Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pamuk alım fiyatları ve 7 Ekim Dünya Pamuk Günü münasebetiyle görüntülü basın açıklaması yaptı. Bayraktar, Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre 2022/23 döneminde 24 milyon 984 bin ton lifli pamuk üretimi olacağının tahmin edildiğini ve bu üretimin 887 bin tonunu yani yüzde 3,6’sını ülkemizin sağladığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye pamuk üretiminde Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Avustralya ve Pakistan’dan sonra 7. sırada geliyor.
Pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde edilen yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok yüksek olan bir bitkidir. Pamuk tarımı, yüksek tarımsal üretim değerinin yanı sıra tohum, gübre, ilaç, makina sanayii, ticareti ve lojistiği ile tarım işçilerinden oluşan çok geniş bir kesimin gelir kaynağıdır. Uluslararası normlara göre, Türkiye pamuk üretimi yılda yaklaşık 5 milyon kişilik tam zamanlı istihdam yaratma potansiyeline sahiptir.
Ülkemizin toprakları pamuk üretimine elverişlidir ve Türk çiftçisi destek verildiğinde ülke ihtiyacını karşılayacak hatta ihracat yapacak çalışma azmine sahiptir. Nitekim geçen yıl çiftçinin pamuk üretiminden kazanması bu yıl pamuk ekiliş alanlarında artış yaşanmasını sağladı. Türkiye İstatistik Kurumu 1. Tahmin verilerine göre, 2021 yılında 2 milyon 250 bin ton olan kütlü pamuk üretimi bu yıl yüzde 11,1 artışla 2 milyon 500 bin ton olarak bekleniyor.
Ülkemizdeki pamuk fiyatları, uluslararası fiyatlardaki gelişmelerden fazlasıyla etkileniyor. Geçtiğimiz haftalarda gerileyen dünya fiyatları, üretici fiyatlarını aşağıya çekti. ABD’de navlun hariç kilogramı 43 TL olan ortalama lif pamuk fiyatı bu günlerde 36 TL’ye kadar geriledi. Buna karşın girdi fiyatlarının sezon boyunca oldukça yükselmesinden dolayı üretim maliyetleri arttı. Bu nedenle üreticimiz geldiğimiz noktada düşük fiyatlardan mağdur durumdadır.
Geçen sezona göre 2022 yılında açıklanan pamuk alım fiyatlarındaki artış oranı, maliyetlerdeki artış oranının altında kaldı. Tarım Satış Kooperatiflerinin açıklamış olduğu pamuk alım fiyatları, üreticilerimiz tarafından yetersiz görüldü. Artan girdi maliyetleri, enflasyon oranı ve üretici kâr marjı dikkate alınarak bu fiyatlar güncellenmelidir. Aksi takdirde pamuk üretiminde istikrarın sağlanması mümkün değildir. Yeterli gelir elde edemeyen çiftçimiz önümüzdeki sezon üretimden uzaklaşacaktır.
Diğer yandan, Avrupa ülkelerindeki durgunluktan dolayı pamuk işleyen sanayicilerimizin ihracatında meydana gelen talep daralması da üretici fiyatlarını aşağıya çekti.
Neticede yüksek girdi maliyetlerine rağmen üretimi artırmayı başaran çiftçimiz için fiyat ve ödenecek destekleme priminin önemi bu yıl daha fazla artmıştır. Maliyeti karşılamayan bir fiyat ve prim, üretime yine darbe vuracak ve ithalatı artıracaktır.”
Tüketimin yaklaşık olarak yarısı ithalattan
“Ülkemiz her ne kadar pamuk üretiminde önemli bir ülke olarak görülse de mevcut üretim tüketimi karşılayamıyor. Tüketimimizin yaklaşık olarak yarısı ithalatla karşılanıyor. Pamukta yüzde sıfır gümrük vergisi oranı uygulanıyor. Ülkemiz, pamukta 2021 yılında 2 milyar 414 milyon dolar değerinde 1 milyon 193 bin tonluk ithalat yaptı. Pamuk, AB-Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında, sanayi ürünü olarak işlem görmesi nedeniyle, pamuk ithalatında koruma önlemi bulunmuyor. Bu anlaşmanın yerli üreticimizi mağdur ettiği göz önünde bulundurulmalı, bu dezavantajın giderilmesi için üreticimiz daha fazla desteklenmelidir.”
Yapılması gerekenler
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Dünya ortalama pamuk veriminin üstünde bir verime sahip olan ülkemizin pamuk ekim alanlarının artırılmasına ihtiyacı olduğunu belirterek sözlerine devam etti:
“Türkiye’de hektara 1930 kilogram olan lif pamuk verimi, 753 kilogram olan dünya ortalamasının oldukça üzerindedir. Pamukta ekim alanlarındaki değişim, çiftçinin kazancıyla; yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir. Ülkemizde, 2000 yılında 6 milyon 541 bin dekar olan pamuk ekim alanı son 21 yılda hızla daraldı ve 2021 yılında yüzde 34 azalmayla 4 milyon 323 bin dekara kadar geriledi.
Pamuk ithalatında koruma olmaması nedeniyle üretici fiyatlarının düşmesi karşısında, pamuk üreticisi panik halindedir. Yurtiçi üretiminin artırılabilmesi için prim desteklerinin, pamuk üretiminin sürdürülebilirliğini sağlayacak şekilde iyileştirilmesi gerekiyor. Bunun yanında özellikle gübre, ilaç, elektrik gibi girdi fiyatları ve sulama ücretleri makul düzeylere çekilmelidir.
Üretimde verimlilikte ve deneyimde çiftçimizin üstünlüğe sahip olduğu bu ürünü, sektörde yer alan sanayicilerimiz başta olmak üzere diğer pamuk sektörü paydaşlarının sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.
Pamuk üretimi sadece tarımsal üretim olarak değil; bu ülkede ihracatı ve istihdamı gerçekleştiren en önemli bir sektörün ham maddesi olarak kısacası stratejik bir ürün olarak değerlendirilmelidir.
Uluslararası Pamuk Danışma Kurulu'nun (ICAC) önerisi ve Birleşmiş Milletlerin kabulüyle 2019 yılından bu yana 7 Ekim Dünya Pamuk Günü olarak kutlanıyor. Bu vesileyle kutlanan Dünya Pamuk Günü etkinliklerinin üreticilerimize ve tüm sektör paydaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ederim.”