Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, İlacın stratejik ürün olduğunu belirterek, ”İlaç üretiminde yerli ve milli olmak zorundayız” dedi.
Eczacı Odası (ADEO) Başkanı Mürsel Yalbuzdağ, Genel Sekreter Erdem Kızıltepe, Sayman Mehmet Ceyhun Dalkıran, Yönetim Kurulu Üyeleri Elif Özsaydı, Selin Öztanrıöver, Melika Şahindal Bayer, Sedat Unul ile birlikte Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’i ziyaret etti. Başkan Ö. Mürsel Yalbuzdağ, oda faaliyetleri ile ilaç ve eczacılığın geldiği nokta hakkında bilgi verdi.
Türkiye’de İlaç sanayisinin giderek geliştiğini belirten ADEO Başkanı Ecz. Ö. Mürsel Yalbuzdağ, şöyle konuştu:
“Adana Eczacı Odası olarak her zaman öncelikli görevimiz halkımızın ilaca kolay erişmesini sağlamak. Tüm dünya’da olduğu gibi ülkemizde de ilaç sanayisi gelişiyor. Ama bu gelişimin eczacı istihdamına katkısı yüzde bir oranla çok düşük kalmaktadır. Özünde ilaç AR-GE konusunda, yeni ilaç geliştirilmesi konusunda ilaç sanayiinden eczacı istihdamı kaçınılmazdır. İlimizde 861 eczanemizle hizmet vermekteyiz. Odamıza kayıtlı 1433 eczacı bulunmaktadır. Ülkemiz deprem bölgesi olduğundan Afet Eczacıları da istihdam edilmelidir. Kamuda eczacıların istihdamı arttırılabilir. Asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz 6 Şubat depremlerinde Hatay'da 212 eczanemiz çöktü, yıkıldı. Depremde 44 eczacımızı, 21 eczacılık fakültesi öğrencimizi ve eczane teknisyenini kaybettik. Türk Eczacılar Birliği olarak 74 gün boyunca 11 il’de 28 adet Sahra Eczanelerimizi kurduk. Halkımıza ihtiyaç duydukları ilaçlarını ücretsiz dağıttık. Deprem yaralarını sardık, sarmaya devam ediyoruz. Adanamıza faydalı olacak her türlü desteğe, birlikteliğe hazırız.”
Türkiye’de yerli ve milli her ürünü desteklediğini belirten Adana Valisi Yavuz Seli Köşger ise şunları söyledi:
“İlaç, temel ürünlerimiz gibi stratejik ürünlerimizden biridir. İlaç’ta dışa bağımlı olmak ülkemizi sıkıntıya sokabilir. İhtiyaç duyulabilen tüm ilaçlarda yerli ve milli üretim şarttır. Bir ambargo bir savaş durumunda yabancı kaynaktan ilaç gelmediğinde ne yapacağız? Hastalarımız, insanlarımız tedavi olmakta sıkıntı yaşarlar. Bu sebeple enazından bütün ilaçların muadillerinin ülkemizde üretiliyor olması kaçınılmazdır. Ülkemizde çok sayıda eczacı yetişiyor olması yeni bir planlamanın yapılmasını gerektirir. Yerli ilaç sanayinin, milli ilaç sanayinin gelişmesiyle genç yetişen eczacı kardeşlerimize de bir istihdam alanı oluşturur. Bilim yuvası olan üniversitelerimizin dünyanın tedavisini bulamadığı hastalıklara da ilaç geliştirebilecek duruma gelmesi lazım. Tüm dünya ülkeleri son surat kansere çare bulmaya çalışıyor. Umarız ki Türkiye'deki bilim insanlarımız bunun öncüsü olur. Unutulmamalıdır ki Türkiye’de üretilen her ilaç ülkemizin kalkınmasına fayda sağlar.”