Tarih: 03.12.2021 20:28

SAÇ DÖKÜLMESİNİN FARKLI NEDENLERİ VAR

Facebook Twitter Linked-in






Bakımlı bir görünümün ilk kuralı, sağlıklı saçlar. Üstelik saç, sadece bakımlı ve güzel görünmeyi sağlamıyor; vücudun vitamin-mineral dengesi ile hormonal yapısı hakkında da ipuçlarını veriyor. Saç dökülmesi ise dermatoloji kliniklerine başvuru nedenlerinin başında geliyor.





Saç kaybının her yaştaki kadın ve erkeği etkileyebilen bir durum olduğunu kaydeden Acıbadem Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Çetinkünar, “Saç dökülmesinin tedavisi için doğru tanı koymak gerekir. Bunun için detaylı hikaye, fizik muayene, laboratuvar tetkikleri ve deri gerekir ise biyopsisi yanında saçın mikroskobik değerlendirilmesi önem taşır. Tedavinin kişiye özel planlanması gerekir” diyor.





Tedavi dökülmenin nedenine göre belirleniyor





Tıpta “alopesi” olarak tanımlanan saç dökülmesi, başın tamamında ya da bir bölümünde görülebiliyor. Saçlarda seyrelme ve incelme ya da uzama hızında düşüş olarak kendini gösteren bu sorun, doğumsal olabileceği gibi sonradan da gelişebiliyor. Günde 100 telden fazla saç dökülmesinin önemsenmesi gerektiğini kaydeden Dr. Deniz Çetinkünar, dökülmenin başlıca nedenlerini “vitamin eksiklikleri, sıkı diyet, ilaçlar, yüksek ateş, enfeksiyon, doğum sonrası ve menopoz döneminde ortaya çıkan hormonal faktörler ile stres” olarak özetliyor.





Genel saç dökülmesi veya ön bölgelerde açılma, tepede seyreklik şeklinde görülen erkek tipi dökülmenin androjen hormonlara bağlı kalıtsal yatkınlıkla ilişkili bir bozukluk olduğunu kaydeden Dr. Deniz Çetinkünar, “Saçkıran tipi dökülmede ise keskin sınırlı, yamasal saç kaybı yaşanır. Altında sıklıkla psikolojik stres yatar. Bir diğer stres kaynaklı saç dökülmesi trikotillomani yeni saç çekmeye bağlı oluşan saç dökülmesidir” diye konuşuyor.





Türü ya da şiddeti ne olursa olsun saç dökülmesinin tedavi planlamasından önce kan tetkikleri yapılıyor. Bu sonuçlara göre altta yatan vitamin eksikliğinin giderilmesi, hormonal bozuklukların ortadan kaldırılması, psikolojik destek sağlanması gibi yolların işe yaradığını kaydeden Dr. Deniz Çetinkülar, şöyle devam ediyor:





“Tedavide, saçlı deride mikrodolaşımın artmasını sağlayan solüsyon ve şampuanlar kullanılabiliyor. İçeriğinde aminoasitler, E vitamini, pantenol içeren bu ürünlerin yanı sıra jojoba yağı, badem yağı, buğday özütü gibi bitkisel ürünler ansistatik, nem tutucu özellikleri ile işe yarayabiliyor.Vitamin ve aminoasit kombinasyonları içeren multivitamintabletler de saç uzaması ve güçlenmesinde etkili olabiliyor.”





Kök hücre yöntemi de kullanılıyor





Bu yöntemlerin yanı sıra trombositten zengin plazma (PRP) uygulamasında da hastadan alınan kan, işlemden geçirilerek enjeksiyon olarak saçlı deriye uygulanıyor.PRP’niniçerdiği büyüme faktörleri ile saç köklerini güçlendirerek, saç çıkışının uyarılmasında etkili olabiliyor.





Kişiye özel tedavilerden biri de fibroblast yani kök hücre tedavisi. Kulak arkası gibi güneş görmeyen bölgeden alınan biyopsi ile fibroblast hücreleri çoğaltılıyor ve saç dökülmesi olan bölgeye enjekte ediliyor. Enjeksiyonla uygulanan bir diğer yöntemin de mezoterapi olduğunu kaydeden Dr. Deniz Çetinkünar, şu bilgileri veriyor:





“Saç için gerekli olan vitamin, mineral ve aminoasit karışımlar, saçlı deriye uygulanır. Bu yöntem ile incelmiş olan saçlarkalınlaşır, dökülmeler durabilir ve saçın daha canlı, parlak hale gelmesi sağlanır. Özellikle saçkıran tedavisinde ise steroitenjeksiyonundan yararlanılır.”





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —