Ülkemizin toprağı verimli…
Üniversiteler, tarım konusunda yüzlerce öğrenci yetiştiriyor.
Buna karşın ‘tarım ürünlerinde’ zorluklar yaşanıyor, ekim alanlarında akıl almaz senaryolar yazılıyor, tüketici görmediklerinde tanık…
Yaşananlar mı?
Tüketilen birçok ürün dışalımla sağlanıyor,
Tarım alanları azalıyor,
Ürün girdileri için yapılan harcama her yıl artan biçimde sürüyor,
Çiftçinin ürettiği pazar bulmakta zorlanıyor,
‘İktidar’, üreticinin sorunlarını gidermekten çok ürünün ‘dışalım’ yönünü yeğliyor,
Bölgemizde narenciye, Karadeniz’de fındık gibi ürünler ‘üreticiyi’ üzüyor…
Yerel seçim öncesi ‘iktidarın’ can simidi ‘tanzim satışları’ sonun bir öncesi…
***
‘Sonun bir öncesi’ nedir?
Dün, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanlığı’nın yaptığı bir açıklama vardı.
Yapılan açıklama, yurttaşın içerisinde bulunduğu, acılandığı, ağrılandığı ‘pazar konusu’…
Domates, biber, patlıcan…
Yetmedi; patates, marul, soğanın içleri acıtan pazar fiyatlarına ‘ayar’ vermek için yurdun büyük kentlerinin ardından Adana’ya da açtığı duyurulan ‘tanzim satış’ noktası…
‘Sonun bir öncesi…’
***
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Doğan, küresel ekonominin tarımsal üretimi ele geçirmek için uğraş verdiğini, birçok alanı elinde bulundurduğunu belirttiği açıklamasında ‘küçük, orta büyüklükte olan tarım işletmelerinin’ yok sayıldığına vurgu yaptı!
Geçen yıl Şeker Fabrikaları’nın satışını anımsar mısınız?
‘İktidar’, zarar ediliyor gerekçesiyle satışa çıkarıldığını söylerken;
‘Muhalefet’, satışla birlikte çalışanların işine son verileceğini,
Ekim alanlarının daraltılacağını,
Pancar alımına kota koyulacağını,
Üretimin düşürüleceğini,
Dışalım yoluna geçileceğini söylediğinde yalanlayanlar, bugün olanları gördüklerinde neler düşünüyor merak ediyorum!
İşsiz kalan çalışanları,
Pancarını satmakta zorlanan üreticileri gördüklerinde…
‘Sonun bir öncesi’ bu!
***
Başkan Doğan, diyor ki:
“Kırsalda, giderek artan üretim ilgisizliği, azalan gelirler; birçok aileyi, çiftçiyi geçim için tarım dışı istihdama yöneltti, tarımsal üretim geri plana atıldı…”
Öyle ya…
Kırsalda üretime ilgisizlik neden azaldı?
Üretime ilgi göstermeyen kırsal yaşayanları, yaşamlarını sürdürebilmek, geçimleri için gerekli gereksinmelerini sağlamak zorundaydılar. Kırdan-köyden göçmek, yabancısı oldukları kent yaşamının içinde olmak zorundaydılar!
Öyle de oldu! Kırda evlerinin önünde yetiştirdikleri ürünleri artık pazarlardan sağlamak zorundaydılar, pazarın belirlediği fiyattan almak zorundaydılar!
Kentte ‘iş’ kaygısı başlıyordu! En önemlisi, bu kentlinin de kaygısı… Bir de ‘tarıma ilgisizlik…’
Tüm bunların nedeni, bu sürece değin tarım üreticilerine ‘bu günkü’ gibi davranmak!
***
Bu gün salt tarım üreticilerine değil, ‘iktidar’ üretimin tüm kollarına karşı geliştirdiği ‘engelleyici-durağanlaştırıcı’ tutum sürdürürken başka bir sonuç beklemek yanlış olur!
Yaşanan ekonomik sıkıntılarla başlayan kur artışı nedeniyle, ‘iktidarın’ kol kanat gerdiği katmanın ‘üretim’ sektörü değil, ‘tüketim’ sektörü olduğu görülür! Bu sektöre aralanan kapılar, daha çok tükettirmek için dar gelirliye sunulan ‘krediler’ bunun en açık kanıtı.
Ya üretene? Yok! Üretenin girdileri artıyor! Üreten ürettiğini satamıyor!
‘Tarıma ilgisizlik’ nedeni bu!
***
Adana’da, yurdumuzun diğer kentlerinde kurulan ‘tanzim satışlar’ noktaları, fiyatın düşük tutulması, alınanın altında tüketiciye sunulması, pazar satışının kırılması, pazar esnafının ‘ayar’ çekilmesi neyin kurtuluşu, anlamak zor!
Bu topraklar oldukça, bu toprakları işleyecek üretici var oldukça, üretici korundukça, en önemlisi tüm bunların varlığı bilindikçe ‘kurtuluş’ yanı başımızda da…
‘Hırsla’ yola çıkılarak, ‘üretim’ savsaklanarak “sonun bir öncesinden” başka seçenek kalmaz!
“Tanzim satışları” seçim yatırımı yaparak bu sorun çözülmez!