TÜM HAYATIMIZI İKİ NEFES ARASINDA YAŞARIZ
Merhabalar sevgili Adana Ulus okurları
Öncelikle Sayın İsmail Başkan’a, sizlerle buluşma fırsatı verdiği için teşekkür ederim.
Kısaca kendimi tanıtayım, ben Dilek Gülmen
Kuantum dokunur Şifa sisteminin kurucusu ve uzman eğitmeniyim. Sistem 6 ana uzmanlıklarından oluşuyor, Nefes terapi, Kuantum düşünce tekniği, Biyo enerji, Bilinçaltı dönüştürme, Bilinçaltı telkin yöntemleri ve EFT duygusal özgürleşme tekniği.
Sistem bilimsel olarak bir insanın ruhsal duygusa,l fiziksel ve zihinsel olarak iyileşmesine yardımcı olan teknikleri içeriyor.
Ve buna dayanarak Birlik bilinci ile B-ben de sizlerle bilgi paylaşmak istedim.
Hayata farklı bir açıdan bakmamızı sağlayan kuantum fiziğini baz alarak, hayatla bağlantımız olan nefesimizi fark ederek hayatımızın her alanında kolay ve hızlı dönüşümler sağlayabiliriz.
Bu ilk köşe yazımda dikkatinizi Nefese çekmek istiyorum.
Bir nefes verileri biz bu dünyaya geliriz ve nefes aldığında gitmiş oluruz. Tüm hayatımızı iki nefes arasında yaşarız. Nefes alıp vermek o kadar doğal ve kendiliğindendir ki nasıl nefes alıp verdiğimizin farkında bile olmayız.
Biz evrensel yaşam enerjisini nefesle içimize alırız ve o enerjiyi yani nefesi nasıl kullanırsak öyle bir hayatımız olur.
İnsanların büyük çoğunluğu nefes kapasitesinin sadece %30'unu kullanabiliyor. Bu da demek oluyor ki, hayattan olabileceklerimizin sadece %30'un olabiliyoruz. %30 sağlıklıyız, %30 mutluyuz , %30 para kazanabiliyoruz.
Nefes teknikleri şamanlardan bu yana tedavi yöntemi olarak kullanılan ve en eski bilinçaltı dönüştürme teknikleri olan uygulamalardır.
24 saat içinde 25 binden fazla Nefes alıp veriyoruz, Bu bilimsel bir gerçektir. Tabii ki bu kişinin yaşına, yaşam şekline, sağlık durumuna göre değişiyor.
İki Nobel ödüllü Doktor Otto Varburg kanser hastalığının temel sebebinin bedeninin oksijensiz yaşamak olduğunu bilimsel olarak ispatlamış. İnsan beyninin en temel gereksiniminin oksijen olduğu da bilimsel olarak ispatlanmış beynin olduğu gibi bedenin de yeteri kadar oksijen depolamadığında birçok olumsuz etkiler aksaklıklar ortaya çıkıyor.
Hayattaki olmazsa olmaz yaşamsal işlevimimiz olan nefesimizi fark edip bedenimize yeniden doğru nefes alıp vermeyi öğrenebiliriz.
Tüm bebekler doğru nefes farkındalığı ile dünyaya gelir. Ancak, 3 ile 6 yaşına gelene kadar yaşadığı duygusal sorunlar uyku problemleri yemek sorunları ile birlikte farklı nefes alışkanlıkları oluştururuz.
Ve bedenimize ihtiyacı olandan daha az oksijen alırız. Bu da bizim ruhsal, duygusal, fiziksel ve zihinsel anlamda sorunlar yaşamamıza sebep oluyor.
Aldığımız her nefes iç organlarımıza masaj yapar, bütün hücreler oksijenle kendini yeniler ve güçlendirir. Bu da demek oluyor ki, biz nefes alışkanlığımızı fark edip onu doğru nefes alışkanlığına geri döndürdüğümüzde fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak sağlığımıza kavuşuruz.
Şimdi lütfen ilk iş olarak nefesinizi fark edin,
Hadi şimdi küçük bir uygulama yapalım ve nefesimizi fark edelim.
Sırtınız dik bir şekilde oturun gözlerinizi kapatın, bir elinizi göğsünüze bir elinizi karnınıza koyun, normal, günlük hayatınızda olduğu gibi nefes alıp verin ve nefesinizi gözlemleyin.
Yani nasıl nefes alıp verdiğinizi kontrol edin.
Nefesi ağızdan mı burnudanmı alıyorsun, Nefesi alırken veya verirken nefesi tutuyormusun, aldığın nefes karnınamı göğsünemi gidiyor?
Bu nefes farkındalığını yaşayın lütfen, bir sonraki yazımda Bilgi paylaşmaya devam edeceğim.
Koşulsuz Sevgiyle kalın...
Işık parçalarım.