SALMAN: SAĞLIKLI KENTLEŞME YEREL YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞU
SALMAN: SAĞLIKLI KENTLEŞME YEREL YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞU
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Erol Salman, kentte yaşayan tüm vatandaşları ilgilendiren, kentleşme, yapılaşma ve sağlıklı bir çevre oluşturulmasına dönük uygulamaların yerel yöneticilerin sorumluluğunda olduğunu söyledi.
TMMOB Adana İKK Sekreteri Erol Salman, TMMOB’a bağlı odaların başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte düzenlediği basın açıklamasında “Yerel yönetimlerin, yapacakları faaliyet ve uygulamalarda etkin katılım ve dayanışma kapılarını açık tutması, güçlerini mesleklerinden ve bilimsel gerçeklerden alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının bu süreçlere katılım ve katkılarının sağlanması, kentlerimizde insan onuruna yakışan yaşam koşullarının oluşabilmesi için gerekliliktir” dedi.
“İMZALADIKLARI PROTOKOLÜN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEKTEN UZAKLAR”
Tüm yerel yöneticilerin, sağlıklı kentleşme, nitelikli yapılaşma, kültürel, tarihi ve doğal çevre değerlerinin korunarak geliştirilmesi için ortak mesleki ve teknik işbirliği için imzaya hazır olmaları gerekirken, bazı yerel yöneticilerin bu konuda işbirliği içinde olmaktan imtina ettiğini belirten Salman, kimi yerel yöneticilerin ise imzalanmış protokollerin gereklerini yerine getirmekten uzak durduklarını söyledi.
Yerel basının imar ile ilgili gündeme taşıdığı konulara da değinen Salman şöyle konuştu:
“Kentimize dönüp baktığımızda, yerel basınımızın imar ile ilgili gündeme taşıdığı konudaki gelişmeler dikkat çekmektedir. Özellikle son dönemlerde içinde çok önemli ithamların yer aldığı imar ve ruhsatlar hakkındaki isimsiz mektuplar kamuoyunu meşgul etmektedir. Bahse konu yazıların, kamuoyunu meşgul etmesine, birçok kesimi zan altında bırakmasına karşın, orta yerde durması anlaşılamamaktadır.”
“KAMUOYU GEREKLİ SORUŞTURMALARIN YAPILMASINI BEKLİYOR”
Kamuoyunun bahsi geçen imar ve ruhsatlarla ilgili gerekli soruşturmaların yapılmasını beklediğini, soruşturma yapıldıysa sonuçlarının paylaşılması gerektiğini kaydeden Salman; “Konu haksız rekabet ve yaratabileceği mağduriyetler açısından da önemlidir. Yönetmeliklerin eğilip bükülmesi, farklı yorumlarla farklı uygulamalar getirilmesi, sektördeki tüm kişi ve kuruluşlar arasında gerek proje müellifleri gerekse yapımcı firmaların kendi aralarında haksız rekabete neden olabilmektedir. Ayrıca, hormonlu binaların iskân alma aşamasındaki olumsuzluklarının, o yapıda mülk sahibi olanlarıda müşkül durumda bırakarak mağdur ettiği söz konusu olmaktadır.
Saydığımız tüm nedenlerden dolayı gerekli soruşturmalar açılmalı, bahsedilen ithamlar sonuçlandırılmalı, gerçekliği araştırılmalı, gerçek dışıysa bile yapıların akıbetleri tüm açıklığı ile toplum ile paylaşılmalıdır.”
“MİNİMUM ARSA ÜZERİNDE MAKSİMUM RANT”
Covid-19 virüs salgınının tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de derinden etkilediğini ifade eden Salman konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kentlerimizin birçoğu yoğun mekân kurgularıyla, hormonlu binalarıyla adeta salgın hastalıkların yayılması için uygun ortamlara dönüştürülmüştür. Bugüne kadar minimum arsa üzerinde maksimum rant elde etmek adına, kentlerimiz kamusal kullanımlar ve açık yeşil alanların en aza indirgendiği, aşırı nüfus yoğunluğunun olduğu kapalı mekanlar haline getirilmiş ve ne acıdır ki bu süreç kentlerimizin sosyal yaşam ve mekân kurgularının hiçbir şekilde sağlık odaklı ve içerisinde yaşayan yurttaşları korumaya yönelik bir yaklaşımla ele alınmadığını bir kez daha ispatlamıştır.
Bu itibarla, bundan sonra kentimizdeki yapılacak olan imar uygulamalarına dikkat çekiyor, TMMOB ye bağlı odalarımızın işbirliği davetini tekrar ediyoruz.”