Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, biyometrik kimlik doğrulama sisteminin yasal hiçbir dayanağı bulunmadığını söyledi.Çıtırık, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli ve protokollü tüm özel ve üniversite hastanelerinde 01.09.2013 tarihinden itibaren Sağlık Uygulama Tebliği'nde değişikliğe gidilerek pilot uygulama yapılacak olan illerde “Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemine” avuç içi izinin yanı sıra parmak izinin de eklendiğini anımsattı. Baro Başkanı bu konudaki yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Söz konusu değişiklikle özel ve üniversite hastanelere ilk başvuru sırasında sigortalıların sağ ve sol eline ait avuç içi damar izi veya sağ ve sol eline ait işaret ve orta parmak biyometrik verisi
TC kimlik numarasıyla eşleştirilecektir. 'Parmak izi' vücut bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası ve bireyi belirleme özelliği nedeniyle de kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Kişisel bilgi ise; doğrudan veya dolaylı olarak özellikle de kimlik numarası veya fiziksel, psikolojik, zihinsel, ekonomik, kültürel veya sosyal kimliğe bağlı olarak belirlenebilir veya belirlenmiş, bir gerçek kişiye ait her türlü bilgi olarak tanımlanmaktadır. Parmak izi de bireyin fiziksel olarak belirlenmesini sağlayan bir bilgi olması sebebiyle, kişisel bilgiler arasında yer almaktadır. İç hukukumuzda, parmak izi alma yetkisi sadece kolluk kuvvetlerine verilmiş ve yasanın ayrıntılı olarak çizdiği sınırlar içerisinde ve ancak belirtilen yasal şartların oluşması halinde kullanılmaktadır.Kişisel bilgilerin korunması, iç hukukta ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinde, özel yaşamın korunması çerçevesin de ele alınmaktadır. Özel yaşamın gizliliğinin korunması, bireyin temel haklarından olması nedeniyle Anayasamızda düzenlenerek güvenceye alınmıştır. Anayasanın 17. maddesinde 'kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı' koruma altına alınırken, Anayasanın 20. maddesinde ise herkesin, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı yönünde düzenlemedir. Anayasanın 13. maddesi; 'Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.' şeklinde düzenlenmiştir. Temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlandırılabileceğine göre, herhangi bir idari düzenlemeyle bu haklar sınırlandırılamaz. Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulaması Anayasanın 13. Maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Anayasanın 90. maddesi gereğince; 'usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin, Milletlerarası anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir.
Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin 17. Maddesine göre; 'Hiç kimsenin özel hayatına, ailesine, evine ya da haberleşmesine keyfi ya da yasadışı olarak müdahale edilemeyeceği, hiç kimsenin şeref ve itibarına yasal olmayan tecavüzlerde bulunulamayacağı, herkesin bu gibi müdahalelere ya da tecavüzlere karşı yasalarca korunma hakkının bulunduğu' belirtilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 'Özel yaşama, aile yaşamına ve haberleşme saygı hakkı? başlıklı 8. maddesinde de; herkesin özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilme hakkına sahip olduğu; bu hakların kullanılmasına resmi bir makamının müdahalesi demokratik bir toplumda ancak milli güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suçların önlenmesi, sağlığın veya ahlakın ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olduğu ölçüde ve yasayla mümkün olabileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeler karşısında parmak izi alma işlemi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesindeki düzenlemeyi açıkça ihlal etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında, 'özel hayatın gizliliği' hakkının sınırlanabilmesi koşulları da ele alınmış ve yasallık ilkesinin mutlak olarak varlığı aranmaktadır. Gerek iç hukukumuz gerekse uluslar arası sözleşmeler bir bütün olarak ele alındığında 01.09.2013 itibariyle pilot illerde yürürlüğe giren biyo-kimlik uygulama yöntemine göre Avuç İçi İzinin yanı sıra Parmak İzi de aranması koşulunu getiren Sağlık Uygulama Tebliğindeki değişiklik kamusal alanda da olsa özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında ele alınarak; özel hayatın gizliliği ve kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili düzenlemelere açıkça aykırılık teşkil eden bir düzenlemedir.
İstanbul Gezi Parkı eylemlerinden sonra siyasi iktidarın yürüttüğü çalışmalar otoriter-totaliter rejimlere özgü düzenlemelerdir.
Toplumsal muhalefeti sindirmede, gözetleme, dinleme faaliyetleri, cipsli kimlik kartları, maçlarda e-bilet uygulamaları, banka ve sağlık bilgilerinde elektronik ortam zorunluluğu getirilmesi Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı, 'Sırdaş Polis İhbar Noktası Projesi' polise savcı olmaksızın 48 saat gözaltına alma yetkisi verilmesine kadar yapılan çalışma ve düzenlemeler Anayasaya ve Uluslar arası İnsan Hakları Sözleşmelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Adana Barosu olarak hukuk devletine aykırı olan polis devletinin her türlü uygulamalarına kararlılık karşı duracağımızı kamuoyuna saygıyla sunarım.”