Sağlıklı, Yaşanabilir Kentler İçin Mimarlık

 Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, gerçek mimarlığın bir toplumun kültürünün ifadesi olduğunu söyledi.

Mimarlar Günü Adana’da çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başladı. Mimar Odası Adana Şube Başkanı Bekir kamışlı, yönetim kurulu üyeleri ile mimarlar Atatürk Parkı’nda anıta çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. Oda Başkanı Bekir Kamışlı,

uluslararası mimarlar birliği (UIA) tarafından bu yıl dünya mimarlık günü temasının “Sağlıklı Kentler, Mutlu Kentler” olarak belirlendiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Barınaktan kentsel boyuta kadar, bütün yerleşmelerin fiziksel ortamını oluşturan yapı üretimi ve mekan tasarımı işlevi olan mimarlık, yalnızca bina üretim süreci ile sınırlı değil, aynı zamanda taşıdığı sosyal sorumluluk nedeniyle herkes için yararlı ve önemlidir. Gerçekte mimarlık bir toplumun kültürünün ifadesidir.

Kent olgusu; insanoğlunun tarihi boyunca ortaya koyduğu en önemli buluşlardan birisidir. Kentler dinamiktirler ve süreç içerisinde gelişirler, dönüşürler. Bu değişim bu dönüşümün sağlıklı olması, içerisinde yaşayan insanları mutlu etmesi de kente müdahale erkini elinde tutan otoritenin kente doğru zamanda doğru müdahalelerde bulunmasıyla mümkündür.

Ülkemiz, coğrafyasında bu gün yer alan kentlerimizin sağlıklı büyüdüğünden ve içerisinde yaşayan insanlarımızı mutlu edebildiğinden söz edebilmemiz mümkün değildir. Kentlerimiz siyasiler aracılığıyla sermayenin insafına terk edilmiş, kent topraklarımız imar planı adı altında rant paylaşımına teslim olmuştur. Böyle oluşmuş kentlerde de sağlıklı büyümeden veya insanlarını mutlu eden bir yapılı çevreden de bahsetmemiz mümkün olmamaktadır.

Ülkemizde sağlıklı ve dengeli bir çevrede kentte yaşama hakkı anayasamız ile koruma altına almıştır. Devletin çevreyi geliştirmek, çevreyi korumak ve çevre kirlenmesini önlemek görevi vardır. Dolayısıyla yapılı çevrenin sağlıklı ve kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesi, mimarların merkezi ve yerel yönetimlerin, ilgili tüm kurumların ve meslek örgütlerin ortak sorumluluğudur. Günümüzde bu sorumluluğu yerine getirmeyen, yaşanabilir çevre hakkını engelleyen tarihi ve doğal dokuyu tahrip eden ve kültürel değerleri yozlaştıran merkezi-yerel yönetim politikalarına karşı en özgün muhalefet hareketi gezi parkının korunmasını amaçlayan direniş ile başlamış ve toplumsal duyarlılığa dönüşmüştür.

Toplum, aidiyet ve kimlik duygularının sanatsal ve mekansal ifadesi olan kamusal alanlara, geleceğin mirasını oluşturan yapılı çevreye ve ülkenin tarih, kültür ve yaşam dokusunun temeli olan mimarlığa sahip çıkmaktadır.

Mimarlar odası olarak sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulması için tüm doğal kültürel ve mimari değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla verdiğimiz mücadeleye devam etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz”