Tarih: 25.04.2021 15:04

”SANATÇI, DÜŞÜNCENİN PİLOTUDUR”

Facebook Twitter Linked-in

Ressam Gülistan Tokacı, sanatın temelinde öncelikle bir düşünceyi aktarmak yattığını belirterek, ”Sanatçıyı ise düşüncenin pilotu gibi görüyorum. Sanatçı bu anlamda kendi düş gücünü kullanarak, diğer insanlara anlatmak, öğretmek ve göstermek istediklerini izah biçimi olarak sanatı seçendir” dedi.
Kendine has tarzıyla sanatını sürdüren Ressam Gülistan Tokacı, resim sanatına dair düşüncelerinin ilkokul sıralarında talihsizlik sonucu kaybettiği resim yarışması ile başladığını belirterek, “2010 yılında arkadaşlarımla katıldığım bir mezatta tanıştığım sanatçı Engin Varol beyin bana uzattığı Pera Palas Agatha Christie ile ilgili bir broşürden yola çıktım ve resim sanat tutkum bu galeri ile tanışmamla başlamış oldu. Sonra ki süreçte hızlanarak devam eden resim çalışmalarımın kimliği, zaman içerisinde hız kesmeden bugüne kadar devam etti” dedi.
Tokacı, resim yaparken kullandığı teknikler ve tarzı hakkında şu bilgileri verdi:
“Tarzım, tamamen iç dünyamın bana bir oyunu. Ruhumun renklerini yaptığım resmin sonunda kendim de kendi süzgecimden geçiriyorum. Ben de resim sanatıyla beraber kendi iç dünyamın renklerini keşfettim. Teknik kısıtlaması malzeme kısıtlaması yapmıyorum. Akrilik çalışmaktan keyif alıyorum, spatula ile oynamak hoşuma gidiyor.”
İlhamın kendisinde spontane geliştiğini söyleyen Tokacı, “Hayal gücüm devreye giriyor. Bulunmak istediğim yerde neler isterdim, renklerimin nasıl olmasını düşlemiştim. Ruhumun rehberliğini yapıyorum her zaman. Psikolojik hatlarımın biçim ve renklere dönüştüğünü düşünüyorum. Sanatın temelinde öncelikle bir düşünceyi aktarmak yatar. Sanatçıyı ise düşüncenin pilotu gibi görüyorum. Sanatçı bu anlamda kendi düş gücünü kullanarak, diğer insanlara anlatmak öğretmek göstermek istediklerini izah biçimi olarak sanatı seçendir. Ben de bu anlamda yoluna resim sanatıyla devam edenlerdenim.”
Pandemi döneminde sanat ve sanatçıların karşılaştıkları zorluklara da değinen Tokacı, “Pandeminin getirdiği ağırlık, birçok travmanın da bu dönem de katlanarak ilerlemesi, kabul edelim ki hiç iyi olmadı. Gittikçe ağırlaşan hayat şartlarını insanların ruh halinin nasıl korozyona uğrattığını çok net gördük. Ben kendi adıma doğa ile birlikte yitip giden güzelliklere içim acıyor. Son bir yıldır ciddi sorunlar yaşayan sanatçılar, ne yazık ki daha büyük bir darboğazın içine girdiler. Çözüm ne olur? İnanın değişken günlüklerin içerisinde bir şeyler söylemek çok zor, hepimiz yaşayarak öğreneceğiz” diye konuştu.
Tokacı, pandemi döneminde malum yasaklar ile birlikte kapandıkları evlerinde tek dayanağının sanatla yön bulmak olduğunu ifade ederek, “Bu bağlam da uzun zamandır planladığım kişisel sergi düşüncemi hayata geçirmek için müthiş bir fırsat yakaladığıma inandım ve hızla kişisel sergime yani “Kapadokya” sergime odaklandım. Uzun yıllardır gittiğim ruhumun huzur bulduğunu bildiğim Kapadokya, benim her zaman ışık noktamdır. Bu ışığın benim için daha anlamlı olmasını sergiyle pekiştirmek benim için olmazsa olmazdı. İnanın oralar da nasıl nefes aldığımı anlatmaya bağlasam saatlerimi alır. Kapadokya'nın o mistik ve gizemli atmosferi yaşamı tasvir etmektedir. Her şey yarınlar için, umutlarımız olmadan tükeniriz. Umutlarımıza ve renklerimize tutunuyoruz” şeklinde konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —