,Adana’nın yazgısı olmalı, diyor biri gözlerini kış güneşine ovuşturarak…
Hazan yaprakları inadına savruluyor,
İnadına inadına kepenklerine kilit vurulan fabrikaların çalışanları kapıya konuyor!
Araştırmalar Adana’nın her geçen gün mutsuzlaştığını, işsizleştiğini, doyumsuzlaştığını ortaya korken;
Adanalının oylarıyla seçilmişler, görevlendirilmişler; “her düşen” yaprağın, “her kopan” canın, “her yanan” emeğin peşine düşmüşler gibi bir araya gelişlerini anlamlandırıyorlar!
Biz de bu “işi” sanki çok seviyoruz!
***
Ne oldu biliyorsunuz…
Binbeşyüz emekçinin çalıştığı Temsa, geçtiğimiz haftalarda onbeşgün “üretimi durdurma” kararı almıştı.
Adana’nın tüm belediye başkanları, il-ilçe odaları, dernekleri, kurumları onbeş gün bitimiyle birlikte fabrikanın kapılarını açması için bir araya geldi!
Ortak açıklamada “TEMSA, gerçekleştirdiği projeler, yüksek nitelikli üretimi, ihracatı, yetişmiş insan gücüyle, süreci atlatabilecek güce, bilgiye-deneyime sahiptir” dendi.
“Yetişmiş insan gücü” var, “bilgi-deneyim” de var…
Üstelik malzemeyi emekle katma değerli ürüne dönüştürecek “kurulu” bir sistem de var!
Bu kurulu sistemin, işleyişin “durdurulma” nedeni anlatılmadı o “büyük” buluşmada!
Hani şu çok övülen, fabrikaları birer birer Adana’dan tüyen, Esas01’le “tüketim” ekonomine geçiş yapan Sabancı ailesinin; Temsa’yı neden sattığı, bankanın “günü gelmemiş” kredi borcunu neden istediği, çalışan makinelerin neden durdurulduğu konusunda konuşan olmadı!
Neden?
***
Söylenen başka şeyler de oldu, dendi ki;
“Amerika’da ilk 4’te, Avrupa’da ilk 8’de yer alan, sadece Adana adına değil Türkiye’nin önemli bir değeri olan TEMSA’nın içine bulunduğu durum kabul edilebilir değildir.
TEMSA, yılda 11.500 araç üreten, 66 ülkeye, tamamen Türk mühendislerinin tasarımı otobüslerimizi ihraç eden, elektrikli otobüste dünyada önde yer alan üreticilerden biridir.
TEMSA, Yerli otomobilin konuşulduğu dönemde, Türkiye’de otomotiv alanında sahip olduğumuz en önemli ve milli değerlerden biridir.
Hükümetimizin TEMSA’nın yeniden faaliyete geçmesi noktasında gereken katkıyı sağlayacağına olan inancımız tamdır…”
Buluşmaya dek, bu ya da benzeri tümceleri her yerde duymaktan “hoşnut” olan Adanalılar var gibi…
Temsa’nın üretimi, ülkeye kazandırdığı, sağladığı ivme, ille de “hükümetin vereceği katkıya sonuna dek inancın” tamlığı…
Kapı dışında işsiz-aşsız kalan, mutsuzluğun artışı konusunda duyulması gereken “iki sözcük” yok!
***
Adana’dan giderken, Adana’yı bir o denli ufalayan, mutsuzlaştıran fabrikalara bir yenisi daha eklenecek gibi…
O günlerde de hem fabrikalar kent-içi kıskacı arasına alınmış,
Hem de gidişlerinde “ağlatı” görüntüleri sergilenmişti anımsayın!
O “ağlatılar”, sorunu çözmek bir yana, yenilerinin de gündeme gelmesine neden olmuştu!
İnanmayanlar;
Şu an kiminin yerlerinde hazan yaprakları uçuşan, makinelerin sustuğu alanlara baksın.
Şu an kiminin yerlerinde kurulan alış veriş merkezlerinin tükettiren-küresel ekonomiye kucak açan “acıklı” yüzlere baksın…
Temsa’da dökülen hazan yaprakları arasında Adanalının “sorununa” çözüm yok!
Kış güneşinde gözlerini ovuşturuyor tanıdığım; bir bilseniz…