TGF Genel Merkez Yönetim Kurulu, Mardin’in Nusaybin ilçesinde basın mensuplarına yapılan çirkin saldırıyı kınadı. Açıklamada, “Kışkırtmanın bir milletvekilinden gelmesi ayrıca üzüntü vericidir. Melun saldırıyı kınıyor, azmettirici vekili ve saldırganları telin ediyoruz” denildi.Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Merkez Yönetim Kurulu Mardin’in Nusaybin ilçesinde yapılan gazetecilere yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca’nın Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklama aynen şöyle:
Habertürk Diyarbakır Muhabiri Ahmet Yukuş, Kameraman Mehmet Kayahan ve İHA Muhabiri Rıfat Emek, sokağa çıkma yasağının sona erdiği Mardin’in Nusaybin ilçesinde 200 kişinin saldırısına uğramış adeta linç edilmeye çalışılmıştır. Çirkin saldırının, HDP Milletvekili Mehmet Ali Aslan’ın “Havuz Medyası bunlar!” sözleriyle topluluğu kışkırtıp hedef göstermesiyle başladığı öğrenilmiştir. Örgüt üyeleri ve sempatizanları olduğu ileri sürülen saldırganların acımasız darbeleriyle meslektaşlarımız Ahmet Yukuş ve Mehmet Kayahan ciddi yaralar almış, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmışlardır. Gazeteci Burak Emek ise güvenlik güçlerinin son andaki müdahalesiyle kurtarılmıştır. Nusaybin’deki olay, basına karşı gösterilen tahammülsüzlüğün boyutlarının hangi noktaya geldiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bilinmesi olan şudur ki, basın kuruluşlarının yayın politikaları ayrı, meslektaşlarımızın verdiği ekmek mücadelesi ayrıdır. Sahada görev yapan basın emekçilerinin çalıştıkları kurumların yayın politikalarından sorumlu tutulup cezalandırılmak istenmesi ilkelliktir, bağnazlıktır, aymazlıktır. Kaldı ki, rahatsızlık duyulan yayın politikalarını eleştirmenin, tepki göstermenin veya protesto etmenin hukuk devletlerinde demokratik yolları vardır. Kaba kuvvet bugüne kadar hiçbir sorunu çözmemiş, bir tepki biçimi olarak da asla kabul görmemiştir. Basın kuruluşlarının ketagorize edilmesi son derece yanlıştır, o kuruluşlarda çalışan gazetecilerin de bu nedenle ayrıştırılıp ötekileştirilmesi doğru değildir. Bu olay en fazla da her daim basın özgürlüğünden dem vuran HDP eş başkanı ve sözcülerini düşündürmeli, medya camiasının ve kamuoyunun kendilerinden samimi bir öz eleştiri beklediği bilinmelidir. Toplumsal barışa en fazla ihtiyaç duyduğumuz şu kritik süreçte, Nusaybin’de yaşanan menfur saldırıyı nefretle karşılıyor, kışkırtıcı vekili ve saldırganları şiddetle kınıyoruz.