Tarih: 19.09.2021 00:08
OKULLARI, PANSİYONLARI, YURTLARI AÇIK TUTMAK: BOŞ KORKU VEYA YİĞİTLİK DEĞİL, BİLİM VE AKIL
İnsanı; tercihleri, özellikle de zor zamanlardaki seçimleri gösterir. Gerek toplumsal gerek bireysel, makro veya mikro tercihlerimiz felaketimiz de olabilir büyük çıkışımız da. Çoğu insanın bir amaç koymayıp kendini gidişatın rüzgarına bırakması da belki böyle kararların getireceği büyük risklerden çekinme güdüsünün bir sonucu olabilir, geri çekilemiyorsa gidişatın akışına teslim olmaktadır.
Keşke geri çekilmeler veya duruma uyarlanmalar bir çare olabilse. İnsanlığın zamanında alamadığı kararlar büyük yıkımı olabilmektedir. En kötü kararlardan birinin kararsızlık olduğu, bilinçsiz bekleyiş olduğu da önemli bir savı oluşturmaktadır.
MEB VE SB KAYBI FARK ETTİ, YÖK FARKINDA DEĞİL: OKULSUZ EĞİTİM OLMUYOR
18 ay sonra, akademik başarı başta olmak üzere dijital bağımlılıktan pek çok psişik ve sosyal ağır kayıplar açık bir şekilde ortaya çıkmaya başlayınca; CB de MEB de SB de sendikalar da anne babalar da öyle bir noktaya geldi ki, eğitimsiz olmuyor, eğitim de okulsuz olmuyor, okul da uzaktan olmuyor, o halde yüz yüze eğitime başlanacak.
Gecikmeli olsa da SB ve MEB’in yüz yüze eğitim kararı çok isabetli bir karar oldu da her kararın pratiği var, bedelleri var, akıl ve bilim işlemezse, siyaset doğru kararları destekleyecek doğru yol yöntem strateji oluşturmazsa, “Kervan yolda düzülür” anlayışı ile çok kayıp verilebilir, en kötüsü de süreç yine okuldan, yüz yüze eğitimden olmaya kadar varabilir.
KORKU VEYA BOŞ CESARET DEĞİL ACİL YAPILACAKLAR: BİLGİ, AŞILAMA, SEYRELTME, YURTLARA-PANSİYONLARA ÇEKİ DÜZEN
Korku, cehalet veya boş cesaret değil bilimi akıl ve vicdanla karar almak ve hareket etmek gerekiyor. Bunun için dikkat edilecek birkaç husus şu şekilde sayılabilir;
Bilgi ve şeffaflık. CB, MEB ve SB verileri sağlıklı oluşturup şeffaf şekilde paylaşırsa daha temellendirilmiş analiz ve öneriler ortaya çıkar. TÜBİTAK’a, YÖK’e, üniversitelere düşen yüzde 40 uzaktan yüzde 60 yüz yüze gibi saçma sapan ilkesiz kafasına göre oranlar vermek değil, araştırma ve analizleriyle sürecin bilgi biliminin, dolayısıyla aklının oluşmasına destek olmaktır.
Aşılama. Keşke ilacı da bir an önce bulunsa ama şimdilik en güçlü araç aşılama. Aşılamanın en azından 18 yaş üstünde mümkünse yüzde 100’e yaklaştırılması gerekiyor. Bu konuda ilerleme var gibi.
Seyreltme, hafta sonu seçeneği. İkinci yapısal sorun KALABALIK okul ve şubeler. Bakanlığın açıklamalarına göre 221 bin şubede şube başına 31 ve daha fazla öğrenci bulunuyor, şube başına ortalama 35 öğrenci üzerinden çarpınca 7 milyon 735 bin öğrenci ediyor. Yani öğrencilerin en az yüzde 43’ü, resmi okullarda belki yarısı kalabalık sınıflarda. Seyreltme yani derslik yaratmak için çok seçenek olduğunu yazdık. 18 ay ne yapıldı sorusunu şimdilik bir yana bırakıp ikili, gerekirse hafta sonu dahil edilerek yüzde 40 daha alan yaratma olanağı var. Böylece 42 kişilik sınıf 30’a düşürülebiliyor, hem de 5 günden ve ders saatinden ödün verilmeden (bazı şubeler 5 günün bir gününü cumartesi veya pazar gider). Öğretmen ihtiyacı artacaktır, yeterince öğretmen var, hızla atama veya görevlendirme yapılabilir. Bakanlık da geç de olsa bu seçenekleri değerlendirmeye başlamış bulunuyor.
Havalandırmalar için, fiziki bir sorun olup olmadığı, kapı pencerelerin hızlı bir kontrolü yerinde olacaktır.
Pansiyonlar, yurtlar. Yüz yüze eğitim için yeterince farkında olunmayan ama çok önemli bir konu da PANSİYON ve YURTLAR. Buralarda da uygun tedbirlerin alınması gerekiyor. Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, imam hatipler, bazı mesleki teknik liseler, pansiyonlu bölge okullar, cemaat yurtları, yükseköğretimde 600 binden fazla yurtta kalan öğrenci, bu konuda hızla acil tedbirler alınması gerekiyor.
Bütçeleme. Tam zamanlı kesintisiz okul ve üniversiteler için yeni bütçenin de buna uygun hazırlanması önemli bulunuyor. Boş vaat, boş cesaret değil kararlılık ve somut destekler önemli bulunuyor.
Model olma, tutum ve davranış değişikliği. Müdür, öğretmen, anne baba, öğrenci başta maske, mesafe, havalandırma olmak üzere tutum değişiklikleri de önemli bulunuyor.
YÖK’E SORU: TEORİSİZ BİLİM, ÖĞRETİSİZ ÖĞRETİM OLUR MU?
YÖK’e çağrım: Yüzde 40 uzaktan yüzde 60 hangi akla bilime dayalı olarak alınmış bir karar? Bu kararla üniversitelerin daha da dejenere olmasına yol açmayacak mısınız? Teorik derslerin uzaktan yapılabilir olduğu kanaatiniz hangi bilimsel-eğitsel araştırma veya teoriye dayanıyor? Teori olmadan bilim, dolayısıyla öğreti olmadan üniversite öğretimi olur mu? En iyi teori eğitimi nasıl yapılır?
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —