TGS: Sansürün sorumlusu basın emekçileri değil
TGS: Sansürün sorumlusu basın emekçileri değil
Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şubesi, toplumsal olaylarda basın emekçilerinin hedef alınmasını eleştirdi.
TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya imzasıyla yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“İstanbul Taksim Gezi Parkı'nın korunması için başlatılan barışçıl gösterilere polisin sert müdahalesi ile Türkiye çapında yaygınlaşan eylemlerde kartel medyası patronlarının takındığı tavır halkımızın basına dönük tepkilerine neden olmuştur.
Bütün bunlara rağmen basın emekçileri her türlü haber ve görüntüyü merkezlerine ulaştırmak için canla başla mücadele etmiş, gaz yemiş, darp edilmiş ve yaralanmışlardır.
AKP iktidarının ve medya patronlarının, basın emekçilerinin örgütlenmesini engellemek ve kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak için yürüttüğü emek düşmanı politikalar herkesçe bilinmektedir. Türkiye’de basın emekçileri, iş güvenliğinden ve iş güvencesinden yoksun çalıştırılmakta, stajyerlik vb. adı altındaki uygulamalarla, kötü çalışma koşulları ve uzun mesailerle iliklerine dek sömürülmektedir. Bu gidişata dur demenin tek yolu sendikal örgütlenmeden, birlikte mücadele etmekten geçmektedir.
Basın emekçilerinin örgütlenmesi; iktidar odaklarının ve sermayenin baskısı karşısında güçlü bir karşı duruşun yaratılabilmesi; mücadelenin yükseltilmesi için büyük bir önem taşımaktadır. Bu karşı duruş ve mücadelenin güçlendirilmesi, yalnızca basın emekçileri için değil, halkın haber alma ve bilgilenme hakkı, ifade özgürlüğü ve demokrasi için de olmazsa olmaz bir gerekliliktir.
Bütün bunlar ortada iken büyük çoğunluğun sağduyulu yaklaşımlarına rağmen alanlarda görev yapan meslektaşlarımıza dönük tepkileri ibretle izlemekteyiz. Basındaki sansürün sorumluluarı sahada çalışan emekçiler değildir Medya patronları ve hükümete tepkiler ne kadar yerinde ise basın emekçilerini sorumlu tutmak ve tepki göstermek o kadar yersizdir.
Hem göstericilerden hem güvenlik güçlerinden basın emekçilerine karşı saygılı davranmalarını bekliyor, sansürün olmadığı özgür ve demokratik bir ülkede yaşama özlemimizi bir kez daha dile getiriyoruz.”