ÖZGÜR ÖZEL: “YAPAMIYORSAN BIRAK, BİZ YAPARIZ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi Toplantısında, iktidara seslendi,“Meclis’i, bu kadar aciz duruma düşüren anlayışı şikâyet ediyoruz”dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi Toplantısında, iktidara seslendi,“Meclis’i, bu kadar aciz duruma düşüren anlayışı şikâyet ediyoruz”dedi.
Özgür Özel, CHP Genel Merkezinde gerçekleştirilen Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi’nin açılışında şöyle konuştu:
“Sosyal Demokrat Belediyeler Eşgüdüm Konseyi’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday göstererek milletimizin teveccühü ile illerinde, ilçelerinde, beldelerinde belediye başkanlığı görevini üstlenmiş arkadaşlarımızın eşgüdüm içinde çalışabilmeleri için oluşturduğumuz iki yapının SODEM ve SODEM-SEN’in başkanları, bunun yanında belediye birliklerinin başkanları, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, Tarihi Kentler Birliği Başkanı Sayın Mansur Yavaş ve tüm bölgelerdeki birliklerimizin başkanı olan belediye başkanlarımız, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm büyükşehir belediye başkanlarının içinde bulunduğu Onursal Başkanlığını Yılmaz Büyükerşen‘in yaptığı, -bütün yaz boyunca çok emekler verdi şimdi ailesiyle birkaç huzurlu gün geçiriyor, o yüzden bu toplantıda kendisi yok- bir Eşgüdüm Konsey Toplantısı yapıyoruz.
“CHP’Lİ BELEDİYELERİ SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞAN BİR KÖTÜCÜL AKIL VAR”
“Şüphesiz 31 Mart tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne milletimiz çok önemli bir sorumluluk verdi. Geçen sene genel seçimlerde genel iktidar görevini Adalet ve Kalkınma Partisi’ne verdi ve ardından kendisine verilen sözlerin hiçbirisinin tutulmadığı, yoksulluğa, hayat pahalılığına, enflasyona, işsizliğe çarenin üretilmediği; aksine sandıkta verilen sözlerle birlikte seçmenin beklentilerinin, umutlarının da sandıkta o tarihte unutulduğu bir süreçten sonra 31 Mart tarihinde seçmen geneldeki iktidara karşı yerelden çok güçlü bir denge kurdu. Her birisi birbirinden kıymetli adayları Türkiye İttifakı bağrına bastı. Türkiye’de nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 78’ini, yurtdışından gelen turistin yüzde 90’ına yakınını Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının yönettiği iller, ilçeler ağırlıyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu zor şartlar altında umutsuz, bu zor şartlar altında kırgın, küskün vatandaşlarımızın elbette bütün sorunlarını çözemiyor ama seçildikleri günden beri arı gibi çalışan, dürüstçe çalışan, şeffaf çalışan arkadaşlarımızın gayretleri ile birlikte Cumhuriyet Halk Partisi üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Tabii böylesine büyük bir yapıyla karşı karşıya olduğumuzda burada eşgüdüm çok önemli. Doğru işlerin her yerde birden yapılması, bir takım tecrübelerin hızla paylaşılması ve bu konuda hem eşgüdümün hem bu eşgüdümün sağlanabilmesi için kadrolara yönelik gerekli eğitimlerin, hem de denetimin bir arada yürümesi gerekiyor. Tabii denetim kendi iç denetimimiz kadar dışarıda Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri bir yandan çalıştırmak istemeyen bir kötücül akıl, onun ekonomik imkânlarını kısıtlamak isteyen bir kötücül akıl. Bir de çeşitli denetimlerle Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri sıkıştırmaya çalışan bir kötücül akıl var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak belediyelerimizin her türlü denetime sonuna kadar açık olduğunu ve özellikle geçtiğimiz son beş yıllık dönemde yüzlerce müfettişin yapmış olduğu on binlerce denetimden nasıl alnımızın akıyla çıktığımızı milletimiz biliyor. Ancak bu oluşturduğumuz Eşgüdüm Konseyi’nin görevlerinden bir tanesi hem belediyelerimizi rutin denetimlere hazır tutmak, hem kötü niyetli birtakım saldırgan tutumları karşı onlara hukuki, teknik destek sağlamak hem de kendi iç denetimimizi gerçekleştirme gibi bir çabamız var. Bunların hepsi için sonuçta sahada 412 tane belediyemiz var. Bu belediye başkanlarımızın her birini her zaman bir araya getirmek ve her konuda hep birlikte konuşmak ve tartışmak mümkün olmadığı için hem SODEM ve SODEM-SEN yapılarımızın başkanları hem bütün büyükşehir belediye başkanlarımız ve belediye birliklerinin başkanlarıyla oluşturduğumuz bu konsey, hem bugüne kadar yaptıklarımızı, bundan sonra yapacaklarımızı, birlikte çalışma potansiyelimizin nasıl artırılacağını bir de memleketin çok gözünün önünde olduğu halde genel iktidarın çözüm üretmekte eksik kaldığı konularda nasıl inisiyatif alabileceğimizi tartışan bir toplantı içinde olacağız.”
“VİCDAN SAHİBİ MİLLETİMİZ BUNA EN NET TEPKİYİ GÖSTERDİ”
“Cumhuriyet Halk Partisi yerel yönetimdeki güçlü yapısını güçlü bir koordinasyonla güçlü bir eşgüdümle birlikte yönetmek için oluşturduğu bu yapının bugünkü toplantısında biraz önce söylediğim gibi önemli gündem maddelerimiz var. Tam da gündemle örtüşen maddelerimiz var. Örneğin orman yangınları. Orman yangınları konusunda özellikle hafta sonu İzmir’de, Aydın’da, Muğla’da, Manisa’da, Balıkesir’de, Bolu’da, Karabük’te, Uşak’ta yurdun pek çok yerinde adeta hepimizin ciğeri yandı. Yangınlarla mücadele meselesini bir basit siyasi söyleme oturtmak, oradan bir siyasi rant çıkarmak niyetinde olanlar milletimizin gözü önünde nasıl tepkiler aldılar, nasıl milletin vicdanı bunlara itiraz etti hep birlikte gördük. Esas sorumluluğun sahipleri, sorumluluklarının sınırları belli olan ve iktidar tarafından bile bile dar tutulan belediyelerimizi karalamaya kalktı. Ama vicdan sahibi milletimiz buna en net tepkiyi gösterdi.”
“ÇİFTÇİNİN SABREDECEK GÜCÜ, TAKATİ KALMAMIŞTIR”
“Önümüzdeki günlerde Gaziantep’te bir fıstık mitingi yapılacak. Fıstık üreticisinin içinde bulunduğu bu zor duruma dile getirmek, onların sesini duyurmak ve bütün Türkiye’ye duyurmak için biz de Gaziantep’te olacağız. Daha önce çay mitingi için Rize’deydik, buğday mitingi için Tekirdağ’daydık, Hayrabolu’daydık. Yine fındık mitingi için Giresun’daydık. Bu sefer de fıstık üreticisinin sorunları için Gaziantep’te olacağız. Her olmadık vesveseden beka sorunu üretenlerin Türkiye’nin gıda enflasyonu en yüksek ülkeler içinde olmasına, tarım alanlarının azalmasına, çiftçi sayımızın düşüyor olmasına ve çiftçiye sahip çıkacak olan bankaların bir takım yandaşlara kredi yetiştirmekten çiftçiyi yüzüstü bıraktığı gerçeğine bir kez daha davet ediyoruz. Bu ülkede her dört çiftçiden üçü ‘Gelecek sene imkânım olursa bu işi yapmam’ demektedir. Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalaması 56’dır, 30‘larda olması gerekmektedir. Genç çiftçiler her birisi asgari ücrete razı iş aramaktadırlar ve Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak üreticilerimize destek verebilmek için tüm imkânlarımızı kullanıyoruz. Tohum, gübre, mazot destekleri veriyoruz. Ortak iş makinesi parkları oluşturuyoruz. Sebze-meyve fidesi yardımlarında bulunuyoruz. Dalda kalan narenciyeyi, tarlada kalan ürünleri satın alıyoruz, ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Hükümetin çözmesi gereken sorunlarla ilgili de Türkiye’nin görmesi ve duyması için mitingler düzenliyoruz. Tabii ki burada sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin seslerini duymak ve duyurmak için düzenlediği mitingler değil bence çok daha kıymetlisi olan Burdur’da, Balıkesir’de, Bursa’da, Kahramanmaraş’ta ortaya çıkan çiftçilerin kendiliklerinden bir çağrı almaksızın, bir önder olmaksızın isyanlarını sokaklara, yollara döktükleri, ürünlerini yollara döktükleri, isyan ettikleri protestoları son derece önemsiyoruz. Bu sesin duyulması gerekmektedir, bıçak kemiğe dayanmıştır. Bundan sonra daha fazla dayanacak, daha fazla çiftçinin sabredecek gücü, takati kalmamıştır.”
“YAPAMIYORSAN BIRAK, BİZ YAPARIZ”
“Bunların tamamına çare bulmanın imkânı da var, kaynağı da var. Ama kimden yana olduğuna karar vermen lazım. 43-45 tane zengin müteahhitten yana mı olacaksın, milyonlarca emekçiden, emekliden, çiftçiden yana mı olacaksın? Parayı çay üreticisine, fındık üreticisine, fasulye üreticisine, fıstık üreticisine, buğday üreticisine mi bulacaksın, yoksa fıstık gibi kazanıp yan gelip yatanların vergi borçlarını sileceksin? Bu şartlar altında geçim olmuyor. Daha önce de söyledik tekrar ediyoruz. Geçim olmazsa seçim olur. Biz 31 Mart‘ta, bu salondaki arkadaşlar pek çoğu iki kişiden birinin oyunu aldılar. Üstüne çıkan oldu, biraz altında kalın oldu. Bu millet bize ne görev verdiyse biz o işi yapıyoruz. Namuslu çalışıyoruz, şeffaf yönetiyoruz, israfı bitiriyoruz, sosyal belediyecilikle ihtiyaç sahibine yetişebildiğimiz yerde sahip çıkıyoruz. Bizden millet razı olmasaydı bir önceki sefer seçilirlerse beka sorunu olur diyen Mansur Yavaş’ı, Ekrem İmamoğlu‘nu rekor oyla bir daha seçmezlerdi. Antalya’yı tarihinde ikinci kez ‘Bir kez daha siz yönetin’ demezlerdi. Adana’da, Mersin’de, Türkiye rekorları kırdırmazlardı. Demek ki biz milletin bize verdiği görevi doğru anladık, gereğini yaptık milletten takdir gördük. Demek ki sen milletin verdiği vazifeyi yapmadın ki, ikinci parti oldun, orada kaldın, erimeye devam ediyorsun. Buradan çağrımız ya verilen görevi yap, fiyatları düşür, enflasyonu durdur, işsizliği bitir, atamaları yap, ya da bu işi yapabilecekleri bırak. Biz yapılacak bir seçimi 31 Mart‘ta kazandığımız başarıyı gerekçelendirerek değil o günden bugüne bu milleti yoksullaştırdığın için yalnızlaştırdığın için perişan ettiğin için milletin yükselen sesini duyuyoruz. Yapamıyorsan bırak, biz yaparız. En iyi kadrolar ve en doğru kaynak yönetimini yapacak bilinç Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir. Biz halkın partisiyiz, milletin partisiyiz. Zenginlerin, çetelerin, şımarıkların değil, mağdurların ve mazlumların hizmetine talibiz. Seçim olmuyor, ne kadar direnirsen diren eninde sonunda geçim olmadığı için seçim olacak. O seçimde de bu milletin iktidarı kurulacak.”
CHP Genel Merkezinde gerçekleştirilen Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi Toplantısına Büyükşehir, İl ve İlçe Belediye katıldı.