Tarih: 06.09.2020 13:34
SON 40 YILDIR BÜTÜN SÖYLEMLERE RAĞMEN SONUÇ YİNE ANIZ YANGINI, YİNE NEFES ALAMAMAKTIR
Son yıllarda yılda en az iki defa buğday ve mısır hasadı sonrası çiftçiler başta Çukurova olmak üzere bir an önce toprağını işleyebilmek ve kolay ekim yapmak için anız yakılmasını bir yöntem olarak uyguluyorlar.
Türkiye'de bereketli toprakların kalbi ve merkezi konumundaki Çukurova'da birinci ürün mısır hasadı tamamlandı ve arkasından anız yakımı bütün uyarılarımıza karşın yeniden başladı. Anız yakılması sonucu atmosfere salınan başta karbondioksit ve oluşan küller rüzgârın etkisiyle başta Adana kent merkezi ve geniş bir alana sis ve evlerin içine kadar nüfuz eden küller ve başta çocuklar ve yaşılar olmak üzere insanlar ciddi sağlık ve çevre sorunu yaşamaktadır. Çiftçiler hasadın ardından ikinci ürün ekimi için hazırlık yaparken her yıl yaşana kâbus yeniden başladı ve korana virüs salgının ağır geçtiği bu günlerde daha da zorlu geçmektedir.
ANIZI YAKMAK YASAK Ancak Pratikte Yasağın Karşılığı YOK
Çiftçilerin kolay toprak işlemek için hasat sonrası anızın yakılması sadece insan sağlığını olumsuz etkilemiyor ancak aynı zamanda toprak sağlığı ve kalitesini de olumsuz etkilenmektedir. Anız yakılması toprağı içeriğindeki mineraller bakımından fakirleştirirken aynı zamanda atmosfere salınan sera gazları CO2 ve diğer olumsuz etkenler çevre üzerinde ciddi bir kirlilik oluşmaktadır. Anız yakılması aynı zamanda çevredeki orman yangınlarına da neden olmaktadır. Adana Valilik verilerin göre Adana da 2013 yılı Ağustos ayına kadar çıkan 139 yangının 134'ünün anız ve ot yangınından kaynaklandığı belirtilmişti. En son Kozan ve Samandağ’ındaki yangınların bu ve benzeri insan eli ile başlatılan yangınlar sonucu oluştuğu basına yansımaktadır. 'Orman Yangınları ve Anız Yakımı' Çukurova başta olmak üzere ülkemizde yaygın olması nedeniyle ciddi olarak önlem almayı gerektiriyor.
Anız Yakılmamalı, Toprağa Karıştırılmalı ki Toprak Verimliliğini Korusun
Anız yakmanın kesinlikle yasak olmasına rağmen bir türlü anlaşılamayan nedenlerden dolayı yangınlar gece-gündüz devam ediliyor. Sorun yalnızca kolluk kuvvetlerinin değil aynı zamanda ilgili tarım, orman teşkilatıyla, çevre teşkilatı yanında her yurttaşın konuya duyarlılık göstermesi de gerekiyor. 'Anız yakmaya kalkışıp, geleceğimizi yakmaya neden olan sorumsuz insanların olduğunu söylemek istemem ancak pragmatist çiftçilerimizin olduğunu belirtirsem haksızlık etmemiş olurum. Ancak anız yakanlar bizim çiftçimiz ve zorunlu olduklarını belirterek yakılmayı da savunuyorlar.
Bugünkü teknoloji ile anız yakmadan da anızın toprağa karıştırılması, anızın toplanıp samana dönüştürülmesi mümkündür. Ancak tarım ve toprak bilimcileri olarak anızın toprağın organik madde kaynağı olarak toprakta kalmasını özellikle istemekteyiz. Toprağa organik madde kaynağı kazandırılmadan toprak organik maddece zenginleştirmedikçe sağlıklı üretim gerçekleştirilemez. Sağlıksız tarım ürünü gıda zinciri yolu ile insan sağlığına kadar etki etmektedir.
Yakana Para Cezası var Ancak CAYDIRI OLAMADI
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca anız yakma yasağına uymayanlar hakkında dekar başına 33,83 lira para cezası uygulanmaktadır. Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü anız yakmanın çevreye verdiği zararları önlemek ve toprağın korunması hakkında Çevre Kanunu'nun 20. maddesine dayanarak dekar başına 33,83 lira idari para cezası uygulanır denmektedir. Ancak çiftçi için bu ücret ne yazık ki caydırıcı değildir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerlerle meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza 5 kat artırılır deniyor ancak bu da caydırıcı olmuyor.
Son 20 yıldır bu konularda onlarca defa yazılar yazıldı, TV, radyo programları yapıldı. Elimizden geldiğince konuyu anlattık. Bir fiil yetkililer ile görüştük. Ancak bazı çiftçilerin siyasiler üzerinden doğruda yetkililere ulaşması sonucu sürecin çalıştırılmadığı basında da yazıldı çizildi.
Sorumlu KİM?
Sorumluluk çiftçide ve daha da önemlisi merkezi idarededir.
Maalesef ülkemizde sorumluluk bilinci yeterince gelişmemiş. Korona virüs önlemleri çerçevesinde bütün uyarılara karşın hiç bana mısın demeyen bir anlayışla insanımız sağlık, kural, kaide, başkasına zarar vermeme gibi bir algısı ve düşüncesi hiç akla gelmiyor. Maskenin, fiziki mesafenin ve temizlik kurallarına uyulmadığı görülmektedir.
Anız yakılmasının ortama yayacağı partiküllerden ve sisten etkilenmemek mümkün mü? Doğrudan nefes alma akciğerler ile ilgili olduğu için hastalık riski olan insanlar çok çabuk etkileneceklerdir.
DEVLET SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEK ZORUNDA
Ancak gerek korona virüs ve gerekse de anız yakılması gibi konularda tek tek bireylerin alacağı önlem ve kuralara uyulması çok önemli. Ancak herkesi ilgilendiren ve kontrolü tek tek önlemlerin alınması ile çok da mümkün olmayan konularda devletin var olma nedenleri gereği önlem almak, organizasyon yapmak zorundadır. En son 5 Eylül 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı “İnsanlarımız bütün uyarılarımızı dinlenmiyorlar” demek zorunda kaldı.
Evet, vatandaş sorumluk bilincinde yoksun olabilir ancak devlet sorumluluğunu almak ve sorunu çözmek zorunda. Vatandaşları sorumluluk bilincine kavuşturacak olan yasa ve yönetmenlikleri uygulamak, denetlemek ve eğitim yolu ile insanlarımızı belirli bir bilinç düzeyine ve farkındalığa kavuşturmak devletin anayasal görevleri arasında bulunuyor. Yurttaşların uyulması için bilgilendirme yanında hukuki gerekliliği de topluma kamu iletişim araçları anlatılır. Yurttaş olarak hepimizin sağlığını etkileyen bu tür önlemlere karşı devletin sorunları bütün yönleri ile analiz edip ve önlem alması ve yurttaşlardan da alınan önlemlere uymasını istemesi bekleniyor. Devlet bu görevleri yerine getirsin diye de anayasa ve yasalarla görevlendirmişiz de.
Anız Yakma Konusu, Yaşamın Her Alanını ve Herkesi İlgilendiriyor
Konu tarım konusunun ötesinde bir halk sağlığı ve sürülebilir yaşamın güvenceye alınması sorunu. Tarımla ilgilensin ilgilenmesin hepimizi ilgilendiriyor. Adana’da yaşayıp anızla, tarlaya tek için pazardan gıda almaktan başka işi-ilişkisi olmayan insanda anızın yaratığı sağlık ve çevre kirliliğinden etkilenmekte, anızı yakan kişide etkilenmektedir.
Anız yakılması bilimsel olarak analiz edildiğinde yemeden, içmeden, insan sağlığına, ekosistemin sağlığından çevre kirliliğine ve iklim değişimlerine, toplum ruh sağlığından korona virüsün etkisine kadar hayatın her alanını etkileyen geniş bir zincir ağı karşımıza çıkmaktadır. Büyük resmi görülmeden ciddi önlemlerin alınması sağlanamıyor. Konu çiftçilerin gözünde zorunlu bir uygulama, yurttaşların gözünde nefes alamam durumu ile tepki gösteriliyor. Ancak konu birçok yönden sürülebilir yaşamı olumsuz etkilemektedir. Bu konu üzerinde daha etraflıca düşünmek ve önlemeleri ona göre sıkılaştırmak gerekir.
Ne yapılabilir bilemiyorum. Söylenmesi gerekenler çoğunlukla tarafımızda değişik ortamlarda yazıldı ve söyledi. Geçen yıl artık çaresiz kaldığımızı belirtmiştim. Ancak yine de ilgilileri bilgilendirmekten zorundayız.
Sorunun çözümü devlet idaresinde ve devlet eldeki yetkinin kullanılması yanında daha önce hazırladığımız raporlarda belirtiğimiz önerilerin uygulanması sorunu çözecektir. Anız yakmak yerine anızın yönetilmesini bilmenin toprak kalitesi ve sağlıklı üretim için daha yararlı olduğunu, çiftçilerin mazot, gübre ve ekipman yönünden desteklenmesi konularında elimizden geldiğince önerilerimizi anlattık.
6 Eylül 2020, Adana
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —