“Ölümlü iş kazaları kader haline dönüştürüldü”
“Ölümlü iş kazaları kader haline dönüştürüldü”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çukurova Belediye Meclis Üyesi, Ziraat Mühendisi Saim İnce, 2014 yılının iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından son derece dramatik ve iş kazalarının yoğun yaşandığı bir yıl olarak geride kaldığını belirtti.
Çukurova Belediye Meclisi’nin Ocak ayı olağan toplantılarının son oturumunda konuşan Saim İnce, geçtiğimiz yıl adalet anlayışının hukuki güvencesinin de yok sayıldığı kanısını güçlendiren uygulamalara tanıklık edildiğini vurguladı.
“Geride bıraktığımız yıl için söylenebilecek en anlamlı şeyin hukuki güvencenin yok sayıldığı “Kanun Devleti” uygulamalarının hakim yönetim anlayışı olduğudur” diyen İnce, 2015 yılına girerken erkler arası dengeden söz etmenin de olanaksız olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.
“AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ”
Devlet uygulamalarının hukuki denetimden yoksun olduğundan , Anayasal kurumların güvencesinden de söz edilemez bir noktaya gelindiğini ifade eden İnce, “İş dünyasında işleyen çark ; iş güvenliği ve işçi sağlığını yok sayarak adeta köle düzenini andırır uygulamalarla ölümlü iş kazalarını kader haline dönüştürdü. Oysa modern dünyada önlenebilir olan iş kazaları, ülkemizde ‘işin fıtratında vardır’ diyerek kaderci bir anlayışla değerlendirilebilmektedir. Ölümlü iş kazalarında AB’de birinci , Dünya’da da Rusya ve Hindistan’dan sonra üçüncü sıradayız” dedi.
2015 yılına girerken ülkenin sosyo-ekonomik koşullarının da sanıldığı gibi iyi olmadığına dikkati çeken Saim İnce, “Gerek gelir dağılımı açısından, gerekse sermayenin dolaşımı ve sermayenin birikimi bakımından ekonomik göstergeler bu konuda da iyi olmadığımızı göstermektedir. Örneğin 2002 yılı itibariyle dolar bazında milyarder sayısı 5 ila 7 arasındayken , 2011 yılı itibariyle bu sayının 42 veya 47 civarında olduğu bilinmektedir. Yine 2000 yılında yüzde 1’lik kesim ülkenin parasal varlığının yüzde 38’ine sahipken 2013 yıl sonu itibariyle bu oran yüzde 54’e çıkmıştır. Büyüyen ekonomiden pay alan sosyal sınıflar üzerinden yapılan değerlendirme sonuçları da şöyledir; En üst gelir grubu ile en alt gelir grubu arasındaki makas, aynı yıllar baz alındığında birkaç kat artmıştır. Bu durum toplumsal barış açısından tehlike oluşturmaktadır. Toplumun yüzde 20’lik kesimi GSMH’dan yüzde 80 pay alırken , geri kalan yüzde 80’lik kesim yüzde 20 pay almaktadır” diye konuştu.
ÇARPICI NOKTALAR
Konuşmasında, daha çarpıcı noktalara da değinen İnce, şunları söyledi: “Yüzde 80’lik çoğunluk ya yoksulluk ya da açlık sınırındadır. Kredi kartlarının ekonomik yükünü de bu kesim taşımaktadır. İş dünyasında kepenk kapatan şirket sayısı son yıllarda artmıştır. Tahsil edilemeyen çek ve protesto olan senet miktarlarında hem nominal değer olarak ve hem de sayısal olarak ciddi artışlar vardır. Bu durumun ciddiyeti Ekonomiden Sorumlu Bakan tarafından da paylaşılmaktadır. Başbakan, tasarrufun zorunlu olduğunu söylerken, 2015 bütçe harcama kalemlerine bakıldığında hiç de samimi olunmadığı görülmektedir. Kamuya bin 801 araç alınacağı, bunların da 132’sinin Başbakanlık tasarrufunda olacağı açıklanmıştır. Bizler, yerel yönetim seçimlerinin sonucunda göreve geldik. Seçim çalışmalarında demokratik uygulamaların ve demokratik kazanımların savunucuları olacağımızı sık sık kamuoyuyla paylaşarak görevlendirildik. Demokrasinin katılımcı bir yönetim olduğunun altını çizerek görev ve sorumluluklarımızı hukuki prosedürün belirlediği sınırlar içerisinde kalarak yapabilmeliyiz. Bu anlayışın da yerleşik yönetim anlayışı olabilmesi için çaba sarf etmeliyiz. Yerinden yönetim aynı zamanda halk için hakça bir yönetim anlayışıdır. Bu anlayıştan güç alarak katılımcı demokratik yönetim anlayışında ısrarlı olarak , ortak akılla yönetimde samimi ve duyarlı olmaya özen göstermeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerimle 2015 yılının toplumun geniş halk kitlelerine güven verebilecek uygulamalarıyla hukuku öncelikli kılacak bir anlayış beklentimin altını çizerek saygılar sunuyorum.”