20 liranın ne önemi var?
ÖSYM ek yerleştirme bilgileri arasında 20 TL ücret alınacağı belirtilmektedir: “Tercih süresi, 17-23 Eylül 2020 tarihleri arasındadır. Ek yerleştirme ücreti 20.00 TL’dir. Ek yerleştirme ücreti, 24 Eylül 2020 tarihi saat 23.59’a kadar yatırılabilecektir. Ek yerleştirme ücretini yatırmayan adayların ek yerleştirme için yapmış oldukları yükseköğretim programları tercihleri geçersiz sayılacak, yerleştirme işlemine alınmayacaktır.”
Miktar çok yüksek olmayabilir ama sembolik anlamı bulunmaktadır. Bu ücretlendirme zaten bir programa yerleşememiş öğrencilere ikinci bir haksızlık olduğu gibi bundan daha fazlası anlamına gelmektedir.
1-Çok açık ve basit anlamıyla, en naif şekilde yerleştirme (eğitim) hizmeti ücretli denmektedir.
2-Sınıfsal ayrımcılıktan, yoksulu sıkıntıya sokmaktan öte, aynı zamanda hangi sınıftan olursa olsun bir öğrenciye kıymetin parayla/ücretle ölçülür denmektedir.
3-Öğrenciler veya yurttaşlar parasına göre sıraya sokulmaktadır.
4-Dahası “paran yoksa” bir kıymetiharbiyen yoktur denmektedir. Tüm bunlar da açık açık yazılmaktadır: “DİKKAT: Tercih bildiriminizi tamamladıktan sonra ek yerleştirme ücretini ödeyiniz. Ek yerleştirme ücreti, tercih süresi tamamlandıktan sonraki ilk resmi iş günü saat 23.59’a kadar yatırılabilecektir. Bu süre tamamlandıktan sonra ek yerleştirme ücreti yatırılamaz. Ek yerleştirme ücretini yatırmayan adayların tercihleri geçersiz sayılır, yerleştirme işlemine alınmaz.”
5- Bir hizmetin paralı hale getirilmesi, miktarını hiç dikkate almaksızın, o hizmetin metalaştığının, dahası ticarileştiğinin bir göstergesi sayılır. Ticaret piyasalarda olacağından hizmetin piyasalaşması anlamına gelmektedir.
6-Sınav ve yerleştirme ücretli, metalaşmış, ticarileşmiş, piyasalaşmış ise eğitim öğretimin diğer evreleri için de aynı durum meşru sayılmaktadır: Okul, üniversite, dersler, bilim, insanlık ticarileşmiş veya piyasalaşmış demektir.
7-Dahası piyasalaşma resmi bir kurum üzerinden, devlet eliyle meşrulaştırılmakta, dahası bir norm haline, bir zor, bir mecburiyet haline getirilmektedir.
20 liranın ne önemi var?
Bir şey taciz, tecavüzse tacizin derecesi o eylemin taciz olduğunu ortadan kaldırmaz, sadece derecesini gösterir.
Burada önemli olan metalaşma, ticarileşme, piyasalaşmadır. Miktarı veya derecesinin çok önemi yoktur, hatta azı geniş kesimlerinin rızasını almak için daha etkili bir yoldur, meşrulaştırılması daha hafifi üzerinden yapılmaktadır. Bir malın fiyatını 100 TL yerine 99.99 TL yazmak gibi bir şeydir. Bu etik açıdan ikinci bir manipülasyonu içerdiğinden, miktar üzerinden yanıltmayı kasti olarak işlediğinden daha da ahlaksızcadır.
Alım satıma konu olmayacak neler olabilir? Hep birlikte düşünelim: Bir insanın neleri alım satıma, metalaşmaya, ticarileşmeye, piyasalaşmaya uygun sayılır? Veya buna uygun olmayan nelerdir?
İnsan olmak, insanın değeri neyle nasıl ölçülebilir? Meta karşılığı, değişim değeri, daha düz ifadeyle para karşılığı bir ölçü müdür? Nasıl bir ölçüdür?
Bir çocuğun, bir gencin, bir insanın veya genel olarak insanlığı neleri alım satım veya ücret konusu olabilir, neleri olamaz?
20 liranın ne önemi var? Mühim olan paralı olması.
EK YERLEŞTİRME: 90 BİN ÖN LİSANS, 56 BİN LİSANS BOŞ
YÖK’ün bu sene kontenjan bulamayan çok sayıda programı kapatmasına veya kontenjanını azaltmasına rağmen merkezi ilk yerleştirmede 89 bin 975 ön lisans (Meslek Yüksek Okulu) ve 55 bin 739 lisans (fakülte) kontenjanı boş kalmış bulunuyor.
Bu arada İstanbul Arel Üniversitesinde burslu 35 tıp kontenjanı nasıl boş kaldı, onu anlayabilmiş değilim. Üniversite bir güzellik yapıyor herhalde.
EK YERLEŞTİRME: YERLEŞTİRİLMEMİŞ HERKES BAŞVURABİLİR
Bir de teknik bilgi verelim. Ek yerleştirmeye ilk yerleştirmede yerleştirilmemiş şartları taşıyan herkes başvurabilir. “Ek yerleştirmede tercih yapabilmek için, 2020-YKS merkezi yerleştirmede hiçbir yükseköğretim programına yerleştirilmemiş olmak gerekir. İstisna olarak 2020-YKS’de özel yetenek sınavı ile bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş olan adaylar da ek yerleştirme için tercih yapabileceklerdir.”
Merkezi yerleştirmede kontenjanı dolmuş ve en küçük taban puanı oluşmuşsa, bu puanın üstünde bir puana sahip olanlar bu programlara başvurabilecektir. Taban puanı oluşmayanlara ise diğer şartları karşılayan herkes başvurabilecektir.
Benim tavsiyem, henüz yerleşmemişseniz veya böyle bir tanıdığınız varsa, bir yıl kaybetmektense, bu kontenjanların değerlendirilmesidir. İleride tekrar sınava girip program değiştirseniz de buradaki dersleri saydırırsınız, üniversite dışında bir yıl geçirmek pek makbul bir tercih olmasa gerek.