SELEKOĞLU 3. KİŞİSEL SERGİSİNİ AÇTI
Manşet Haber 5.03.2019 18:49:36 0

SELEKOĞLU 3. KİŞİSEL SERGİSİNİ AÇTI

SELEKOĞLU 3. KİŞİSEL SERGİSİNİ AÇTI


“SANAT MUTSUZLUĞUN VE ÜMİTSİZLİĞİN
PANZEHRİDİR”









Adanalı Ressam Mahmut Selekoğlu 3.
Kişisel sergisini açtı.





Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait 75.
Yıl Sanat Galerisinde elektrik arızası nedeniyle 2 saat geç açılan sergide 45
eserini sanatseverlerin beğenisine sunan Mahmut Selekoğlu, yaptığı konuşmada,
“Özellikle insanların mutsuz ve umutsuz olduğu dönemlerde sanatın her türlüsü
panzehridir diye düşünüyorum. Bu meyanda bir nebze insanları bu noktaya
yoğunlaştırabilmişsem kendimi mutlu addedeceğim. Hele çalışmalarımla övgü
alırsam daha da mutlu alacağım” dedi.





Atatürk’ün ‘Sanatsız kalan bir milletin
hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ dediğini hatırlatarak, “Yine ünlü
yazar Bernard Shaw der ki; “Sanat olmasaydı, gerçeğin kabalığı dünyayı
katlanılmaz kılardı”. Ben, estetik arz eden her şeyi resmetmeyi seviyorum”
dedi.





Resmin çocukluğundan bu yana hayatının
her evresinde var olduğunu ifade eden Selekoğlu, “Rahmetli annem hep söylerdi;
küçüklüğümde elime geçen kalemle, kağıtlara sürekli bir şeyler çizermişim.
Kağıt bulamadığım da evin duvarına resimler çizermişim. İlkokul yıllarımda
arkadaşlarımın şiir ve yazı defterlerine süslemeler yapardım. Üniversite
yıllarında da öğrenci arkadaşlar sevgililerinin vesikalık küçük
fotoğraflarından karakalemle portrelerini isterlerdi. Bu şekilde epey para
kazandım diyebilirim. Bir ara, Gırgır ve Fırt dergilerinin popüler olduğu öğrencilik
yıllarımda karikatüre merak salmıştım. Ancak, bu uzun sürmedi” dedi.





Resimde tarzını da anlatan Selekoğlu
şunları söyledi:





“Yağlıboya ile realist çalışmalar
yapıyorum. Estetik arz eden her şeyi resmedilmeye değer buluyorum. Dönem dönem
resimlerimde konular değişebiliyor. Bir ara figüratif kadın imgeleri
denemelerim oldu. Sündürülmüş, cılız kadınlar. Yine yarı soyut denemelerim
oldu. Ancak, realist çalışmalarda kendimi daha mutlu hissettiğimi fark ettim.
Son dönemlerde biraz da hiperrealizme doğru bir kayma oldu sanki. Daha
fotoğrafik. Bu tarz aslında oldukça yorucu ve hatayı affetmeyen bir tarz.
Özellikle tanınmış simaların portrelerinde görsel hata şansınız yok.”





45 adet resim oluşan Sergide Atatürk’ün
7 portresinin yer aldığını kaydeden Mahmut Selekjoğlu, ayrıca aile bireylerinin
ve tanınmış bazı simaların portreleri ile eski konaklarının, Adana Gar Binası
ve natürmortlar ile bazı illüstratif çizimlerin de bulunduğunu söyledi.





Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan
Kültür ve Sanat Danışmanı Mahmut Tülek de, elektrik arızası nedeniyle küçük bir
mutsuzluk yaşandığını belirterek, “Hemen sonrasında mutluluğa dönüştü. Bunu
sanatın dayanılmaz çözümleyici gücü olarak görüyorum. Bu güzel ortamda sevgili
üstadımızın eserlerin yakından görüyoruz, gerçekten emek, yoğun çaba ve büyük
bir heyecanın yansıması olarak ortaya çıkmış. İnşallah diğer eserlerinde de ev
sahipliği yapmaktan Adana Büyükşehir Belediyesi adına onur duyacağımızı
söylemek istiyorum” dedi.





Sergi açılışına Adana Büyükşehir
Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mete Şahin, Kültür ve Sanat
Danışmanı Mahmut Tülek,  Mahmut Selekoğlu’nun eşi Nezahat  Selekoğlu
ile çok sayıda sanatsever katıldı.





Sergi 12 Mart 2019 tarihine kadar açık
kalacak.





Mahmut Selekoğlu kimdir?





Kozan’lıyım ve Kozan’da doğdum.
İlk-Orta-Lise öğrenimimi Kozan’da tamamladım. 1982 yılında ODTÜ’den elektrik
mühendisi olarak mezun oldum.





İş yaşamım Botaş’da başlamıştır. Uzun
yıllar çimento sektöründe çeşitli kademelerde görev yaptım. 2013 yılından bu
yana da enerji yönetimi/enerji verimliliği danışmanlığı yapmaktayım. Birleşmiş
Milletler Kalkınma Teşkilatı’nın(UNIDO) Uluslararası Enerji Yönetim
Danışmanıyım.





Evliyim. Püren, Naile Billur ve Tuna
adlarında üç evladım var. Eşim Nezahat Hanımla ağırlıklı olarak Adana’da kısmi
olarak da İstanbul’dayız.





Briç ve tenis oynamak ve yürüyüş ilgi
alanımdır.





Genel olarak sanata bakışım?





Atatürk’ümüzün ünlü sözü ile başlayayım;
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.





Yine ünlü yazar Bernard Shaw der
ki; “Sanat olmasaydı, gerçeğin kabalığı dünyayı katlanılmaz kılardı”.
Ben de diyorum ki, insanların mutluluğu için sanata herkesin ihtiyacı var. Yani
sanat mutsuzluğun ve ümitsizliğin panzehiridir.





Ben, estetik arz eden her şeyi
resmetmeyi seviyorum.





Ne zaman başladım resim yapmaya?





Resim, çocukluğumdan bu yana hayatımın
her evresinde var olmuştur. Rahmetli annem hep söylerdi; küçüklüğümde elime
geçen kalemle, kağıtlara sürekli bir şeyler çizermişim. Kağıt bulamadığım da
evin duvarına resimler çizermişim.





İlkokul yıllarımda arkadaşlarımın şiir ve yazı defterlerine süslemeler yapardım. Üniversite yıllarında da öğrenci arkadaşlar sevgililerinin vesikalık küçük fotoğraflarından karakalemle portrelerini isterlerdi. Bu şekilde epey para kazandım diyebilirim. Bir ara, Gırgır ve Fırt dergilerinin popüler olduğu öğrencilik yıllarımda karikatüre merak salmıştım. Ancak, bu uzun sürmedi.









Resimde tarzım nedir?





Yağlıboya ile realist çalışmalar
yapıyorum. Estetik arz eden her şeyi resmedilmeye değer buluyorum. Dönem dönem
resimlerimde konular değişebiliyor. Bir ara figüratif kadın imgeleri
denemelerim oldu. Sündürülmüş, cılız kadınlar. Yine yarı soyut denemelerim oldu.
Ancak, realist çalışmalarda kendimi daha mutlu hissettiğimi fark ettim.





Son dönemlerde biraz da hiperrealizme
doğru bir kayma oldu sanki. Daha fotoğrafik. Bu tarz aslında oldukça yorucu ve
hatayı affetmeyen bir tarz. Özellikle tanınmış simaların portrelerinde görsel
hata şansınız yok.





Bu sergimde kaç adet resim var ve neler
yer alıyor?





45 adet resim olacak. Sergimde Ata’mızın
birkaç portresi yer alıyor. Aile bireylerinin ve tanınmış bazı simaların
portreleri var. Eski konaklar var, Adana Gar Binası yer alıyor. Natürmortlar
var. Bazı illüstratif çizimler var.





Mahmut Selekoğlu resim eğitimi aldı mı?





Resim eğitimi almadım. 90’lı yılların
başında TRT’de Pazar günleri Bob Ross resim yapardı. “Bob Ross’la Resim
Sevinci”
 Hani şu bonus saçlı olan. Onu sürekli izlerdim. O dönem
dijital teknoloji olmadığından, 8 mm’lik kameramla TV ekranının karşısına geçer
programı kaydederdim. Daha sonra da kamerayı TV’ye bağlar, çektiğim görüntüleri
izlerdim. Fırça, spatula nasıl kullanılır, resme nasıl derinlik verilir, nasıl
doku oluşturulur ve diğer pek çok hususla ilgi orada bilgi edinmiştim.





Bir özelliğim de, mümkün olduğunca yurt
içinde ve yurt dışında sergilere giderim.                                     





Sevdiğim yerli ve yabancı ressamlar?





Yerli; Devrim Erbil, Ahmet Güneştekin, Ahmet Yeşil,
Mustafa Ata, eskilerden Feyhaman Duran





Yabancı; Ayvazovski(Sultan Abdulmecit
dönemi.),  Frida Kahlo(Meksika), Işığın ve gölgelerin ressamı
Rembrandt(Hollanda), Goya(İspanya, nü resimleri), Zonaro (2.Abdulhamid dönemi
saray ressamı) (Haber: Vahit ŞAHİN)



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

19.9° / 13.3°