla alınan gıdaların hacmi de kısıtlanmış olur. Ayrıca “Ghrelin” denilen iştah arttırıcı hormonu salgılayan hücre grubunun bulunduğu midenin kubbe kısmının çıkartılması da iştah azalmasını sağlar. Çift yönlü bir etki ile ameliyat sonrası dönemde hastalar diyetisyen takibi ile de sağlıklı ve hızlı bir kilo verme sürecine girer.
Uygun kriterlere sahip olan hastalara cerrahi uygulanmalıdır
Obezite cerrahisine hangi hastaların uygun olduğu günümüzde bir tartışma konusudur. Ancak bilimsel olarak obezite cerrahisi beden kitle indeksi ≥40kg/m2 olan, ya da 35-40 kg/m2 arasında olup, obezite ile ilişkili diyabet, hipertansiyon, hepirlipidemi, karaciğerde yağlanma, uyku apne sorunu, eklem ağrıları, reflü, astım, venöz staz, ve idrar kaçırma gibi ek bir hastalığı olan kişilere uygulanır. Bununla birlikte boy kilo indeksi 30-35 olup diyabet ya da metabolik sendromu olan tekrarlayan diyet denemelerine rağmen kilo vermede başarılı olamamış hastalara da (Uzun dönem sonuçları henüz olmamasına rağmen) obezite cerrahisi önerilebilir.
Obezite cerrahisinin hastaya sağladığı 7 önemli avantaj
1. Kilo vermede ve kiloya bağlı oluşan yandaş hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesinde kanıtlanmış, etkinliği olan tek yöntem olan obezite cerrahisi, yapılan çalışmalara göre obeziteye bağlı ölümlerin azalmasını sağlar.
2. Kanser görülme sıklığını azaltır.
3. Diyabet, hipertansiyon koroner arter hastalığı, osteoartrit, uyku apne sendromu gibi obezite ilişkili hastalıklara en etkin şekilde çözüm olur.
4. Yaşam konforunu artırır.
5. Böbrekler, gözler, damarlar, karaciğer ve üreme sistemi organları normal işleyişine kavuşur.
6. İş gücü kaybı, yandaş hastalıklardan kaynaklı tedavi maliyetlerinin düşürülmesini sağlar.
7. Hastanın psikolojisi düzelir, sosyal ve iş yaşamına katılımı artar.
Obezite cerrahisi kozmetik amaçlı yapılmaz
Hastaların obezite cerrahisinden beklentileri fazla kilolarının sağlık amaçlı makul seviyelerde verilmesidir. Bu cerrahide kozmetik kaygıların değil, hastalık tedavisinin baskın olduğu bir süreç hedeflenmelidir. Çünkü obezite yandaş birçok hastalığa kapıyı aralayan fizyolojik psikolojik ve sosyal sorunlara neden olan kronik bir hastalık halidir. Bu operasyonlardan sadece kozmetik beklentilerin olması doğru bir yaklaşım değildir. Obezite cerrahisinde dünyada kabul edilmiş oranlarda komplikasyonlar gerçekleşebilir. Bu riski sıfıra indirmek mümkün değildir. Ancak obezite cerrahisinin bu konuda deneyimli uzmanlar tarafından tam donanımlı merkezlerde yapılması önemlidir.