SOSYAL MEDYA YALANCISI MISINIZ?
SOSYAL MEDYA YALANCISI MISINIZ?
Sosyal medya paylaşımları giderek beni rahatsız ediyor ve çoğunu okumadan geçiyorum. Özgün üretilmiş fikir, düşünce veya kişisel paylaşımlar daha çok ilgimi çekiyor. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar çok yalan, manipülatif ve yanlış bilgi bombardımanı altında kalmadım. Artık bilerek veya bilmeyerek pek çok sosyal medya yalancısı mevcut… Bu kişiler okumadan, sorgulamadan, göz gezdirerek inanmak istedikleri her şeyi paylaşıyorlar.
Teknoloji sayesinde “bilgiye ulaşmak” kolaylaşırken, bu kolaylık, beraberinde sorunlar da getiriyor. Bu sorunların başında; yalan haberlere maruz kalma, yanlış veya şüpheli bilgiyi yayma eğilimi, manipülasyon ve bunların sonucunda oluşan “bilgi kirliliği” geliyor.
Yalan haber ve manipülasyon her zaman vardı; fakat günümüzde “yanlış bilginin yaygın bir şekilde paylaşılması“, “yalan haber ve bilgi kirliliği” dijital medya ortamlarında çok daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Eğlence veya siyasi propaganda amacıyla dolaşıma sokulduğunu düşünenlerin yanı sıra, yaşanan bilgi kirliliğinin kötü niyetli çevreler tarafından kasıtlı olarak da yapılabildiğini ifade edenler de mevcut. Sonuçta bu bilgiyi yayanlar da buna inanmak isteyen, okumadan paylaşan insanlar oluyor.
Oxford Üniversitesi bünyesindeki Reuters Gazetecilik Çalışma Enstitüsü‘nün Dijital Haberler Raporu‘nda Türkiye, 26 ülke arasında “sosyal medyanın bir haber kaynağı olarak görülmesinde” yüzde 73’lük oranla ikinci sırada yer alıyor. Popüler kültürün ve trendlerin etkisiyle paylaşım rüzgârına kapılan herkes; kaynağı bilinmeyen bilgilere, videolara, ses kayıtlarına ve haberlere, muhakeme etmeden inanıyor ve bunları düşünmeden paylaşıyor. Dolayısıyla da var olan bilgi kirliliğine hizmet etmiş oluyor. Bu sebeple yalan haber, günümüzde mücadele edilmesi gereken ciddi sorunların başında geliyor. Sosyal medyada zaten “troll” olarak adlandırılan, art niyetli kişi ya da grupların bu işe kendilerini adadıkları biliniyor. Bu bile “Neden internet ortamında her bilgiye inanmamalıyız?” sorusunu cevaplamaya yetiyor. Neden özgür, tarafsız basına ihtiyaç duyduğumuz kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü‘nde (MIT) Twitter’ın 12 yıllık verileri ışığında yapılan araştırmadan çıkan sonuçlar da şöyle:
>
- Yalan haber içeren tweetler, gerçek haber içerenlere kıyasla çok daha fazla paylaşılıyor.
- Doğru bir bilgi içeren bir tweet’in bin 500 kişiye ulaşma hızı, yalan haber/iddia içeren bir tweet’inkinden 6 kat daha yavaş.
- Doğru haber içeren bir tweet, nadiren bin kişi tarafından zincirleme bir şekilde paylaşılıyor. Buna karşın yalan haber içerenlerin en az yüzde 1’i zincirleme olarak yeniden paylaşılıyor.
- Yalan haberlerin ‘viral‘ olma ihtimali çok daha yüksek. Bu haberler hem aynı zincir içinde hem de yeni zincirlerde tekrar tekrar paylaşılıyor.
- Doğru bir haberin Twitter’ın derinliklerine ulaşma hızı, yalan haberden 20 kat daha düşük.
- Siyasetle ilgili yalan haberler, diğer konularla ilgili yalan haberlerden de hem daha hızlı hem de daha derin katmanlara yayılıyor.
- Yalan haberleri yayan hesaplar, doğru haberleri paylaşanlara kıyasla Twitter’a kısmen yeni girmiş, daha az takipçisi bulunan ve daha az aktif olan kişilere ait.
Avrupa ülkelerinin ‘sahte habere‘ olan direncini ölçen ikinci medya okuryazarlığı endeksine göre Türkiye, sahte haberlerin Makedonya’dan sonra en yaygın olduğu ülke. 35 Avrupa ülkesindeki eğitim, medya özgürlüğü ve kamu güveni alanları incelendiği raporda Türkiye, ‘dedikodu‘, ‘işletme‘, ‘doğrudan yalan söyleme‘, ‘dezenformasyon‘ gibi sahte haberlerin kolaylıkla yayıldığı ülkelerin en başında yer alıyor.
Türkiye eğitim kalitesi, medya özgürlüğü ve kamu güveni alanlarında Makedonya ile birlikte 35 ülke arasında da sonuncu olurken, medya özgürlüğü konusunda sıfır puanla sonuncu oldu. Medya okuryazarlığı konusunda en üst sırada ise 100 üzerinden 76 puan alan Finlandiya bulunuyor. Güçlü devlet eğitimi ile eleştirel eğitim yeteneği sayesinde sahte haberler Finlandiya’da etki alanı bulamıyor.
Peki, ne yapmak gerekiyor? Eleştirel bir bakış açısı edinmek, doğrulanmamış bilgileri paylaşmamak, özellikle sosyal medyada karşılaşılan bilgilere sağlıklı bir şüphe ile yaklaşmak ve “bilgiye ulaşılan kaynaklar hakkında fikir sahibi olmak” gerekiyor. Yalan haber paylaşmak sizi yalancı yapar, suçlu değil. Kimse yalancı olmak istemez, değil mi?
Lütfen biraz özen ve dikkat.