Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, çevre bilincini artırmak amacıyla, Türkiye Diyanet Vakfı, Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) ve Orman Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa başlattığı ‘81 ilde KAGEM Orman Projesi’ kapsamında ağaç dikme merasimine katıldı.Ankara’nın Çubuk ilçesinde gerçekleşen törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son günlerde İstanbul’da Validebağ Korusunun yanında inşa edilecek cami konusunda çıkan tartışmalara ilişkin açıklamada bulundu.
Tabiat sevgisiyle, ibadet sevgisinin asla karşı karşıya getirilemeyecek sevgiler olduğunu kaydeden Başkan Görmez, “Bugünlerde İstanbul’un bir bölgesinde bir tartışmaya şahit oluyoruz. 800 metrekare bir alana bir cami, mescit inşa edilecek. Bir tarafta mescit inşa etmek üzere yer alan insanları, diğer yandan ağaçlar kesilmesin diye gösteri yapan insanları görüyoruz. Her şeyden önce bu bize yakışmıyor. İbadet sevgisiyle tabiat sevgisi karşı karşıya gelecek sevgiler değildir. Biz gönül dünyamızın derinlerinde hala sakladığımız öfkeleri başka şekillerde ifade etmeliyiz. O öfkeleri tabiat sevgisiyle mabet sevgisi üzerinden ifade etmemeliyiz. Bu bize asla yakışmıyor. Bütün yeryüzü bize mescit kılındı. Yeryüzünde gördüğümüz bütün ağaçlar, çiçekler birer abidtir. Bütün yeryüzü bir mabeddir. Dolayısıyla ibadet sevgisiyle kainat sevgisini karşı karşıya getirerek birbirimizi üzmek, bu sevgiler üzerinden öfkelerimizi göstermek bize yakışmıyor. Bunun da bir an evvel sona ermesini diliyorum” dedi.
KAGEM ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol gereğince 4 milyon fidanın dikileceği KAGEM Orman Projesinin açılış merasiminde konuşan Başkan Görmez, bu tür etkinliklerdeki asıl amacın insanla tabiat arasındaki ilişkinin yeniden gözden geçirilmesi olduğunu kaydetti.
Ağaç dikmenin en büyük sadaka olduğunu da hatırlatan Başkan Görmez, şöyle konuştu;
“Toprağa dikilen her fidan sadakadır…”
Bu tür etkinliklerde ki asıl amacımız, insanın tabiatla ilişkisini yeniden gözden geçirmesini sağlamaktır. Tabiat insanların günahlarını taşıyamaz hale geldi. Bizim yapıp ettiklerimizden dolayı kainat bizi taşıyamamaya başladı. Biz sadece gönül dünyamızı Kerbela’ya dönüştürmedik. Biz içinde yaşadığımız tabiatı da Kerbela’ya dönüştürdük. Biz tabiatı o kadar hoyratça kullandık ki, sadece Allah’ın bize verdikleri nimetleri tüketmekle kalmadık, bizden yüzyıllar sonra dünyaya gelecek nesillerin de nimetlerini tüketmeye başladık. O yüzden insanoğlu tabiatla ilişkisini yeniden gözden geçirmek zorundadır. Kuran’ı Kerim, tabiatı Müslüman olarak tasvir eder. Müslüman Allah’a teslim olan demektir. Tabiat Allah’a teslim olmuş Müslümandır. Ağaçlarıyla, ormanlarıyla, nehirleriyle, dağlarıyla, taşlarıyla Allah’ı tesbih eden ona secde eden Müslümandır. Kainat, tabiat Müslümandır ama insan tabiatın Müslümanlığına müdahale etti. O kadar hoyratça kullandı ki, tabiatın dengesi bozuldu. Tabiatın Müslümanlığı da alt üst oldu. Ağaç dikmek en büyük sadakadır. Toprağa dikilen her fidan sadakadır. Bütün canlıların bu ağaçların nimetlerinden istifade etmesi bu ağaçları diken her insan için sadakadır. Bununla birlikte asıl amaç insanoğlunun tabiatla ilişkilerini yeniden gözden geçirmek olmalıdır.
“Kainatın dengesi bozuldu…”
Allah Kuran’da yeryüzüne yerleştirdiği bir dengeden söz eder. Allah gökyüzünü yarattı ve oraya bir denge yerleştirdi. Tabiata da bir denge yerleştirdi. Bugün yaşadığımız en büyük sorun, insanoğlu tabiatın da dengesini bozmaya başladı. Kendi gönül dünyasındaki dengeyi kaybetmekle başladı. Allah ile insanlarla ilişkilerimiz bozulunca tabiatla da ilişkilerimiz bozuldu. İnsan büyük bir güç tutkusuna kapıldı ve yeryüzünün mutlak sahibi gibi hareket etmeye başladı. Kainatın ona emanet olduğunu unutup kainatın sahibi gibi hareket etmeye başladı ve kainatın dengesini bozdu.
“Gönül dünyamız Kerbela çölüne dönüşmesin”
Hicri takvime göre yeni yılın ilk günü olması dolayısıyla da yeni yılı tebrik eden Başkan Görmez,
“Bugün hicri takvime göre yeni bir yılın ilk günüdür. İslam dünyasının farklı mezheplerini, inançlarını bir araya getiren Muharrem ayının ilk günündeyiz. Öncelikle Muharrem ayının milletimize alemi İslam’a hayırlar getirmesini Allahtan niyaz ediyorum. Muharrem ayının içinde aynı zamanda Aşura’yı, ortak hüznümüz olan Kerbela’yı, Kerbela’da hayatını hak ve adalet uğruna feda eden Hz. Hüseyin’i yad edeceğiz. Allah’tan niyazımız gönül dünyamızı Kerbela çölüne dönüştürmemek. İnşallah yüreklerimiz Kerbela’ya dönmez. Birbirimize, tabiata, kainata karşı sevgiyle, rahmetle, merhametle, şefkatle bakmaya devam eder, gelecek nesillere daha güzel bir dünya inşa ederiz.”