Yurt haberler denildiğinde Türkiye’de akla ilk gelen isimlerden biri olan gazeteci Cengiz Kahraman, gazetecilik mesleğinin temel sorununun örgütlenme olduğunu söyledi.
“GAZETECİLER KENDİ HAKLARINI SAVUNAMIYOR”
Örgütlenme olmadığı için gazetecilerin zor şartlarda görev yaptığını vurgulayan Cengiz Kahraman, “Türkiye’de gazetecilik yapılmıyor. Gelinen durumdan siyasi yapı dışında gazetecilerin de büyük payı var. Başkalarının haklarını savunan gazeteciler kendi haklarını savunamıyor” dedi.
Bulvar, Meydan, Milliyet, Habertürk, TGRT, Türkiye, HBB, Akşam gibi yayın organlarında genellikle Yurt Haberler Servisi yöneticiliği yapan gazeteci Cengiz Kahraman Çukurova Press Gazetesi’nden Doğan Gülbasar ile Türkiye’de basının geldiği noktayı konuştu. Sarıyer Belediyesi Basın Danışmanlığı yapan Cengiz Kahraman, basının içinde bulunduğu durumdan duyduğu kaygıyı dile getirdi.
“SİYASİ YAPININ DIŞINDA GAZETECİLERİN DE BÜYÜK PAYI VAR”
-Basının genel durumunu nasıl görüyorsunuz?
Bugün Türkiye’de basından söz edemeyiz. Basının bu duruma gelmesinde siyasi yapı dışında gazetecilerin büyük payı var. Hem sendikalar hem de gazeteci cemiyetleri bunun sorumlusu durumunda. Başkalarının haklarını savunan gazeteciler kendi haklarını savunamıyor. Daha önceki dönemlerde haberciliğin öne çıktığı bir gazetecilik vardı. Yurt haberler servisleri ve bölge muhabirleri çok güçlüydü.
-Gazeteciler arasında dayanışma var mı?
Günümüzde bazı gazetelerin haber merkezlerinde bile taşeronlaşma var. Maalesef gazetecilik mesleğine sahip çıkılamadı. İyi para kazananlar mevcut durumlarını korudu, haksız yere işten çıkarılan arkadaşlarına sahip çıkmadı.
-Çok sayıda gazete var ama çeşitlilik aynı oranda mı?
Medya yapı değiştirince işsizler arttı. Gazetelerde artık haber yok, özel haber yok. Gazetelerin artık başka görevleri var. Halkın yararına kamuoyu yaratılamıyor. Muhabire gerek duyulmayan bir basın yapısı var. Çok sayıda gazete aynı manşetle çıkıyor.
-Yerel gazeteleri takip edebiliyor musunuz?
Yerel gazetelerin daha da güçlendiğini görüyorum. Görüyorum ki artık İstanbul dışındaki yerel gazeteler daha güçlü ve yerel gazeteler okunuyor. Yerel gazetelerde kalifiye elemanlar var, bundan dolayı yerel gazeteler daha çok habere yer veriyor.
-Yaygın basının vermediği haberleri yerel basın verebilir mi?
Yaygın basın haber vermediği için o boşluğu şimdi yerel gazeteler dolduruyor. Ama yerel gazetelerin ekonomik sorunları var. Ekonomik sıkıntılar da yerel gazetelerin işbirliği ile aşılabilir.
-Gazetecilik kaygısı olmayan gazeteler toplum için nasıl bir tehdit oluşturuyor?
Bana göre sorgulamayan gazeteler terörden daha tehlikeli. Çünkü bazı gazeteler rastgele hedef belirliyor ve daha çok insanın canını yakıyor.
-Günümüz gazetelerine bakış açınız nasıl?
Şu anda çıkan gazeteleri ben kağıt israfı olarak görüyorum. Topluma verdikleri bir şey yok. Kirli bir yayın anlayışı var. Günümüzde gazetecilikten söz etmek mümkün değil. Bunu özellikle ana akım medya, internet gazeteciliği, sosyal medya ve yandaş medya için söylüyorum. Çünkü hepsi aynı.
-Gazetecilik mesleği açısından umut var mı?
Umudumu korumak istiyorum ama bunun için öncelikle gazetecilerin mesleğine sahip çıkması gerekiyor. Bir de kutuplaşma ortamı ortadan kaldırılmalı.
-Başka ne yapılmalı?
Gazeteciliğin kurtulması, meslektaşlarımızın daha rahat koşullarda çalışması için temel mesele örgütlenmektir. Günümüzde gazeteciler çok ağır koşullarda çalıştırılıyor. Çok kötü bir yapı ve ilişkiler ağı var. Bizi ancak biz kurtarırız.
“GAZETECİ CEMİYETLERİ DEVREYE GİRMELİ”
-Gazeteci cemiyetleri görevini yapıyor mu?
Biz sadece arkadaşlarımızın ölüm haberlerini öğreniyoruz. Artık Gazeteciler Cemiyetinden bir mesaj geldiğinde korkuyorum. Çünkü ölüm haber veriyorlar.
Mühendis, avukat işini yapmadığında yine meslek mensubu sayılıyor. Avukatın belgesine, mühendisin diplomasına el konulmuyor. Ama gazeteciler gazetecilik yapmıyorsa hemen gazeteci kimliği alınıyor. Burada Gazeteci Cemiyetleri devreye girmeli.
“ADANA’DA ÇOK YETENEKLİ GAZETECİLER VE İYİ GAZETELER VAR”
-Adana’daki yerel gazeteleri inceleme şansınız oldu mu?
Adana’ya geldiğimde yerel gazetelerden Ziya Paşa’yı öğrendim. Adana’da ne öğrendiğimi sorarsanız hemen ilk olarak bunu söylerim. Bir valinin bir yerde hayatı nasıl değiştirdiğini öğrendim. Bunu ancak bu bereketli topraklardaki bereketli insanlar yapabilir. Çukurova Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi nice değerli insanlar yetiştirmiştir. Adana’da çok yetenekli gazeteciler ve iyi gazeteler var. Bu durum basının geleceği açısından bana umut veriyor.
-Gazetecilik ile basın danışmanlığı arasında çok büyük farklar var mı?
Gazetecilik ve basın danışmanlığı çok farklı işler. Yakın görünmesine rağmen farklı. Şimdi masanın diğer yanındayım. Basın danışmanlığı beni çok kesen bir iş değil ama farklı şeyler yapmaya çalışıyorum.
-Mesela neler yapıyorsunuz?
Sosyal medyayı aktif kullanıyoruz, radyo kurduk, dergi ve gazete çıkarıyoruz. Bunlar için ekip oluşturduk. Dergi edebiyat üzerine yayın yapıyor. Hem de iyi bir edebiyat dergisi… Ayrıca gazete de çıkarıyoruz ve mutluyuz.
Gazetecilikten gelen basın danışmanlarının ürettikleri yerini buluyor. Metin iyi olursa, fotoğraf iyi olursa ürettiğiniz gereken değeri buluyor.
