Tarih: 07.05.2016 17:15
“Oslo müzakereleri ihanet-i vatandır”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 24. Dönem Milletvekili ve eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hurşit Güneş, anayasaya göre ülkenin en sorumlu kişisinin Başbakan olduğunu belirterek, bu görevi bırakacağını açıklayan Ahmet Davutoğlu’na “Nereye gidiyorsun” diye sordu. Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı ve başbakanlığı yaptığı dönemin AKP iktidarının en kötü dönemi olduğunu belirten Prof. Dr. Güneş, “Ülke kan gölünde, her gün güvenlik güçlerimiz şehit oluyor. Kilis’ten üzerimize IŞİD’ci teröristler bomba sallıyor sen hadi Allahaısmarladık diyorsun. Başbakanlığı terk ediyorsun. Bir ülkenin en sorumlu kişisi bu ülkenin anayasasına göre Başbakandır. Sen orayı nasıl terk edersin? Sen birinin talimatı, iması yahut ricası üzerine terk edemezsin. Nasıl kaçarsın? Kimden bu yetkiyi aldın? Kime danıştın” dedi.
CHP 24. Dönem Milletvekili, eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hurşit Güneş, dün Adana İl Başkanı Ayhan Barut’un Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda düzenlediği 4 Mayıs Saray Darbesi’yle ilgili basın açıklamasının ardından gündemdeki konuları değerlendirdi.
“BARIŞ POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLDİ”
Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı 60 ve 61. Hükümetler döneminde Türkiye’nin dış politikasının yönünün değiştiğini belirten Prof. Dr. Güneş, ülkede barış, dünyada barış ve bölgemizde komşularımızla iyi ilişkiler içinde olma politikasının yerine, Ortadoğu’ya girme, Ortadoğu’da taraf olma, Ortadoğu’da barışın değil iç savaşın ve mezhep savaşının tarafı olma döneminin başladığını söyledi.
“DIŞ POLİTİKA TAM BİR BAŞARISIZLIK VE HÜSRAN”
Davutoğlu döneminde Türkiye’nin dış politikasının tam bir başarısızlık ve hüsran olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hurşit Güneş, “Bu dönem daha ötesi Ortadoğu’da kan demektir. Şimdi delilini söylemem mümkün değil çünkü Anayasaya aykırı olur ama kendisi mezhepçidir. Mezhepçidir ve 7-8 yıl sonra mezhepçi olduğunu açıklayabileceğiz. Yolsuzlukların ört bas edilmesinin öncüsü olmuştur. Hiç sesini çıkartmamıştır yolsuzluklarla alakalı. MİT Müsteşarı kirli birisidir ve MİT müsteşarını milletvekili yapmaya çalışmıştır. Parlamenter demokrasiyi savunmamıştır” diye konuştu.
“NEREYE KAÇIYORSUN DAVUTOĞLU?”
İl Başkanı Ayhan Barut’un yaptığı basın açıklamasından alıntılar yaparak Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden ayrılmasını sert sözlerle eleştiren Prof. Dr. Güneş, “Ülke kan gölünde her gün güvenlik güçlerimiz şehit oluyor. Kilis’ten üzerimize IŞİD’ci teröristler bomba sallıyor, sen ‘hadi Allahaısmarladık’ diyorsun. Başbakanlığı terk ediyorsun. Bir ülkenin en sorumlu kişisi bu ülkenin anayasasına göre Başbakandır. Sen orayı nasıl terk edersin? Sen birinin talimatı, iması yahut ricası üzerine terk edemezsin. Sen seçimlere girdin ve milyonlarca oy aldın. Sana verildi o oy. Sen nasıl kaçarsın? Kimden bu yetkiyi aldın? Kime danıştın? Bana kalırsa Davutoğlu’nun konuşması doğru değildi. İçinde doğrular yoktu. Bütün olayları çıplaklığıyla sergilemedi. Anlattıklarında bir başarı hikayesi de yoktu.”
“BAŞ AKTÖR ERDOĞAN, MÜELLİF DAVUTOĞLU”
Türkiye’nin son 15 yılına bakıldığında en kötü döneminin 2010’dan bu yana olan dönem olduğunu dile getiren Prof. Dr. Güneş, özellikle izlenen dış politikada baş aktörün Erdoğan, müellifin ise Davutoğlu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“60. Hükümetten bu yana gelen hükümetler Türkiye’de tarihe iyi geçmeyecektir. Geçmemelidir. Geçemez de zaten. Bana kalırsa halkın vicdanında da aklanmayacaklardır ama şunu ayırt etmem mümkün değildir. Yani şöyle bir şey demek istemiyorum: Davutoğlu 2010’dan itibaren Ortadoğu’daki kanın müellifi oldu, Tayyip Erdoğan bunda kabahatli değil. Hayır o baş aktörüdür. O bu işi zorbalıkla icraata sokan aktörüdür. Hamas’la, İhvanı Müslim’le ilişkiyi o kurmuştur. Mısır’da taraf o olmuştur, Ortadoğu’daki Türkiye’nin sıkışık durumunu sonunda o yaratmıştır.”
“OSLO MÜZAKERELERİ İHANET-İ VATANDIR”
Milletvekilleriyle birlikte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların da dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Hurşit Güneş, Apaydın Kampı’nın, sarin gazı davasının ve MİT TIR’larının Cumhuriyet tarihinin kara lekeleri ve suç üstü olayları olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı ve Başbakanın da bu kara lekelerin içinde olduğunu öne süren Prof. Dr. Güneş, Cumhurbaşkanı’nın “Beni ihaneti vatan dışında hiçbir biçimde yargılayamazsınız” şeklindeki sözlerini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece Suriye konusuyla değil bir başka nedenle de ihanet-i vatan konusu vardır. Onu da söyleyeyim. O da Oslo müzakereleriyle başlayan ve daha sonra barış süreci dediğimiz iki süreçtir. Niye hazirandan bu yana 400’ü aşkın güvenlik görevlimiz şehit oldu? Neden? Oslo müzakereleri dediğimiz, Oslo’da 2007 yılında başlayan ama 2010 yılında Brüksel’de yapıldığı anlaşılan müzakerelerde şunun üzerine anlaştılar: ‘Seçimlerin sonuna kadar ateşkes yapacaksınız. 2011 seçimlerine biz ateşkesle girip en fazla oyu alacağız’ dediler ve bunu zapta düşürdüler. Bu ‘ihanet-i vatan’ değil de ne? Sen sadece vatanın evlatlarının bir seçim sonuçlarına kadar öldürülmemesini istiyorsun, talep ediyorsun. Bugün eğer Türkiye bir bölünme noktasına gidiyorsa; eğer Türkiye’nin bölünmesini isteyen iç ve dış güçler varsa bunun faillerinin de ortaya çıkması lazım ve bunun faili en tepededir. Şimdi anayasada tadilat mı yapıyorsunuz, yeni anayasa mı yapıyorsunuz? Cumhurbaşkanının neden yargılanmasının önünü açmıyorsunuz?”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —