TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi, Prof. Dr. Jale Nejdet Erzen konuşmacı olarak katıldı.Nisan ayı etkinlikleri kapsamında “Sinan Neden Modern?” söyleşisi düzenledi.Adana Seyhan Otelinde gerçekleştirilen ve mimarların yoğun katılımının gözlendiği söyleşinin açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün, “Mimar Sinan'ı vefat edişinin 428. yıldönümü için düzenlediğimiz anma etkinliklerimiz içerisinde belki de en değerli ve Sinan'ı kapsayıcı olanı davetimizi kırmayarak bugün aramızda olan Sayın Jale Erzen'in yapacağı sunum olacaktır. Sinan üzerine kitaplaşmış çeşitli araştırmaları olan Sayın hocamız bizlere Sinan'ın neden modern olduğuna dair çeşitli açıklamaları olacak. Bizlerle paylaşacağı değerli bilgiler için şimdiden kendisine teşekkür ediyorum” dedi.
MİMAR SİNAN MODERN BİR ANLAYIŞA SAHİPTİ
Mimar Sinan yaşamından kesitler vererek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Jale Nejdet Erzen, “Yapılarında estetiği semboller dizisinden değil, yapısal ögelerle sağlıyor olması, yer seçimlerinin rastgele değil, yerleşim içinde birbirlerinin görecek şekilde ve dolayısıyla yer ile ilgisinin kurarak düzenlenmesi, asla tekrar etmeden sürekli bir deneyim ve gelişim içinde yapılarını tekrara düşmeden ayağa kaldırıyor olması gibi düzenleme ve tasarımları Mimar Sinan'ın modern bir anlayışta olduğunu göstermektedir. Bugün yaşasaydı değil, kendisinden öncekileri taklit etme çabası, Mimar Sinan'ın adı dünyadaki çağdaş ve modern mimarları arasında olabilirdi” diye konuştu.
İLERİYİ GÖREN BİRİYDİ
Mimar Sinan’ın yapılarının estetiği, modern mimarlık anlayışında olduğu gibi, yapısal (strüktürel) arkitektonik ve temelde biçimsel değerler üzerinde kurulmuş olduğunu anlatan Prof. Dr. Jale Nejdet Erzen, “Sinan kuşkusuz zamanının adamı idi, ama zamanının en ileri adamı olduğu gibi, kendi kültürünün ötesinde bazı değerleri de benimsemiş ileriyi gören biriydi. Eserlerinde sağlamlığı ne denli önemsemişse, güzelliğe de o kadar önem vermiştir. Günün Avrupa mimarisi ile kıyaslanınca gerek Mikelanj, gerek diğer Rönesans mimarlarının güzelliği oran ve sembolde aradıklarını görüyoruz. Sinan’ı mimarisi biçimlerin birbirleri ile mükemmel uyumu, yapının bir bütün olarak estetik bir biçime ulaşmış olması, yapının kent içinde belirgin bir yeri ve diğer yapılarla bir ilişkisi olması, ve nihayet, camilerin yansıtması gereken İslam değerlerini temsile dönüşmeden gerçekleştirebilmesi: yani cennet mekanı yaratma konusunda bedensel ve direkt ampirik bir estetik kullanması Sinan’ı zamanının içinde ve kendisi ile aynı zamanda yaşamış diğer önemli mimarlar içinde modern bir kişilik olarak karşımıza çıkarır”
AVRUPALI MİMARLAR SİNAN ESERLERİNE DENEYİM OLARAK BAKIYOR
Prof. Dr. Jale Nejdet Erzen, “Sinan camileri, en mükemmel olanları da geleneksel bir yapı anlayışını ve tekniğini kullanmışlardır. Sinan camilerinde yapı biçimleri bizi zengin bir çeşitlilikle etkiler. Örneğin yapının içine ulaşmak için dolaşım, spiral bir hareket oluşturarak beden ve dünya, beden ve evren, beden ve mekan ilişkisini vurgular ve ona belirgin bir biçim kazandırır. Sinan yapılarındaki görsel estetik sürekli hareket halindedir. Ve bu hareket bir Sufi semasında olduğu gibi bedende farklı bir bilinç ve kan dolaşımı sağlar. Camilerin cennet bahçesi gibi tahayyülü Sinan yapılarında su, çini, ışık kullanımında bilfiil sembolik anlamlar yaratmaktadır. Sinan kendisi yapılarının iç mekanı için ‘bir gülistana benzeyen dünya sarayı’ ya da kubbeleri için ‘güneşin ışıkları ile renk değiştiren denizin dalgaları’ diye yazar.
En son Sinan yapılarının bütün bir İstanbul içinde birbirleri ile kurdukları görsel ilişkiden dolayı, döneminde ender görülen bir kent bütünlüğü düşündüğünü görüyoruz. Bugün Sinan eserlerini gören Avrupalı mimarlar hala bu yapılara yepyeni bir deneyim olarak bakıyorlar.” Şeklinde konuştu.