Vergi mahremiyeti, vergi mükelleflerini kendi iş ve işlemlerinde görev alan memur ve hizmetlileri ile vergi işlemlerini yürüten kamu görevlilerinin öğrendikleri bilgileri mükellef aleyhine kullanmalarını yasaklayan ve yaptırımlara bağlayan bir hukuki düzenlemedir. Konu ile ilgili yasal düzenlemeler Vergi Usul Kanunu’nun 5 ve 362’nci maddeleri İle Türk Ceza Kanunu’nun 239’ncu maddesinde düzenlenmiştir. Yeni yasal düzenleme ile mahremiyet kapsamı aşağıda açıklanacağı üzere daha da genişletmektedir.
MEVCUT DÜZENLEME
Vergi Usul Kanunu’nun 5’nci maddesinde vergi mahremiyeti; görevleri dolayısıyla, mükelleflerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine yönelik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması gereken diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine yani yararına kullanamazlar.
Yasada bunlar;
Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar,
Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar,
Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler,
Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler,
Şeklinde sayılmışlardır. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. Serbest Muhasebecı̇ Malı̇ Müşavı̇rlı̇k ve Yemı̇nlı̇ Malı̇ Müşavı̇rlı̇k Kanunu’na göre tasdik ve inceleme yetkisi bulunan yeminli mali müşavirler de mahremiyet yasakları kapsamındadır.
VERGİ MAHREMİYETİ SAYILMAYAN HALLER
Zaman içinde çeşitli yasal düzenlemelerle vergi mahremiyetini ihlal etmeyen bazı düzenlemeler de yapılmıştır. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
– Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla gelir ve sermaye şirketi kurumların beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan gelir ve kurumlar vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerinin verildiği yıl içinde bağlı oldukları dairenin münasip yerlerine ve mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa orada da asılacak cetvellerle ilan olunması,
– Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanlarının, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarlarının Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca veya yetki mahalline devredilmişse mahallince açıklanması,
– Kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgilerin verilmesi,
– Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi,
Vergi mahremiyetini ihlal sayılmamaktadır.
Ancak açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez.
VERGİ MAHREMİYETİ İHLAL ETMENİN CEZASI?
Vergi mahremiyetini ihlal etmenin cezası ile ilgi olarak Vergi Usul Kanunu’nun 362’nci maddesinde; ‘’Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanunu’nun 239’ncu maddesinde cezalandırılacağı’’ düzenlenmiştir:
Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.
Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikayet koşulu aranmaz.
Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Görüldüğü üzere vergi incelemesi ile görevli olanlar vergi mahremiyetini ihlal etmeme yükümlülüğü altında oldukları açıkça yasa ile düzenlenmiştir.
Ayrıca bu suçlar şikayete bağlı suçlardan olduğu için mahremiyetin ihlal edildiğini ileri süren kişinin, şikayetine bağlı olarak soruşturulmaktadır.
YENİ YASA İLE YETKİLİ ORTAK, YÖNETİCİ VE ÇALIŞANLARA DA MAHREMİYET KAPSAMINDA
Yapılan değişiklikle Kanun'a, 'elektronik defter beratı' ve 'elektronik muhasebe fişi' tanımları ekleniyor. Buna göre, elektronik defter beratı, elektronik ortamda tutulan defterlere ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standartlara uygun bilgileri içeren ve Başkanlıkça onaylanmış elektronik dosya; elektronik muhasebe fişi ise şekil hükümlerinden bağımsız olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standart ve içeriğe uygun olarak elektronik ortamda düzenlenen, imzalanan, muhafaza ve ibraz edilebilen muhasebe fişine ait elektronik kayıtlar bütünü şeklinde tanımlanıyor.
Yasal düzenleme ile; ‘’mükelleflerin defter ve belgelerini elektronik ortamda ibraz edilebilmesine imkan sağlanırken, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilen mükelleflerin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanması’’ olanağı getiriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca; ‘’tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin, mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanmasının yanı sıra mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla ibraz edilmesine de izin verilmesi veya zorunluluk getirilmesi için’’ yasal düzenleme yapıldı.
Sabri Arpaç
sabriarpacymm@mail.com