TKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kubilay Altuntaş, Adana’nın yaşanabilir bir kent olmaktan çıktığını, ağır bir barbarlığın kentin üzerine çöktüğüne dikkat çekti. TKP’nin 12 belediyecilik ilkesini yaşama geçirmeyi hedefl
TKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kubilay Altuntaş, Adana’nın yaşanabilir bir kent olmaktan çıktığını, ağır bir barbarlığın kentin üzerine çöktüğüne dikkat çekti. TKP’nin 12 belediyecilik ilkesini yaşama geçirmeyi hedeflediklerini ifade etti ve “Gelin Adana’yı komünist belediyecilik anlayışıyla buluşturalım” çağrısında bulundu.
TMMOB Ziraat Mühendisler Odası Adana Şubesi Akın Özdemir Salonunda aydınlar, sanatçılar, akademisyenler, emek örgütü temsilcileri bir araya gelen TKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kubilay Altuntaş, şöyle konuştu:
“Kentimizdeki hızlı değişimi gözlemliyorum. Öteden beri yurtiçi göçün olduğu kadar son yıllarda yurtdışı göçün de önemli bir durağı oldu. Coğrafyasıyla, iklimiyle emekçilere biricik ev sahipliğini sürdürüyor. Bir yanda tarım alanlarının yağmaya açılması ve betona boğulması diğer yanda azgın bir para kazanma hırsıyla doğasının ve yaşam alanlarının hiçe sayılması pahasına kontrolsüz ve plansız bir sanayileşme. Ağırlaşan yoksullukla, insanların onca kalabalık içinde yalnızlaşması ve her geçen gün kendilerini daha da çaresiz hissetmesi... Adana yaşanabilir bir kent olmaktan çıkıyor, ağır bir barbarlık kentimizin üzerine çöküyor.
TKP insanca yaşanabilir bir Adana için bu seçimlere de giriyor. Ben de düzen partilerinin piyasacılığı karşısında komünist belediyecilik için TKP Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı oldum.
Depreme dayanıklı alanlar ve yapılar için, ekolojik alanlarımızın korunduğu, ulaşımın sorun olmaktan çıktığı, kadının yönetime etkin katıldığı, gençliğin umutlarının yeşerdiği, eğitim ve sağlığın temel insan hakkının başında geldiğinin yanında gömütlüklere de saygı gibi başlıklarda Türkiye Komünist Partisi’nin adayı oldum.
TKP’DEN 12 BELEDİYECİLİK İLKESİ
Türkiye Komünist Partisi, 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanırken komünist belediyeciliğin hayata geçirileceği her yerde şu ilkelerle hareket edeceğini ilan ediyor:
1. Komünistler için kendi ilkelerini yaşama geçirecekleri her belediye düzene karşı, Türkiye devrimine ulaşana kadar savunulması gereken bir mevzidir.
Bu mevzinin korunmasında güvenilecek tek şey emekçi halkın örgütlülüğüdür. Komünistleri için yerel yönetimlerde temel hedef, her şeyden önce örgütlülüğün giderek bilincine varan halkın yönetime katılması için kanalların açılmasıdır. Daha fazla olanak ve platform bulan emekçi halk, bu mevziyi düzene karşı korumak için daha bilinçli hale gelecektir. Komünistlerin yetki aldığı her yerde halk mahalle, semt, okul, işyeri temsilcilikleri gibi kanallarla belediyenin yönetiminde söz sahibi olacaktır.
2. Komünistler yerel yönetimlerde emekçi halkın refah ve mutluluğunu amaçlar.
Düzen içinde belediyecilik rant paylaşımına odaklanır. Komünistler ise belediyelerin etrafında kümelenmiş rant çetelerini dağıtmakla işe başlayacaktır. Tek bir patron ve müteahhit belediyeleri kendi çıkarları için kullanamayacak, ondan yararlanamayacaktır. Tek hedef emekçilerin yaşam niteliğinin gelişmesi olacaktır. Belediyenin tüm faaliyeti halkın ihtiyaçlarına göre planlanacaktır.
3. Emekçi halkın sağlıklı ve nitelikli barınma, ulaşım, eğitim, kültür ve dinlenme olanaklarına kavuşması için bütün olanaklar seferber edilir.
Emekçi halkın sağlıklı ve sağlam konutlarda oturması, eğitim olanaklarına ulaşması, güvenilir kitle ulaşımının garanti edilmesi, dinlenme ve tatil yapma olanaklarının sağlanması başlıca hedef olacaktır. Yeşil alanların rantçılara karşı korunması ve geliştirilmesi ancak yerel yönetimlerde komünistlerin mücadelesiyle sağlanabilecek bir şeydir.
4. Komünistlerin belediye yönetimlerinde hâkim olması, ortaklaşmayı ve birlikteliği güçlendiren bir kültürün geliştirilmesi demektir.
Çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin birlikte kendilerini geliştirebilecekleri ortamları yaratmak komünistlerin yerel yönetimlerdeki birinci görevidir. Kolay ulaşılabilir ve yaygın bir kütüphane ağı, çocuklar ve gençler için bilim merkezleri, birlikte yazıp oynayacağımız piyesler için tiyatrolar, şarkılarımızı, türkülerimizi öğrenip söyleyeceğimiz korolar ve orkestralar, biliminin emekçilerin yararına nasıl sunulacağını anlatan konferans dizileri ve birlikte yapılan spor bu ortak yaşam kültürünü yaratmanın araçları olacaktır.
5. Komünistlerin belediyelerdeki çalışmaları uyuşturucu kullanımının yaygınlaşmasına karşı da bir bariyer olacaktır.
Düzenin emekçi halkı çürüten saldırılarına, uyuşturucu kullanımı ve her türlü yozlaşmaya karşı komünistler gençlerimizi koruyan önlemler alacaktır.
6. Kadınların eşitliği ve özgürlüğü için olanaklar yaratılacaktır.
Mahallelerde, işyerleri gözetilerek kreş ve çocuk yuvalarının kurulması, kadınların ev dışında kamusal alanlarda yer almasının desteklenmesi, şiddete karşı korunması komünist yerel yönetimlerin sorumluluk alanındadır. Kadınların eşit haklara sahip birer emekçi olarak istihdamına ek olanaklar yaratılması komünistler için belirleyici önemdedir.
7. Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için çalışmalar yürütülecektir.
Halkın temel sağlık sorunları; içme suyu ve gıda güvenliği, okul sağlığı, spor sağlığı, geri dönüşüm, atık sorunu gibi konular ancak yerel yönetimlerde komünistlerin etkili olmasıyla güven altına alınabilir. Belediyelerde sağlık birimleri oluşturulacak, bu birimlerde gönüllü hekim ve sağlıkçılar da görev alacaktır.
8. Tüketim ve üretim kooperatiflerinin kurulması emekçi halkın yaşamını kolaylaştıracaktır.
Market zincirlerinin ve piyasa ilişkilerinin yarattığı pahalılığa karşı tüketim ve beldenin özelliğine göre üretim kooperatiflerinin özendirilmesi yine ancak komünistlerin işi olabilir.
9. Komünist belediyeler işçilere karşı patron gibi davranan bir “şirket” olmayacaktır.
Komünist belediyelerde çalışan işçilere karşı bir patron/emekçi çelişkisi yaratılmayacak, işçiler karar alma süreçlerine katılan ve insanlığın kurtuluşu adına ortak hedefler için birlikte mücadele eden bir konumda bulunacaklardır.
10. Komünistler, yerel yönetimlerde hizmet yalanıyla kabul ettirilen ve fakat sadece patronların kârını amaçlayan (yüklenici) taşeron düzenine son verecektir.
Komünistler son 30 yılda belediyelerde hâkim kılınan taşeron düzenini reddedecek, belediye hizmetlerini irili ufaklı patronlar için kârlı bir sömürü alanı haline getiren bütün uygulamalara son verecektir.
11. Komünistler yerel yönetimlerde ırkçılığa, dinciliğe ve mezhepçiliğe geçit vermeyecektir.
Emekçi halkımızı dil, etnik köken ya da inancına göre ikinci sınıf ilan eden yaklaşımlara komünist belediyelerde yer olmayacaktır. Komünistler, yerel yönetimlerde din istismarına geçit vermeyecek, laik bir yönetim tarzını yerleştirecek, kardeşlik, barış ve birliği örgütleyecektir.
12. Yerel yönetimlerle gelecekte özgürlüğe ve eşitliğe dayalı toplum hayali arasında bağ kurulur.
Komünistler hangi ilde, hangi ilçe ya da beldede yönetimde olurlarsa olsunlar tüm bir ülkeye ve tüm insanlığa karşı sorumlu olduklarını, yaptıkları her şeyin ülkemizin ve dünyanın geleceğini aydınlatma çabasının bir parçası olarak anlam taşıdığını hiçbir zaman akıllarından çıkarmayacaklardır.”
BİLİMSEL YAKLAŞIMLA DAHA EŞİTLİKÇİ BİR KENT
“Komünist belediyecilik, planlı ve bilimsel bir yaklaşımla yurttaşlara daha yaşanası, daha eşitlikçi bir kent sunmaktır.” diyen TKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kubilay Altıntaş, tüm mahallelere hizmet götürerek sorunları kökten çözmeyi hedeflediklerini söyledi. Altıntaş yapacakları belediyecilik hizmetlerini de şöyle sıraladı:
“Tüm mahallere hizmet götürüp sorunları kökten çözmektir. Kreşler kurarak aileleri ve çocukları güvenceye kavuşturmaktır. Kütüphaneler, spor tesisleri, dinlenme alanları, bakım yurtları aracılığıyla toplumsal dayanışmayı güçlendirerek başta gençler ve emektarlar olmak üzere tüm halk kesimlerini ve halk sağlığını gözetmektir.
Eğitim için kent dışına gidecek dar gelirli aileleri çocuklarına burs vererek, mezun oluncaya kadar da onları desteklemektir. Meslek edindirme kursları açarak insanlarımız için gelişim ve iş olanakları yaratmaktır.
Ülke genelindeki üretici kooperatifleri arasında dayanışmayı oluşturarak tarım ürünlerinin yurttaşlarımıza doğrudan ulaşmasını sağlayıp üreticileri vurguncu komisyonculardan, yurttaşlarıysa pahalı gıdadan kurtarmaktır.
Halkın çıkarları doğrultusunda hareket ederek ulaşım başta olmak üzere temel kentsel gereksinimlerin tümünü ucuza hatta bedelsiz karşılamaktır.
Komünist belediyecilik doğadan, tarihten, bilimden, sanattan, insandan yana olmaktır. Gelin Adana’yı komünist belediyecilik anlayışıyla buluşturalım, kentimizi ve ülkemizi zübüklerden, zübüklük batağından kurtaralım. Herkes bilsin ki bazı şeyler satılık değildir.
Bu memleket SATILIK DEĞİL! Kentlerimiz SATILIK DEĞİL! Vicdanımız SATILIK DEĞİL!
Tarihimiz SATILIK DEĞİL! İnsanlık SATILIK DEĞİL! Oyumuz SATILIK DEĞİL!Eşit, özgür, aydın, refah içinde bir Adana için oylar TKP’ye!”